geceye bir şiir bırak
-
böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
en uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye
laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil
aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
yatakta yatmayı bildiğin kadar
sayın tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
bütün kara parçaları için
afrika dahil
senin bir havan var beni asıl saran o
onunla daha bir değere biniyor soluk almak
sabahları acıktığı için haklı
gününü kazanıp kurtardı diye güzel
birçok çiçek adları gibi güzel
en tanınmış kırmızılarla açan
bütün kara parçalarında
afrika dahil
birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
değerlendiremez
bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
diziyorlar
bütün kara parçalarında
afrika dahil
burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
aklıma kadeh tutuşların geliyor
çiçek pasajında akşamüstleri
asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
bütün kara parçalarında
afrika hariç değil
üvercinka - cemal süreya -
ülkü tamer'e, sevgiyle:
soğuk bir tül örtüyorlar yüzümüze,
sanki ölmek için beyaz bir uykusuzluk;
belki utanmasak bizi bırakacaklar,
terliyoruz, tırnaklarımdan damlıyor kan
onun üstüne,
soğuk bir tül örtüyorlar üstümüze.
hangi odaya saklansak şimdi onlar,
hangi sokaklara çıksak ölüm;
girildikçe biten sevişmemiz onlar yüzünden,
ne zaman boynuna uzansam ölüm kokuyor
yalnızlıktan, o yalnızlık,
kelimesi artık şiirde unutulan. -
eskiden hep giderken olsam derdim,
bilmediğim oraları özlerdim.
nedir dönerken, nedir akşam
bilmezdim, bilmeden gülerdim
başka, hep başka bir yerde olsam.
o gelir beni bulur derdim.
içinde neler olup olmadığını düşünmeden,
evlerin, evlerin arasından geçip giderdim.
özdemir asaf -
dünyaya dön güzel bir gece olsun ama
hani böyle saçlarını rüzgara bıraktığın gibi gel
sade şık bir elbiseyle dön bana rüzgarsız olsun
gün, dün ve yarın gözlerini kısıp uzaklara bakma
ben burdayım sadeliğin güzelliği gözlerinin içi
canımın içi dön bana dön ve bu son olsun
şimdi yazdım şair olduk gece gece hahaha -
ülkü tamer'den...
geceleyin
geceleyin karanlıkta
suya attım ben sesimi
türkü oldu birdenbire
denizinden geçen gemi
geceleyin karanlıkta
gülümsedim buluta ben
saçlarına düşen yağmur
gökkuşağı oldu birden
geceleyin karanlıkta
yıldız tuttum gök içinde
işığını sana vurdu
bir gül açtı yüreğinde -
seviyoruz dedik işte
sorma, ne kadar
baya çok, aşırı şiddetli,
kuvvetli, heybetli, artı hiddetli.
kısaca söylersem, su kadar.
uzunca, mississippi kadar.
şirince, pisi pisi kadar
elimle, gösteriyim mi?
nah bak, şu kadar
ah, huma kuşu kadar
vah, işci maaşı kadar
tüh, az mı oldu bu kadar?
uzatma işte...
seviyorum dedim,
o kadar
daha nasıl anlatayım
minare arkasına gizlenmiş ay kadar sobelenebilir aşkın.
ya sen?
(bkz: tahmini ne zaman bana aşık olursun?) -
cinayet saati
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
deli cafer ismail tayfur ve şaşı
maktulün onbeş yıllık arkadaşı
üçü kamarot öteki aşçıbaşı
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben gördüm kulaklarım gördü
vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
hiç biriniz orada yoktunuz
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
on üç damla gözyaşını saydım
allahına kitabına sövüp saydım
şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum kasımpaşa'daydım
hiç biriniz orada yoktunuz
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
polis kaatilleri arıyordu
deli cafer ismail tayfur ve şaşı
üzerime yüklediler bu işi
sarhoştum kasımpaşa'daydım
vapuru onlar vurdu ben vurmadım
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben vursam kendimi vuracaktım
attila ilhan -
hüznün kuşları
ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli
kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat
sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra -
konuşmak susmanın kokusudur.
ya sus-git, ya konuş-gel, ortalarda kalma.
yalan korkaklığın tortusudur.
dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma.
özdemir asaf -
seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
''seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...
seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
nereden bileceksin?
sen benimle hiç olmadın ki. olsaydın avuçlarım terlemezdi... isırmazdım dilimin ucunu... özlemezdim seni yanımdayken.kıskanmazdım.
korkmazdım yollarda yürümekten. islanmazdım yağmurlarda... yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... ve her kulaçta haykırırdım seni..
ama sen hiç benimle olmadın ki...
ya aklın başka yerlerdeydi ya yüreğin...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap