• gündüz uyumanıza saygılı davranan bir sosyal çevreniz yoksa psikolojide kalıcı hasarlara yol açabilir.
  • en önemli getirisi uykusuzluktur. herkes uyurken siz uyanık-cin gibi, herkes kalkıp güne başlar-işe giderken siz bitmiş-tükenmiş, güneşten fevkalede rahatsız bir halde yatağa gidersiniz.

    gözlerinizin altında zamanla kraterler oluşur, çizgiler meydana gelir.

    işten eve gelince hemen uyuyamazsınız. mutlaka biraz tv seyredilir, birşeyler atıştırılır, bir parça bişey okunur.

    sabaha karşı yatarsınız. illa ki bir kapı, bir telefon çalacak. ya postacı, ya kapıcı ya yanlış numara uykunuzu piç edecektir.

    uykunuzda karma karışık şeyler görürsünüz. uyandığınız anda birine anlattınız ya da bir kenara yazdınız yazdınız, yoksa birkaç saat içinde uyuduğunuzu dahi hatırlamayabilirsiniz. çünkü gece çalışmanın getirdiği uykusuzluğun en önemli sonucu unutkanlıktır. hemen hemen herşeyi erteler ve ardından da unutursunuz.

    öğleden sonra oldukça yorgun uyanırsınız. uykudan değil de ringden kalkıyor gibisinizdir. en ufak bir gürültü, size seslenilmesi, çatalın tabağın içine düşüşü bile sinirlerinizi zıplatmaya yeter. başınız ağrımakta, gözleriniz tam açılmamaktadır. tek çare kahve gibi gözükür. önceleri faydalıdır da. lakin uzun vadede alışkanlık yapar. cafein bağımlısı olur çıkarsınız. uykusuzluğunuza uykusuzluk katar kupa kupa kahveler.

    ikindi gibi kendinize geldiğinizde biraz nete girmek, bir iki fatura ödemek, eve birşeyler almak, haberlere bakmak, bir iki arkadaşla buluşmak, bişeyler atıştırmak ve daha bir dolu şey yapmak gerekir. lakin içinizde zerre arzu yoktur.

    görüşmek istediğiniz arkadaşlarınızın tümü her normal insan gibi gündüz çalışmaktadır. yegane izin gününüz ise sevgiliniz, aileniz, dostlarınız arasında adilane bir biçimde pay edilemeyeceğinden zaman zaman bir kısmı bazen de tümünü kaybedersiniz...

    yazın gelişiyle birlikte konserler başlar. açıkhavada, şurda burda. en kaçmaz sanatçılar, gruplar, yurtdışından gelen önemli müzisyenler... lakin nedense bu organizasyonların tümü gece yapılmaktadır. o an "ulan bu işte bir terslik var, ben ters zamanda mı çalışıyorum acaba" dersiniz ama konuyu unutursunuz sonra...

    sorunların birikip tepe, dağ, everest olduğu zamanlarda gündüze geçeceğinizi, iş değiştireceğinizi, gerekirse bu uğurda kıbrısı verebileceğinizi bile ima edersiniz. lakin asla mesai saatleriniz değişmez.

    7 yıldan sonra en güzel yanı kimsecikler yokken bir sabah eyüp'te huzur bulabilir, bir başka sabah çengelköy'de kahvaltı, bebek'te yürüyüş yapabilir, ortaköy'den manzara seyredebilirsiniz...

    zevkli ama çilelidir... herkes dayanamaz...
  • test ettim ve fark ettim ki; halüsinasyon görmeye neden oluyor.
  • gece calisip, gunduz uyunuyorsa sosyal yasamdan biraz uzaklasmaya sebeb olmakla birlikte bunyede ciddi hasarlara yol acmaz. ancak gunduz calisildigi yetmiyormus gibi bir de gece calismaya devam edilmesi bir sure sonra bunyeyi sarsmaya baslar. cevredeki insanların sadece is yerindekilerden ibaret olduğunu sanmak, surekli ofiste olunduğundan hava ısısı hakkında bir fikre sahip olmamak, eve bosu bosuna kira veriyor olma dusuncesi, cok zayiflamak ya da cok sismanlamak, sevgilisiz kalmak, komsuların esrarengiz islerle hasir nesir oldugunuzu dusunmesi gibi birtakim durumlar hasil olur hayatta. bas edilmesi zor bir durumdur. acil olarak istifa etme istegi uyandirir.
  • herkes yenilenmiş dışarı çıkarken eskimiş şekilde eve girmeyi zorunlu kılar gece çalışmak. 'yarasa adam' kalıbını üzerinize yapıştırır. gündüzleri yok olmayı, geceleri ise hep olmayı. ve aslında ikisinde de tam olarak var olmamayı... sabah işten çıktığında kendini hissiz bulursun. hiçbir şey umrunda değildir. her şeyi yapabilecek gibi hissedersin. "birini öldürsem arkama bile bakmam." tek düşündüğün eve gidip kafanı yastığa gömmektir. kalktığında ise iş saatini beklemeye koyulursun. kendine ayırdığın vakit, işe gitmek için geçmesi gereken süreyi beklemekle sınırlıdır. o sürede de bir şey yapamazsın zira yorulup da kafanın şişmemesi gerekir. hele de dikkat isteyen bir işte çalışıyorsan. izin günleri, cennete adım atmak gibidir. iznin bittiği ilk gece ise cehennem... tek güzel yanı, ücretine ek olarak verdikleri gece tazminatıdır. fakat o parayı da rahatlıkla yiyemedikten sonra ne eyleyim iki kuruş fazlasını. gece çalışınca insan sadece çalışır, gece çalışınca insan, yaşamaz; sadece uyur ve çalışır. fakat asla yaşamaz.
  • gündüzler çok sınırlı geceler ise hudutsuz düşüncesi akla mıh gibi kazınması ve güneş bize haram usta diyen gündüzcülere adu ket çekme isteğinin harlanması ama efendilik edilip yapılmaması.

    bütün olumsuzluklara rağmen ise giderken sabah trafiği çekmemek bir artıdır. hayat biçimi olan herkes giderken mersine sen gidersin nihavend makamında tersine sayesinde işe trafiği gayyasına bulaşmamaktır.

    ama için normal bir yaşantıya dönmek. efendi gibi sabahın yedisinde kalkmak tıklım tıkışık otobüslerde işe gidip akşamı uykuda değil de ayakta karşılamak ister kişi.

    kahvaltılığın akşam yemeği, akşam yemeğin kahvaltılık olmasından bıkkınlıkta işin çabası. ancak izin günlerinde standart insana döner ama çok pahalar karşılığında ve ne yazık ki istifayı bastırıp çekip gitmeyi hep erteler durur.

    gün sayar sanki şafak bekleyen gece silahçısı gibi. şafak doğan güneş olur bu devr-i devran sanki bir hayalden kalan hatıra olur.

    (bkz: sen benim geceleri uyuduğumu mu sanıyorsun memati)
  • çalışma saatleri evde geçiyorsa işyerine oranla süper olaydır.
    ayklarınızı uzatır, kahvenizi yapar, donla ya da donsuz çalışabilirsiniz.
    ara verip yemek yiyebilir, hatta içki içebilir ve hatta seks yapabilirsiniz*...
    mistir.
  • işyerinde ve yalnızsanız üstüne bir de çalışmak zorundaysanız sıkıcı ve bir yandan boğucu olabilecek aktivite. alışkanlık kazanınca hayat bir garip hale gelir. geceleyin bina içerisinde operadaki hayalet misâli dolaşılabilir. kimi zaman bir köşeye saklanıp gece çalışmaya gelen bir arkadaşı korkutmanın hayali kurulur; çok fazla abartmamak gerekir. bol vitamin alınmalı, az sigara içilmeli, sağlığın ebesine hallenilmemelidir *.
  • kesinlikle gündüz çalışmaktan daha verimlidir, sizi rahatsız etme potansiyeli olan insanlar uykudadır, sokakta çıt yoktur ve konsantrasyonunuz tamamen sizin elinizdedir. uyku ile olan anlaşmazlık çözüldüğü takdirde normalde bir hafta sürecek ödevler, projeler vesaire bir gecede tamamlanabilir.

    hafif bir müzik eşliğinde yapılması tercih edilmelidir, mezesi kahve ve sigaradır. ayrıca bugün bütün günümü boş geçirmeme sebep olmuş şeydir.**
  • en güzel yanı; sabahın köründe metroda, otobüste herkes suratsız halde işe giderken siz mesaiyi çoktan bitirmişsinizdir. şimdiden tükenmiş suratları izlerken keyifle evinize veya serbest saatlerin tadını çıkarmaya gidiyor olmanız normal dışı hissettirdiği için -insanlık hali- rahatlatıcı bir unsur haline gelir. tabii yalnızca bir sonraki nöbete kadar.
hesabın var mı? giriş yap