• judith malika liberman'ın masal terapi adlı kitabında yer alan güzel bir masal. en uzun entârim olacak aynı zamanda. buyurunuz:

    lise, çayırda bütün gün boyunca sürüsüne göz kulak olup bir yandan da yün eğirirmiş. hava kararmaya başladığında tepenin öteki tarafındaki köyüne dönmeye hazırlanıyorken birden tuhaf bir soluk sesi duymuş ve arkasında bir şeyin varlığını hissetmiş. tüyleri diken diken olmuş. korkuyla arkasına hızlı bir bakış atmış. bir de ne görsün? ona bakan iki parlak göz varmış. bir yaratık !
    elindeki işi yere fırlatıp koşmaya başlamış. önce ormanda izini kaybetttirmeyi umarak tepeye doğru koşmuş ama peşinden onun da koştuğunu duyabiliyormuş. elbisesi dallara takılıp onu yavaşlatıyormuş. yaratığın , arkasında dalları kırdığını duyuyor, nefesini neredeyse ensesinde hissediyormuş. çabucak başındaki mavi kurdeleyi çözmüş ve arkasına bırakmış. kurdele gürül gürül akan bir nehire dönüşüvermiş. ardına bakmadan yönünü değiştirmiş ve köye doğru koşmaya başlamış. peşindeki yaratığın nehri geçmeye çalışırken çıkardığı şıpırtıları duyuyormuş. yaratık bir kez daha yaklaşmaya başlamış. tepeden , aşağıdaki evleri görebiliyormuş; bir ulaşabilse kurtulacakmış ama hâlâ çok uzaktalarmış ve şimdi ağaçların koruması olmaksızın açık arazide koşuyormuş. saçındaki tokayı çıkarmış ve arkasına atmış. toka bir ağaçlığa dönüşerek yaratığın yolunu engellemiş veya , en azından, lise onu köye ulaşmasını sağlayacak kadar yavaşlatmasını umuyormuş. şimdi köyün ilk evlerini net bir şekilde seçebiliyormuş ama yaratık ağaçların arasından kurtulmuş; yine peşindeymiş.
    köye o kadar yakınmış ki artık vazgeçemezmiş. bu kez şalını yere atmış ve şal kızıl bir tilkiye dönüşüp eve doğru hızla koşmaya başlamış. yaratık tam onu yakalamak üzereyken kapının eşiğine ulaşmış ve kapının açıldığını görünce evin içine atlayıp , yere düşüp bayılmış.
    ertesi sabah başucunda çiçeklerle beyaz çarşaflı bir yatakta , bu küçük evde uyanmış. başını kaldırdığında üç genç ve yakışıklı kardeşin onu seyrederek uyanmasını beklediklerini görmüş. önceki geceki kovalamacayı hatırlamış ve onları uyarmak istemiş: " bir yaratık vardı. ormandan evinize kadar beni kovaladı. onu gördünüz mü? yakalayabildiniz mi?
    kardeşlerin en büyüğü yanına yaklaşmış: " yaratık falan yoktu, o bendim. arkandan koştum çünkü sana âşık oldum ve seni evimize davet etmek istedim. özür dilerim, seni korkutmak istememiştim. aşktan bu kadar mı korkuyorsun ki beni bir yaratık olarak gördün? "
    -son-

    mesaj: kalbin arzularına uyup kendini riske açmak ve sonuçlarıyla karşılaşmaya hazır olmak...
hesabın var mı? giriş yap