• sebepsizce çok mutlu ailelerin yaşadığını düşünürüm ben hep.
  • genellikle güzel evlerdir, sıcak mutlu yuva hissi verirler
  • sarı ışık yanıyorsa mutlu olduklarını düşünürüm...
  • içinde yaşayanların bakkala markete nereye gittiklerini merak ettiğim evler.

    dikkatlice bakıyorum, etrafında ne bir wellness center ne bileyim bir mall, süpermarket bile yok. google streetview'da bile çıkmıyordur yaşadıkları yer. çok iğrenç. buradaki insanlar hayatlarını nasıl schedule ediyorlar çok merak ediyorum. swh. öf tamam ben bu değilim.

    şaka bi yana, gerçekten etrafında bakkal falan yok, acil bir şey için eczane yok. nereye gidiyorlar, napıyorlar acaba. her yere arabayla yardırıyorlar sanırım. ekmek almak için dahi olsa. ya da her şeyi topluca alıp stokluyorlar.
  • uyuduğum için göremediğim evlerdir .
  • küçükken okuduğum kitaplara konu olan hikayeler yaşanıyormuş gibi hissederim hep. sobada kestane yapan mutlu bir aile gelir gözümün önüne. yanlarından geçtikçe içimi huzur kaplar. kim bilir bu evde yaşayanların hayatları ne türlüdür diye merak ederim. iyi ki varlar. umutsuzluğuma küçük de olsa derman olmuşluğu çoktur bu evlerin, yolculuklar esnasında. bir gün misafir olmayı çok isterim.
  • çook hüzün veren ,
    insana kendine acıma,
    dünyaya yabancılaşma
    ve bilinmeze gitme hissi veren
    evlerdir.
    hele bir de uzaklarda
    köpekler havlıyorsa
    mevsim kışsa....
  • aklıma babamla yaşadığım otobüs yolculuğunu getirir:
    gözler doludur babamın...üniversite ve yurda kayıt yapılmış memlekete geri dönülmektedir.
    -yanan ev ışıklarına her baktığında baba evini özleyeceksin. sıcacık aile ortamını...çocukluğunu...
    şimdi orda olsaydım anne ve babamla aynı sofrada yemek yeseydim diyeceksin...
    demişti...
    hiç unutamam o sözlerini, her otobüs camından gece vakti evlere baktığımda aklıma gelir dolan gözleri...
    (bkz: ah babam sağ olsaydı)
  • ilginç bir şekilde içlerinde kasketli bıyıklı emmilerin, şalvarlı baş örtülü teyzelerin oturduğunu düşündüğüm evlerdir. çünkü şehrin dışındadır bu evler. öyle çok süper lüks evler de değillerdir. yani gidip de mini etekli elbiseli kızlar falan oturmaz bu evlerde. taşra kültürü hakimdir bu evlerde.
  • ünv için ailemden ayrı başka şehirde yaşayacağım zaman, otobüs yolculuklarım başladığında dikkatimi çekmişti benimde.. başlarda artık başka şehirde kendimce özgür bir hayatın beni beklediği düşüncesi vardı.. yalnız yolculuklar arttıkça, yolculuktaki o evler aslında ailenle hayatın boyunca beraber geçireceğin zamanın nasıl azaldığının, hayatın kısa olduğunun göstergesi olmaya başlamıştı. o evin, daha doğrusu ailenin yanında hissettiğin huzur ve güven duygusunun ne kadar değerli olduğunu anlamaya başlamıştım, özgürlüğüme kavuştuğumu sanarken..
hesabın var mı? giriş yap