• kendimi hiç yorulmamış olmanın yorgunluğu içinde hissediyorum bu gece. biraz hareket etsem veya kalkıp oturuş biçimimi değiştirsem veya camı açıp keskin soğuk havanın odama dolmasına izin versem değişkenlik haline girecekmiş gibi hissettiklerim.

    bu benim yalnızlığın bana vadettiği en büyük korkum. beceriksizliği dahi beceremeyen bir beceriksizlik içindeyim.

    kalkıp dolabı açıp iki bira dahi içemeyecek haldeyim. üstelik yarın turneye çıkacağım ve benim üzerimde hiçbir şeyin ağırlığı var.

    altında ezildiğin şey üstünde değilken nasıl kurtulabilir insan bu yükten?
  • “bir gaz çıkartsa rahatlayacak” başlığı
  • kyk geri ödüyorum ve bu ara işsizim.

    iyi geceler
  • uyumak zorunda olmam.

    halbuki uykuya ihtiyaç duymadan ne güzel kafamı dinliyordum ve bunun farkımdaydım. bu da beni ayrıca rahatlatıyordu.
    şimdi uyuyunca kafamı dinlediğimin farkına 7-8 saat sonra anca varacam, o da güzel uyku olursa.

    nalet olsun.
  • hayat her geçen gün o kadar pahalanıyor ki, uyuyup uyandığın sabahın bir önceki günden daha zamlı olması insanın uykusunu kaçırıyor.

    uyumasan çözüm değil. maaş desen yetişemiyor zamlara.

    zamları geç enflasyon altında kalmasa ona da şükür.

    hayırlı işler.
  • (bkz: başçavuşun miğferle vurduğu erin vefat etmesi) içim yanıyor be sözlük. ufacık bi kural ihlalinden haksız yere yaralanmak, beyin kanaması geçirip 54 gün boyunca koma da kalmak, sonrasın da 20 yaşında hayatını kaybetmek.

    gerçi bu ülke de kimler haksız yere ölmüyor ki..
  • babamın günden güne erimesi
  • çok sıkıntı var sözlük, müsait bir yere bırakabilsem rahatlayacağım. ama bırakamadım gitti.
    derindekiler çıkmıyor, aklıma gelenleri bırakıyorum gelip alsınlar.
    neden yaratıldığımızla ilgili sorulardan kurtaramıyorum bünyemi. nereden geldik, nereye gidiyoruz? acı neden var sorusu dönüp duruyor beynimde. ve tüm bunlar ruhumu sıkıyor.
    dünyanın çok boktan bir yer olması, erdemli olmanın hayatta hep kaybettirmesi, insanların çok acımasızlaşmış olması, sözlük ortamında bile zayıfa, mazluma, ölene oh diyen yüzlerce insan olması, şu anki dünya gündemi, geleceğe çok karamsar bakmak. en çok canımı yakan şeylerden biri de ölüm olgusu. babaannem ölüm döşeğinde, hayatım hiç iç açıcı değil, yeteneklerimin ve bir çok konuda kapasitemin belli bir seviyenin üstünde olmasına rağmen bir türlü tutunamadım, çok hassasım, kaygı bozukluğum var, aşırı empatiden ölüyorum. sevdiklerime bir şey olacak kaygısıyla yaşamaktan yorgun düştüm. uyuyamıyorum.
    işte bunlar hep sıkıntı.
    bir sıkıntı denmiş ama bırakmaya başlayınca tutamıyor ki insan, sıkıntı ishali gibi bişey herhal.
  • oooo tam benlik başlık açılmış. artık derdimi paylaşabileceğim bir hayat arkadaşm da olmadığı için buraya yazabilirm herşeyi.

    annem babamdan ayrı yaşıyorm sağolsunlar fiziken olmasa da gölgelerini hep hissediyorm ama sanırm bundan rahatsz olan ve bana vicdan azabı çektirtmek anne babamı eleştirmeye fırsat bulan bir insan var çok yakın çevremde. ınsan üzülüyor ya. zaten alınan kararlar bellidir neden o üzülsün kendini sorumlu suçlu hissetsin diye insan konuşurki ? çok canım sıkıldı bu da bu gece ki sıkıntı sebebim.

    bakalım temmuza kadar nelerle karşılaşacağım.
    bazen diyorumki keşke hiç gelmeseydim bulunduğum şehre. şuan ne uğruna geldiğim adam yanımda nede kisisel huzurum tam.
  • bütün yalnızlıkların ilenci
    korusun çoğulluklarınızı
    cinnet koyun erdemin adını
    maskeleriniz kuşanıp,yalanlarınızı çoğaltın
    hepiniz mezarısınız kendinizin.

    nilgün marmara
hesabın var mı? giriş yap