geceye bir şiir bırak
-
sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
(bkz: özdemir asaf) -
hastalar
kardeşlerim
iyileşeceksiniz.
ağrılar, sızılar dinecek
yumuşak, ılık.
bir yaz akşamı gibi inecek
ağır, yeşil dalların ardından rahatlık.
hastalar, kardeşlerim,
biraz daha sabır, biraz daha inat.
kapının arkasında bekleyen ölüm değil, hayat.
kapının arkasında dünya, dünya cıvıl cıvıl
kalkacaksınız yatağınızdan,gideceksiniz.
tuzun, ekmeğin, güneşin tadını
yeni baştan keşfedeceksiniz.
sararmak limon gibi, mum gibi erimek,
devrilmek kof bir çınar gibi ansızdan,
kardeşler, hastalar,
biz ne limonuz, ne mum, ne çınar.
biz insanız çok şükür
çok şükür biliriz,
ilacımıza
umudu katmasını
yaşamak gerek diyerek
ayak direyip
dayatmasını
hastalar,
kardeşlerim
iyileşeceksiniz
ağrılar, sızılar dinecek,
yumuşak, ılık bir yaz akşamı inecek,
ağır yeşil dalların ardından rahatlık.
(bkz: nazım)
babam attı. canını yediğim.kalpkalp -
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana,
insan nasıl konuşur kendisiyle,
nasıl koşar aynalara
bir cana hasret
bilmezler,,
-orhan veli -
aşk
ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
perde ardında sen ben dedikodusu var amma…
perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben
ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun
dünya esen yel üstüne kuruldu..
varlığımız iki yokluk arasındadır
çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin
medresede söz vardır tekkede de hal
fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de
ister şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi
aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir
bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak
yarını düşünmen beyhude bir heves
bir çok kişiden arda kalanlar
sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin
(bkz: ömer hayyam) -
biber ki yasa dışı önderidir sebzelerin:
şu sofrada ikimiz için de vur emri!
sözcükler alevler içinde nasıl da serin!
orta yerde durmuyor bir türlü yumru.
bu akşamüstü üç şey doğruladı beni:
kulüp rakısının üstündeki resim, bir;
ortak arkadaşımız prens hayati, iki;
üçüncüsünü sorma, bizimle ilgilidir.
bekarları evvermiyorlar,doğru;
evlilere kız vermedikleri de doğru,
bu yüzden bir gün seni bırakırım ya,
tütünü bırakmak gibi bir şey olur bu.
evet, gün geliyor bıkıyorum senden
ama istanbul'dan bıkmak gibi bir şey bu,
git, istersen, cüzzam kap bir yerlerden,
görmek istersen, nicedir, tutkunluğumu.
cemal süreya -
en uzun hikayesiydi ömrümün
seni sevmek zamanı -
güzel günler gelmeyecek; güzel görmeyi öğreneceğiz.
acılar dinmeyecek; sabrı öğreneceğiz.
önümüz aydınlık olmayacak;
ama içimiz aydın olacak.
(bkz: abbas kiyarüstemi) -
yağmurlar da diner moruk
gökyüzüne bakmayıveririz bir gün
zaten üç damla suyun bir avuç toprakla çarpımından
doğdum ben
bunun için çamura kestim son günlerdesen hiç bob dylan dinledin mi
hiç dün gece dinledin mi
şarabı rakıyla karıştırıp
saatler moruk saatler... ne olmuş saatlere
kurmayıveririz bir günben parmak hesabıyla bir ömür yaşadım
yükseklik korkusundan başım hiç dik durmadı
iğreniyorum kendimden bile bazen
dünyadan her zamankaldırıp yakamı inerim gecenin ayıp yerlerine
eve geç gelen adamların hüznüyle
biz ne kötü yaşadık be moruk
bir kuş kanatlarını dürünce rüzgarsız kalmak gibi
o kadar yalnız, o kadar umutsuzduk
-geçmiş zaman kipi gitmedi burda ama neysemoruk diyorum artık benimle büyüyenlere...
ahmet erhan -
bir an sevinç duyarken, korkuyorum sonra hemen,
haydut yıllar çalar götürür diye hazinemi;
bir an, başbaşa kalmaktan öte bir şey istemezken,
sonra diyorum ki, alem niye görmesin sevincimi?
bazan, sana baka baka kendime çektiğim ziyafetle,
doydum sanırken, bir bakışın açlığıyla ölüyorum sonra,
senin bana verdiğin ya da verebileceğinden öte,
ne bir şeyden zevk alıyorum, ne de çabalıyorum almaya.
işte böyle, her gün hem açlıktan ölüyor, hem tıkanıyorum;
ya oburca her şeyi yiyorum, ya da hiçbir şeye dokunmuyorum.
(bkz: shakespeare) -
ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
biraz nietzsche biraz kant kafan karışmış belki
parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
iyi kitaplar okudum bir boka yaramadı..
ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
işin yoksa çiçek al, saç tara, parfüm sık.
küsmesi, barışması, ayılması, bayılması
hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
hepsi ağzıma sıçtı..
ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
içime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
ben seni severim sevmesine de
iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..
ali lidar @alengirli şiir
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap