• hayaline düşler biriktirdiğim, adını umut koyduğum..

    solgun olacak belki yüzüm, ellerim tanınmayacak bir vaziyette olacaklar büyük ihtimalle sana geldiğimde, sana kavuştuğumda. çünkü oldukça eskitilmiş, oldukça terkedilmiş, çokça yıpratılmış olacağım. belki hayal bile kurmaktan yoksun olur aklım, bilemiyorum. insan hiç hayal kurmaktan korkar mı? işte. korkuyorsun kesiklerin verdiği acılar yüzünden. ama sana umudum diye seslendiğimde, tamamen temizlenmiş olacağım; aklım, kalbim, düşlerim tamamen temiz olacak. sadece sen kokacak düşüncelerim, sadece senin olacağım. ellerimi tuttuğunda, gözlerime baktığında kaybolmaya yüz tutmuş duyguların canlanışını hissedeceksin.

    düşler biriktiriyorum sana. hayaller kuruyorum geleceğe dair ve özlüyorum seni. insan hiç tanımadığı birisini özler mi deme bana ve bu satırları okuduğunda gülme. özlüyorum işte. terkedilişlere maruz bırakılan bir bünyenin hem korktuğu hem de vazgeçemediğidir düşleri. düşlerinde hem acı çeker hem de yeniden doğuşları yaşar. içinde senin olduğun hayaller kuruyorum. yer yüzünde olmasan bile sana kavuşacağım, sarılacağım, koklayacağım, öpeceğim günlerin planlarını yapıyorum şimdiden. işte bu hayaller neticesinde özlemiş oluyorum. sahi hayal kurmak özlemi körüklüyor mu ne? insan elinde olmayan şeylerin hayalini kuruyor ve bu sebeple ki gerçeğe döndüğünde özlüyor onu. sen yoksun, hayalsin ve ben seni özlüyorum..

    bir otobüs yolculuğu düşlüyorum. yanyana iki koltukta cam tarafında sen. omzumda uyuyorsun, bense saçlarını soluyorum ve otobüs camına düşen suretimizi seyrederek mutluluğun resmine bakıyormuşcasına huzur doluyorum. geleceği tasarlıyorum, iki kişilik bir ömür planlıyorum. nefes alış verişini dinliyorum, saçlarını öpüyorum. senin için, bizim için dualar ediyorum. kim bilir belki de ağlıyorum..

    bu şehri sevdiğimi düşlüyorum. nefret ettiğim istanbul u sen yanımdayken sevdiğimi hayal ediyorum. sokak sokak keşfettiğim, yepyeni bir ülke gibi büyütüyorum onu. seninle olduğum yeri cennet yapıyorum. elele ayak izlerimizi bırakıyoruz kaldırımlara ve ben kar yağmışçasına şen olduğumu görüyorum. omuzlarımız değiyor birbirine, şen gülüşlerin süslüyor düşümdeki tatlı rüyayı. sarılıyorum sana tüm şehrin gözleri önünde. kim bilir belki de kaybetmekten korkuyorum..

    işte böyle tertemiz düşlerime süs yapıyorum seni umudum. tertemiz geleceğim güne hazırlıyorum kendimi. tüm kaybetmişliklerimi temizleyip, kalbimdeki tüm silgi izlerini paklayıp sana hazırlıyorum benliğimi. güzel olsun istiyorum herşey, mutluluk hayal ediyorum, huzur dileniyorum. belki de hayal kırıklığından korkuyorum.. ama yinede cesur hissediyorum kendimi. sana hazırlıyorum bu cesaretle kalbimi.

    düşümdeki ufak kız, sen de bana ulaştığında benim gibi düşünmüş ol olur mu? benim gibi temiz ol. sadece bana ait ol. düşsün sen, bu satırları okuduğunda, gerçek olmuş olman dileğiyle.
  • içli dışlı olmayayım diyorum ama şu sıralar fıstık gibi bir hayatım var. hadi gene iyisin köfte, sorun sende değil bende demen için gerekli tüm şartları uğraşıp didinip hazırladım. ''bunca huzurda kim durup dururken bana kıyar ki'' diye düşündüm aklıma sen geldin haliyle. lütfen içinde her hikayeni bitir, hayata karşı olumlu bir tutum geliştirebilmiş ol ve vicdanın kelime anlamını belle. mümkünse beni de elleme diyeceğim de sonuçta bu da senin vazifen bir yerde, engel olmak istemem. huzurumu alma, nihayetinde bendeki bana kadar. hayır paylaşırım da, kime anlatsam mutluluklarımı paylaşmak şöyle dursun, alıp götürüyorlar. hem, hayata ve özellikle kendine karşı tripli; bunu da meziyet gibi gören, mutlu olmak yerine mutsuzluğunu yaymakla mükellef adam istihkakımı doldurdum, olsa ikiletmem. mükellef, istihkak falan takılma bunlara azıcık anlaşılmaz olmaya çalışıyorum, öylesi daha kıymetli. çözmeye çalışırken severdin belki.

