• anlık mutlulukların gelecek için feda edilmesidir.

    saçma sapan sorumluluklarla, "ya bir gün aç kalırsan, ya muhtaç olursan başkalarına?" kaygılarıyla büyütülüp, hiçbir zaman yaşanılan anın kıymetini bilememektir.

    gelecekte karşılaşılma olasılığı olan her türlü olumsuzluk için kılıç kuşanmaktır.

    daha iyi bir geleceğe inanıldığından, arkadaşlarla top oynamak, ip atlamak yerine evde ödev yapmaktır.

    tatillerde planlar yapmak yerine, çalışıp para kazanıp kenara koymaktır.

    ilk maaşla her istenileni almak yerine, ya bir gün bir şeyi istenip de alınamazsa diye, ilk maaşın yarısının kenara konmasıdır.

    daha iyi bir geleceğe inanıldığı için sırf, istemediği bir şehirde istemediği bir bölümü okumaktır.

    gelecek görülmediği için çok sevilen sevgiliden ayrılmaktır.

    çalıştığı ortamı, yaptığı işi çok sevmesine rağmen, sırf daha iyi bir geleceği olsun diye başka bir işe girmeye çalışmaktır.

    "ya başıma bir şey gelirse" diye cüzdanında para bırakmak için sırf, canı çektiği şeyden değil de ucuzundan almaktır.

    kısaca gelecekte "daha" mutlu olmak ya da "mutsuz" olmamak için o an mutlu olunacak her şeyi bir kenara bırakmaktır. ölene kadar belki bir günü bile "bugün ne kadar mutluyum" diye geçirmeyip "yarın çok daha mutlu olacağım" diye saçma sapan mutluluk hesaplarına girişmektir.

    sanki çok fazla zaman varmış gibi. sanki yaşanan anlar tekrar gelecekmiş gibi. sanki 25 yaşla 35 yaş birmiş gibi. sanki bir gün o çok mutlu olunacak gün gelecekmiş ve bu feda etmeler bir yerde duracakmış gibi.

    bir söz duydum "başarı için ömürlerinin bir bölümünü bedel olarak ödemeyenler, başarısızlığın bedelini ömür boyu öderler" diye. şimdi kim söyleyebilir ki bana bu "bir bölümü"nünün ne kadar olduğunu? 25 yılımı mı feda etmeliyim mesela, 3 ay da yeterli miydi? şu ana kadar evde oturup ödev yaptığım zamanlar mı karşılar bu "bir bölüm"ü yoksa ankara'da ağlayarak okula gittiğim günler mi?

    geleceği düşünmekten anı yaşayamamakla, anı yaşayıp geleceği düşünmemek arasında bir yer olmalı.
  • özellikle güzel bir ilişkinin içine etmek istiyorsanız yapacağınız yegane eylem, geleceği düşünmeye başlamaktır..
  • (bkz: carpe diem)
  • idealleri olan insanın yaptığı davranıştır genellikle. gelecek için çabalayıp anı kaçırırlar. hatta sadece anı değil pek çok şeyi kaçırırlar. daha sonra fark ettikleri zaman üzücü olur, ama en azından ideallerini yaşayabildilerse az da olsa mutlu olurlar. yine de her ikisini bir arada götürmenin yolu bulunmalıdır. kaçan zamanlar asla geri gelmez.
  • artık yapmamaya özen gösterdiğim, ara ara düşüncelerime takılan ve ünlü bir sözü aklıma getiren durumdur.

    "the clock is running. make the most of today. time waits for no man. yesterday is history. tomorrow is a mystery. today is a gift. that's why it is called the present."

    meali: "zaman akıp geçiyor. bugünden en iyi şekilde yararlan. zaman kimseyi beklemiyor. dün orospu. yarın piç. bugünün ne olduğu belirsiz. işte bu yüzden onun da amına koyayım."

    resmen hayat felsefemi belirtiyor.
  • --- spoiler ---

    kaderin önüne geçecek kadar çabuk davrananlar, kendilerini de geride bırakmaya mecburdurlar...

    --- spoiler ---

    (bkz: ece temelkuran)
    (bkz: düğümlere üfleyen kadınlar)
  • "bugün yarını elde etmene imkan yok; yarını düşünmen, olmayacak bir sevdaya düşmektir ancak.

    aklın başındaysa içinde bulunduğun zamanı yitirme; çünkü kalan ömrün de sürüp gitmeyecek."

    ö.hayyam
  • kaybetme korkusunun ta kendisidir. sanki o ana kadar yapılan şeyler mükemmelmiş gibi geleceği düşünmeye koyulur ya insan, oracıkta ağız burun dalasım gelir. şu sıralar da en çok kendime ağız burun dalasım var ama kıyamıyorum. neyse, konumuz bu değil. konumuz benim gibi hata üstüne hata yapan insanların "geçmişin içine ettik, bari geleceği kurtaralım" diyerek bugününe tüy dikmesi. çok şey kaybedebilir insan bu yüzden. ben sana geleceği düşünme demiyorum, hobi olarak yine düşün, ama etme eyleme, bugünün öncelikli olsun.

    (bkz: carpe diem)
hesabın var mı? giriş yap