• yok neymiş gençler türkiye'den kaçmak istiyorlarmış.

    (bkz: gençlerin türkiye'den kaçmak istemesi)

    (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek)

    türkiye'ye bakarken; bu memleketi, cemaatler, tarikatlar, mafya, ırkçılar ve çetelere bırakacak bir gençlik görüyorsanız yanılıyorsunuz.

    ben memlekette doğru yöne baktığımı düşünüyorum.

    bu memleketin geleceği için çalışan, örgütlenen ve üreten gençleri görüyorum.

    (bkz: kaçmak kurtuluş değil memleketi seveceksiniz)

    (bkz: türkiye'ye çalışmayı ve üretmeyi sevdirmek)

    (bkz: müstehaktırcı değil örgütleyici tayfa)

    (bkz: türkiye'de laikliğin yenilemeyeceği gerçeği)

    bu gençlerin okunası makale dosyası kalanların neden önemli olduğunu tekrar hatırlatıyor.

    http://genclik.tkp.org.tr/…tegory&id=105&itemid=373
  • "bizim içinse böyle bir dünyada tek güvenilir yer var. ne banka cüzdanı, ne kariyer, ne yurtdışı, varsa yoksa işçi sınıfının siyasi partisi.

    bu akıldışılığa son verecek ve bütün dünyada insanlığa bir gelecek vaat edebilecek tek programın altında buluşma zamanı."link
  • basarili olamayacaklardir, mutlulugu kacmakta bulacaklardir. turkiye’nin degismesi cok zor ve su an icin imkansizdir. degismesi icin bir kesimin tamamen yok olmasi gerekmektedir. o da olmayacagi icin pek bir imkani yoktur.
  • neyi?
  • 6 yaşındaki çocukla evlenebilirsinizkafası mı bu memlekete hakim olacak yoksa aydınlanma, laiklik ve cumhuriyet mi?

    kararlı olmaya, örgütlü olmaya davet eden tercihtir.

    memleket için üretmek ile içiçedir.
  • bir ara amerika'ya ya da kendimi geliştirebileceğim bir ülkeye eğitim için gitmeyi düşünmüştür ve bunun için kendimle büyük bir savaş verdim. daha sonra türkiye'de kalmanın daha doğru olduğu fikrini benimsedim. evet insan kendini değiştirirse dünya değişir ama biz burada doğduk ve buraya aitiz. türkiye zor bir süreç içerisinde olabilir fakat bizim yapmamız gereken güzel ülkemizi kimseye bırakmamak. bunların içerisine kandırılanları, şeyhleri, cemaatçileri de sadece kendilerini düşünen aydınları da katabilirsiniz.
  • "korkmuyorum. kaybedecek bir şey kalmadı çünkü. ben askerden geldiğimde çalışmak için ilk defa kendi memleketim dışında bir yere, gebze’ye gittim. bana mesaiye kalır mısın diye soruyorlardı, ben de kalıyordum. yarım saat bile kalsam ücretimi yatırıyorlardı. ben böyle bir mesai ücretinin varlığını bile bilmiyordum. dışarıda öğrendim haklarımı. ancak kilimli’ye gelip eren enerji’de işe başladığımda gördüm ki, buranın işçileri böyle şeyleri bilmiyor. anlatıyorum, haklarını aramalarını, seslerini yükseltmelerini söylüyorum. tüm dileğimiz işçilerin, haklarını elde etmek ve insanca yaşayabilmek için mücadele etmeleri. kimse kimseye kara kaşı, kara gözü için, aynı ülkenin vatandaşı olduğu için iş vermez. bu sömürü düzeni de böyle gitmez. işçi olmazsa patron olmaz ancak patron olmazsa işçi olur, çok da güzel olur."link
hesabın var mı? giriş yap