    sen biraz vicdan çalış. bulabiliyorsan elini bi' oraya koy gelmeden. bulamadıysan bana uzak, istediğin yerde durabilir elin. elleri çok severim ama kendim kadar değil. hayat kısa, kuşlar uçuyor, ben üzülüyorum.
  • hep gelecekte olmandan korkuyorum. aynı zaman diliminde birlikte olamadıktan sonra sikerim böyle aşkın ızdırabını ulan!

    ay pardon aşkım, sana demedim.
  • cnm slm msdnle çlyrm shni şu an oralarda bir yerde bulunduğun zamandan.

    benim senden temennim yok, mektubu da postacı tebligat ve fatura dışında birşey taşısın, kendini iyi hissetsin diye yazıyorum zaten.
    o kadar beklentisiz. iz. biz.
    hayatı boyunca biz olamadın diye suçlanmış bir insan için iyi hamle yaptım yalnız.
    neyse sen de zaten gelecekteki falan değilsin, birbirimizi kandırmayalım.
    geçmişine hesap soramayan insanlarız lan biz, gelecektekine fetvayı nasıl verelim? kafalar olmuş skoç brayt, gelecekten gelecek muallak sakallıdan ne bekleyelim?
    gelme o karıyın amına koyayım okey? sakın gelme.
    ben daha 30 yaşında bir buçuk metre boyumla şimdiye kadar gelenlerin, gidenlerin, gelmeyenlerin yükünü hafifleyemedim. bir tane daha geleceğe, bir tane daha sevgiliye, bir tane daha mektuba gücüm kalmadı.
    neyse aylene selam, pulu da iyşallah götüne sokarsın sevdiğim.
    beni tanıma.
    teşekkürler.
  • merhaba,

    naber yarraaam? senin ebeni sikicem olum. gelmiş geçmiş ne varsa sana çektirecem. suçlu suçsuz her şeyin sebebi sen olacan. mal mal hareketlerde bulunucam. bohem bohem, sik sik takılıcam. 1 gün gülsem, 5 gün surat yapıcam, 1 gün tatil yapıcam. adet günlerimde benden akan kanları senin götünden alıcam. kısacası yarraa yedin olum, siktir git iyisi mi sen.

    gömdüm.
  • sevgili gelecekteki sevgilim,

    bugünler biraz zor geçiyor, öyle hayat bazen herşeyi denemek istiyor üzerimde. aslında herşeyini biliyorum dediğim hayat, her defasında başka bir yüzüyle karşılıyor beni. kucaklamıyor, sarıp sarmalamıyor. kedi gibi koynuna sokulmak istiyorum ama yanaşmıyor.
    bir sürü şey biriktirdim sana. anlatmak istediğim tonlarca saçmalık. dinlerken ya da dinlermiş gibi yaparken, gülümsemeni hayal ettiğim şeyler. bir sürü şiir var kalbimde henüz yazmadığım. artık yazmak istiyorum.

    yaz mevsimini sevmem mesela, kışı severim. belki ısınmak için seninle. üşüyen ayaklarımdan şikayet etme, ısıt sadece. çok konuşurum. biri sus diyene kadar çok. sus deme. bazen oturduğum koltuktan kalkmam saatlerce. yanıma otur, miskinliğimi de sev. en çok çay kokusu severim evde, çay demle. bazen biri sus dediği için değil, kendimi daha az duymak için susarım. sen konuş benimle o zaman, seni dinleyeyim. susmak olmasın bu.

    hep bir yerlere gitme planlarımız olsun. sabah gittiğimiz yerde uyumayalım. başka bir yolda olalım ya da nerede olursak olalım yanyana.

    ağzımı doldura doldura "sevgilim" diyeyim. arkadaşım, dostum değil. "sevgilim"

    karşılaşmak üzere "sevgilim"
  • insan hayatında bir şeyleri değiştirmek istediği zaman yanında yol arkadaşı olsun istiyor. yol boyunca konuşacak, yorulunca destek olacak, birlikte gülüp birlikte ağlayacak, gördüklerini yanındakine de gösterip birlikte öğrenip belki hayret edecek, dağları, ovaları seyrederken çayının yanına katık edecek birini; paylaştıkça çoğalacak. yaşadığım yaşımdan az, heybemde pek bir şey yok; birkaç dize birkaç yakası açılmadık güzel söz, seninle daha da güzelleşecek. gözümün nuru, sen şimdi çık gel dostum ol, sırdaşım ol, yol arkadaşım ol.

    canımın yoldaşı, eş'im ol.
  • "hepsini sen sanmıştım, affet."
  • ellerin mi yakın, mutsuzluk mu uzak, bilemedim şimdi. hoşgeldin.

