• benim başlık yine hortlamış, öyleyse birkaç daha önce vermediğim bilgiyi daha ekleyeyim.

    etlerinizi iyi pişmişten daha az bir seviyede pişirdiğinizde içinden akan pembe sıvı kan değil, kanda oksijeni taşımayı sağlayan bir protein. dolayısıyla ıyy kanlı deyip iğrenmenizin çok bir manası yok, aynı sıvı çok ısıl işlem gördüğünde oksitlenerek kahverengiye dönüşüyor ve eğer etinizi ayakkabı dili kıvamına gelecek kadar pişirmiyorsanız kaybolmuyor.

    tavuk ve hindi etini pişirirken iç sıcaklığının en az 73 dereceye ulaşmasına özen gösterin çünkü bu hayvanların sindirim sistemi dolayısıyla salmonella bakterisi ihtiva edebiliyorlar ve bu bakteri bu derecede ölüyor. kaz, ördek gibi av hayvanlarında bu durum söz konusu değil.

    yumurta çiğ yenmez evet, sebebi de salmonella, ama cdc verilerine göre yumurtada salmonellanın sizi bulma ihtimali 20000'de 1. yani "ıy aman çiğ yumurta" deyip ev yapımı mayonez, mousse falan yemekten kaçınmayınız. o piyango size vuracaksa eğer başka şekilde de vurur.

    spagetti bolonez orijinal bir italyan tarifi değildir, zira italyanlar hangi tip sosu hangi şekil makarnayla yiyeceklerine çok önem verirler. bolonez gibi taneli bir sosu spagetti gibi ince bir makarna taşıyamayacağından bu sosu (ragu alla bolognese) lazanyada kullanırlar. hatta spagettinin uygun olmayışına kanıt: yemeği bitirdiğinizde tabağın dibinde bir havuz dolusu kıyma kalması. siz de bu sosu kullanacaksanız daha kalın/oyuklu vb makarnalarda kullanıp daha çok randıman alabilirsiniz.

    türkiye'de çorbalarımıza kıvam vermek için mutlaka bir un+tereyağı ikilisi kullanırız ama çorbanızın kıvam almasının tek yolu bu değil. zira bağlayıcı olarak terbiye (yumurta+limon suyu+yoğurt), nişastalı su, sebzenin kendisini püre haline getirmek gibi yöntemler kullanılabilir.

    fırında patates/tatlı patates yapacaksanız ama bunun kızarmış kadar kıtır olmasını istiyorsanız ince dilimler halinde kestiğiniz patatesleri bir 6 dakika kadar sirkeli suda haşladıktan sonra mısır nişastası+su karışımı hazırlayarak patatesleri bu karışıma bulayıp fırına verebilirsiniz. ekstra nişasta patatesinizin dış çeperinde kıtırlaşacak bir katman oluşmasına yardımcı olacaktır.

    kekiniz kabarsın istiyorsanız kabartıcı ekleme işleminin b*kunu çıkarmayınız. bazısı var "ay garanti kabarsın" diye yumurtanın beyazını köpürtüp karışıma fold edip üstüne kabartma tozu+karbonat+sirke+yoğurt+soda falan ekliyorlar, sonra o kek fırında infilak ediyor resmen çünkü kekteki o ekmek ekmek olan sert dokuyu istemediğimiz için gluten oluşturmuyoruz, dolayısıyla o un o hava kabarcıklarını taşımıyor. doğru düzgün kabartma tozunuzu ekleyin, yumurtaları çırparken de biraz hava girmesini sağlayın, sonra tek yapmanız gereken şey fırının kapağını ilk 35 dakika açmadan sabırlıca fansız şekilde pişmesini beklemek. vallahi kabaracak bak söz.

    turşu kuracaksanız kaya tuzu kullanın. biliyorum salamura tuzları satılıyor turşuluk diye, ama genelde deniz tuzundan yapılmış oluyor o salamura tuzları, eğer turşunuzun kıtırlığını garantilemek istiyorsanız kaya tuzundan şaşmayınız zira deniz tuzu sebzelerin içlerinin yumuşamalarına sebebiyet verebiliyor. 1 litre suya 40 gram tuz oranı her zaman güzel sonuç verir.

