• bilgi kavramının doğrudan doğruya tek bir hücreden değil, beynin kolektif bir çalışmasının ürünü olduğunu düşünecek olursak, gerçekleşmesi çok zor olgudur.

    öncelikle, işbu entry'de genlerden ziyade, tüm dna üzerindeki yapılan değişiklikler yoluyla bilgi aktarımının gerçeklenebilmesi üzerine spekülasyonlar bulunmaktadır. zira genler, genellikle özel fonksiyonlara hizmet eden baz dizilimleri olduğundan, yepyeni bir "gen" ile üretilecek yeni proteinlerin/rna'ların bilgi çıktısına dönüştürülmesi bana pek mümkün görünmedi.

    içgüdülerin (yeni doğan bebeğin ağlaması gibi) dna yoluyla iletilmiş olması yaygın bir teori olsa da, öğrenmek/bilgi edinmek, beyin sinirleri arasındaki bir elektriksel kodlama yoluyla gerçekleşir, ve bu kodlamanın (en azından an itibariyle) dna'ya herhangi bir yansıması olduğu düşünülmemektedir. yine de, öğrenme konusunun biyolojideki muallaklığı, insanı böyle bir yansımanın varlığı konusunda umutlu kılıyor. belki de öğrenmek dediğimiz, dna'mız üzerinde bulunan 3 milyar baz çiftinin bir yerinde meydana gelen ufak mutasyonlar ile gerçekleşiyor?

    yine de, bir şeyleri unuttuğumuzda o söz konusu mutasyonların yok edildiğini düşünmek, biraz bilim-kurgusal.

    velhasıl, dna'da bilgi saklamak artık yapılmakta olan bir şey. ancak bilgi, yalnızca dijital bir medya ile okunabiliyor*. biyolojik bir medyaya, bu dna'yı okuma yeteneği verilebilirse, dna yoluyla yeni doğmuş insana bilgi aktarımı mümkün olabilir. ancak kanımca, dna'nın vücuda verilmesiyle insanın yeni bilgiler elde etmesi, bilim-kurgu kitapları/filmlerinin ötesine geçemeyecek bir fikirdir.
  • genlerle bilgi aktarımı yanılmıyorsam zaten var olan birşeydir. adıda rna ve içinde geçmiş atalarımıza ait bilgiler içermekte olduğu hakkında bir yazı okumuştum. hiç bakınız vermemi istemeyin o kadar sağlam değil hafıza ama hatırladığım kadarını paylaşmaya çalışacağım. misal benim ailemde anne tarafımda resim çizme yeteneği (3 tane kuzende de var maşallah aileye bak) bende de var ailede daha vardır (vay be reklamımıda yaptım) bundan bir kaç yıl önce resim kursunda hocamla bu konuda aramızda bir konuşma geçmişti. kendi yaptığı araştırmalara göre sanırım şöyleydi eğer var olan yetenek bir kaç nesil tarafından kullanılmıyorsa ya köreliyor ya da tamamen yok oluyor diye ki sonuçta bu bilgi paylaşımımız yukarıdaki bilgiyi destekleyen bir şekilde..

    hatta rüyada düşmenin geçmişte ağaçlarda toplayıcılık yapan atalarımızın ağaçtan düşmeleriyle ilgili anılarıyla bağlantılı olduğunu iddia eden bilimadamlarıda mevcut diye biliyorum.

    reenkarnasyon yanılgısınında bu rna da kayıtlı hafızadan kaynaklı olduğunu düşünmekteyim (tabii geçmiş hayatın kral, kraliçe falan olduğunu iddia edenlere değil lâfım onlar bildiğin manyak :) )

    benim okuduklarımdan edindiğim bilgiler bu kadar..
  • eckhart tolle bunu ulusal ve irksal aci beden olarak tanimlamis. aslinda bir sekilde aci bedenlerimizden kurtulmamiz hayrimiza. ozellikle kadinlarin kolektif dişi acı beden 'lerini bilincli olarak farketmeleri kendi mutluluklari ve huzurlari icin yararli bir davranis olabilir.
  • doğru tanımın öğrenilen bilginin genlerle aktarımı olduğunu düşündüğüm önerme. bilgi aktarımının hızı ile ilgili karşılaştırma için;

    https://lh3.googleusercontent.com/…mation-in-it.jpg
  • yakında ismail abi nin dedelerinin bulacağı olaydır. o var ya o ne anasının gözü.
  • genlerle bilgi aktarımı mümkün gözükmese de, dışarıdan müdaheleyle genlere bilgi aktarımı daha mantıklı gelmektedir.

    (bkz: the matrix)
  • bilimin ilerlemesini engellemeye devam eden sorunun kaynağıdır . bu yüzden günümüzde yapay zeka üretmeye çalışıyoruz. tıkandık çünkü ekledikçe başlangıcı unutuyoruz.
hesabın var mı? giriş yap