    ***

    hiçbir hikaye, diğerine benzemez sevgilim ve bence bu dünya bu yüzden güzel. her şarkıyı seninle yeniden dinleyeceğim hiç eşlik etmeden. hiçbir filmi görmemiş gibi izleyeceğim. mucize bu dünya, bilmiyor kimse, bu dünyayı seninle çok seveceğim. ve ellerin, bende kalsa olur mu? saçma bir soru mu bu şimdi, mantıklı olunca mutlu olunur mu sevgilim? beni çok seviyorsan napalım, başka çare yok, mutluluktan ağlasam olur mu?

    istanbul, kalabalık, bir pazar günü, beyoğlunda, bir masayı bir başına işgal ederken üzülüyor insan. garsona, otur n'olur, söyle, mayıs mı sıcak, hayat mı güzel diye sorasım var. kızkulesi, bildiğin yalnızlık, dışardan güzel sevgilim, içi kapkaranlık, bir gemi olsa da, üsküdara geçsem diyor insan. güzel hikayeler uyduruyorum içimden, sokaklar, çiçekler, topuklu ayakkabılar, belki de şimdi aramızda olan denizler. benim hikayelerim içinde hepsi çok güzeller. bir bilsen.

    aklına gelince ben, gülsen olur mu? sıra sayı sıfatlarına aldırmayan beşiktaş taraftarı gibi, pazarlık etmeden sevsen. çıkar gözetmeden. bazı maçlar istediğimiz gibi bitmiyor sevgilim, takım mı idmansız , durum mu ofsayt, bilemem. ofsayt genel olarak bildiğim bir şey değil, alalım bu maçı ve atalım saatleri , sevdiğim insanların saate bakmaları üzücü müdür, nedir.

    ***

    ömür mü kısa, gözlerin mi güzel, bilemem ama geldiğinde bu hayat yetmeyebilir.
  • sevgili gelecekteki sevgili,
    lütfen beni sevme çünkü bir gün bundan vazgeçince çok acıtıyor. bana sevmek bisiklete binmek gibi öğretildi, bir kez sevince hep seviyorum. ama bir gün sen bundan vazgeçiyorsun ve ben dengemi kaybedip düşüyorum. acıyor. yanlış anlama, çok iyi bir insansındır eminim ama insanız işte kusurluyuz, birisi bizi sevince aklımıza geliyor sevilesi bir şey olduğumuz. yani biri bizi sevince başlıyoruz kendimizi sevmeye ve muhakkak ondan daha çok seviyoruz kendimizi ve sonrası beklentiler, hayal kırıklıkları...yetmiyor. seni, senden öncekilerin günahlarıyla yargılamıyorum, çünkü kendi günahlarını heybende sakladığını biliyorum. işte ben bunu istemiyorum, kusura bakma sana güvenmiyorum. seni tanımadığım için böyle söylediğimi düşünme, bir yabancıya karşı duyulan bir güvensizlik değil bu bilakis ben hanginizi sevsem aynı kadın oluyorsunuz ve kucağıma bir ihanet bırakıp gidiyorsunuz. kalu beladan beri hikaye hep aynı, sevmek bize gelmiyor. emin ol çevrendeki mutlu insanların hiçbiri birbirini o kadar sevmiyor. seninle alakası yok sevince insanın kimyası bozuluyor. o yüzden yol yakınken gel sen beni hiç sevme. sonradan bunun bir alışkanlık olduğunu düşüneceksin çünkü, beni hayal kurmaya zorlayacak kadar güzel olacaksın ve kurduğum her hayali en ufak parçasına kadar tuz buz edip, hayatın boyunca başına gelen tüm kötü şeylerden beni sorumlu tutarak bir başka ihtimale uzaklaşacaksın.
    sevgili gelecekteki sevgilim,
    sen hiçbir zaman mutlu olamayacaksın. ama bak belirli dönemlerde mutlu olduğunu sanacaksın. eğlendiğin, güldüğün, sarhoş olduğun zamanlar olacak, güzel müzikler dinleyip, güzel yerlere gideceksin güzel yemekler yiyeceksin ve hatta yaşadığın en iyi seksin o an vecd ettiğinin olduğunu söyleyeceksin ama sevgili gelecekteki sevgilim: yalan söylediğini yalnız sen bileceksin. ve bu bile senin mutluluğun önünde bir engel olacak. sevgili gelecekteki sevgili, biliyor musun insan mutlu olmak için fazla kusurlu. özünde çok iyi bir insan olduğunu düşüneceksin, belki gerçekten de öylesindir, ama bunu en kirli anında düşündüğün için kendinden şüpheleneceksin hep. ruhun asla huzura ermeyecek ve yaşamaya devam etmek için tek yolun kalacak yeni yalanlar söylemek. o aralar sevdiğini söylediğin kimse artık ona, çevrendekilere ama en çok kendine her gün yeni yalanlar söyleyeceksin. sakın kişisel algılama bunun seninle alakası yok, dedim ya biz insanlar hepimiz böyleyiz. şöyle bir bak etrafındakilere, mutsuz ettiklerinin temelinde hep mutlu olma isteğin yatmıyor mu? mutlu anılarının altını kazı biraz, eni sonu bir yalan çıkmıyor mu?
    sevgili gelecekteki sevgili, eminim beni tanısan çok seversin ama sevme. sen bana karşı hissedebileceklerini de başkalarına dağıt, ben payıma düşeni istemiyorum.
    yani şimdi sen gelecektesin ya hani... işte lütfen hep öyle kal, hani gelecekmişsin ya... n'olur hiç gelme.
hesabın var mı? giriş yap