• biri islamcilarin hepsine troll denilmesinden yakinmisti ya iste bu o olguya guzel bir ornek

    "islamci" fikir base'i (ne dedim?) troll sanilmaya cok musayit cunku. simdi bu basligi bir "islamci" sozluk yazari acmis altina da yazistirmis olsa troll sanarsin tabii baska ne olabilir ki? veya salliyorum "akp liler cok namuslu" dedigi vakit bunu akplilerin dindar oldugunu haliyle de namuslu olduklarini dusunerek yaziyor gayet de inanarak zerre trolluk hissi barindirmadan icinde ama disardan bakan biri icin bu anca trolluk olabilir boyle bir sey.
  • öyle bir illettir ki kökü kazılamadı binlerce yıldır. firavuna padişaha, başkomutana fetvaya, mahkeme kararına falakaya, bombalara tüfeklere rağmen muzdaribiz hala.
  • bu illetin şoyle bir yansıması da var imiş:

    "ama kimselere görünmeden, kimseleri görmeden, soyluluğunu yitirmeden."

    ergo, bu habis huylu urun bir tedavisi var. ilçe ilçe, bucak bucak gezip herkesin gözleri oyulmalı, ya da dağlanmalı, artık hangisi daha pratik ve ucuzsa. böylece kimse kimseyi göremez, dolayısyla kimse de görünmekten korkmaz, dolayısıyla da hiç kimse soyluluğunu yitirmez ve günahsız özgürlüksüz mutlu mesut yaşarız.
  • kurtulmak için hiçbir çaba sarfetmediğim illet. her yanımda dolaşıyor. en büyük urun* üzerindeki "sağlıklı" insanlara üzülmemi sağlıyor.
  • gençliği habis bir ur gibi saran ve hala ısrarla sarmaya çalışan şeriat illetiyle karşılaştırılamaz özgürlük.
    bir insanın yaptığı yanlışlar özgürlükle bağdaştırılıyorsa ve fatura özgürlüğe kesiliyorsa, radikal islamcı kesimin yediği tecavüz,hırsızlık gibi haltlar ne ile bağdaşıyor merak ediyorum. her kirli işten de paçayı sıyırdıklarına göre hepimizden daha özgürler anlaşılan.
  • woodstock 69'un üzerinden tam 40 yıl geçmiş. 40 yıl önce bugünlerde özgürlük, aşk, barış şarkıları söylüyordu çiçek çocuklar, başka bir dünyanın mümkün olduğu inancını yüreklerinin tam ortasında taşıyarak. gençliği bir rüya gibi sarıyordu özgürlük, düşüncenin ve eylemin önündeki bütün engellerin kaldırılmasına ramak kalmıştı; adı devrimdi, adı düzen değişikliğiydi, adı idealistlikti, adı eşitlikti... neyle mücadele etmek zorunda olduklarını bilemediler ama, göremediler. 40 yıl sonra birileri, hala, özgürlüğü din üzerinden yorumlamaya devam edecekti oysa. düşmanın büyüklüğünü sezemediler. onların uğruna canlarını vermeye hazır oldukları özgürlük bir 'illet' olarak adlandırılacaktı ileriki yıllarda.

    zaman akıyor, ama ilerlemiyor. o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler. bize de bu dünya kaldı. "gençliği habis bir ur gibi saran özgürlük illeti" bu dünyanın ürettiği dünya görüşünün sloganıdır.
  • dizlerine kadar boka batmışken kıyıdaki adamın pisliğinden dem vuran bir insanın ifadesi olabilir. yalnız yazı, samimiyeti itibariyle ender görülen bir örnek. bazı kelimeleri değiştirerek fevkalade töre cinayetlerine, orta doğudaki taşlamalara, kadın sünnetine, karşı çevrilebilir.

    acep michael jackson'u görse, imrenir miydi aisha el hamid.

    yine o fetvalara kulak vererek pazarın önünde kendini patlatmak için acele eder miydi?

    arkadaşları ile homojenize eden otoriteryenizmi yeniden üretir müydü? (he mü?)

    evinin teras balkonuna astığı çarşafı sigara içerken tutuşturup ailesini cayır cayır yakar mıydı?

    kahrolasıca o zorba din esareti ile haşemalanıp elalemi insanlığından yabancılaştırır mıydı?

    dım tıss
hesabın var mı? giriş yap