    çılbır/poşe yumurta yapmak istiyor ama da yumurtanız dağılmasın, iplik iplik olmasın mı istiyorsunuz? çözüm aşırı basit. yumurtanızı bir süzgecin üzerine kırın ve beyaz kısmının daha akışkan kısmının aşağı akmasını bekleyin. daha sonra öyle fokur fokur kaynamayan ama soğuk da olmayan (85-86 derecelerde) suyunuzun içine bir çay kaşığı sirke döküp yumurtanızı öyle girdap falan yapmadan usulca tencerenin içine bırakın (yapışmaz yüzeyli değilse dibine yapılşabiliyor ama azıcık dürterseniz bir kepçe/süzgeçle, kurtarıyorsunuz) ve 3 dakika içerisinde şeklini mükemmel korumuş, iplik iplik olmamış, dağılmamış poşe yumurtanız hazır.
  • soğanın kok tarafi en son kesilmelidir, gozu yasartan sulfur oksit en cok orada birikir.
  • zeytinyağlı yemekler salça ile yapılmaz. mevsimi ise taze domates, yoksa yazdan hazırlanmış domates sosu ile yapılır.

    salça, zeytinyağlı soğuk yenen yemeklerin tadını bozar.
  • bazik endeksi yüksek sebzeler ile asidik endeksi yüksek sebzelerin karıştırıldığı yemekleri uzun süre kısık ateşte pişirmek gerekir. bu sürenin ne olacağı seçilen sebzelere bağlıdır.

    örneğin anadoluda ilaçlama olarak tabir edilen fasulye cinsi bitkilerin pişirilmesi için eklenen salça veya domates bazik endeksi fasulyeye kıyasla çok daha yüksektir. protein içeriği yüksek fasulye ise adı üstünde amino-acid yani asidiktir. fasulye tek başına çok daha hızlı pişebilecekken içerisine domates türevi tatlar karışınca pişme süresi otomatik olarak uzayacaktır. amino asit zincirinin kırılması bu sürenin uzunluğuna bağlıdır.
  • knorr vs hazır kremalı mantar çorbasını 5 bardak su yerine 2-3 bardak süt ile pişirirseniz pratik ve harika bir makarna sosu elde etmiş olursunuz.
  • restaurant kelimesi "midenin restore edilmesi" manasında ilk defa fransada kullanılmıştır.
  • pastanelerden aldığınız pastaların pandispanyasında ovaleks kullanılır, amaç kekin bayatlamasını geciktirmek, daha güzel kıvamda kek elde etmektir. ayrıca pandispanya yapımında fazlaca iş gücü de gerektirmez. pandispanyalar piştikten sonra kesilirken içinde yeşil plastik katman şeklinde bir kitle oluşabilir, bazısında çıkarken bazısında çıkmayabiliyor, sebebini bilmiyorum, bizzat gözlerimle şahit olmuştum. o kekler kullanılmaz, atılır.

    zaten o içindeki çilekler de yıkanmıyor, pastaneden pasta almayın.
  • makarna sudan geçirilmez.
  • az önce et kestiğin tahtada yada kesme tezgahında sakın ha sebze kesme, zararlı bakteri florasını sebzelere geçirme.

    cırcır olma sevdası budur.
  • yemekte ekşi, tatlı, tuzlu, acı doğru oranlarda kullanılırsa lezzeti beyninizi karıncalandırır. yemeğe pekmez mi koyulurmuş gibi önyargılarınız olmasın. monosodyum glutamat ın bize bol bol cips yedirmesinin sebebi bu aslında, bütün tat duyularını mıncıklıyor ve ağzımızın suyu aka aka yiyoruz.
hesabın var mı? giriş yap