• realist. hayalperest, hayalci olmayan.
  • cogu kez sevilmeyen. sirf cevresinde falan degil, hayat da sevmez bunlari.
  • bardağın yarısının dolu, diğer yarısının boş olduğunu aynı anda görebilen insan.
  • idealistler güzel konuşurlar. sözlerinde parlaklık vardır.
    gerçekçiler güzel konuşmazlar. gözlerinde parlaklık vardır.

    özdemir asaf
    yuvarlağın köşeleri
  • dokuzuncu nesil çaylak.
  • her insan gerçekçidir. en hayalperesti ya da idealisti bile gerçekçidir.

    aslında gerçekçi olmayı "akıl ve mantık kurallarıyla düşünmek" olarak tanımlarız. "göz var izan var" mottosudur. bu kimseler "gereksiz" riskler almazlar, hayallere kapılmazlar. "akıl"cıdırlar. budur "gerçekçi" insanın portresi.

    gerçekçi insanın duygularla işi yoktur. duygu seline kapılmazlar. "hayatın gerçekleri!" ama gerçekçiliğin akılla da işi yoktur. çünkü duygular ve akıl birlikte ruhu, kişinin maneviyatını oluşturur. gerçekçilikse maddiyattan doğar, ona yönelir.

    öyleyse nedir insandaki bu gerçekçi tutumun kaynağı?

    maddiyat dediğimiz kişinin bedenidir, canlı tarafıdır. gerçekçi olan kişinin canlı tarafıdır. bu gerçekçilik ne akıldan ne de duygudan kaynaklanır: onun kaynağı içgüdülerdir. bizi yaşamda tutan, hayvan tarafımız, süperegoya ulaşsak bile kendimizden ayıramadığımız o istekler yani içgüdüler. onlar için hala orman kuralları geçerlidir. ve en önemli içgüdü: yaşamak. ne olursa olsun. kimi kaybedersek kaybedelim. ne kadar üzülürsek üzülelim. hayatta kalmak. hayatta kalmak için alabildiğine acımasız olmak. kıran kırana mücadele etmek. yaş tahtaya basmamak. ekmek aslanın ağzında.. "hayatın gerçekleri!"

    işte bu yüzden bütün insanlar gerçekçidir. hepsi, üzerlerinden atamayacakları o giysiyi giymektedirler çünkü: bedeni. maddiyatı. canlı tarafı.
  • benim. bu duruşumdan genel olarak da memnunum. ama kimi zaman hayattan zevk almamın önüne geçiyor, her şeyin arkasına bakıyorum sırf gerçekçiyim diye. bok var sanki mınsikim. şöyle adam akılıı plansız programsız sikim bi hayat yaşasam ne var sanki.
  • kim sizin için bu rolü oynamaya gönüllü olduysa, sizi şefkatle seviyordur. ya da tersi, siz kimin için bu rolü oynamaya gönüllü oluyorsanız, onu şefkatle seviyorsunuzdur. şefkat epey gizli bir özne fakat.
  • boz-gri doğuştan eski bir renk. bozulmuş, sindirilmiş, ölüp doğmaya başlamış. peki grideki rengi gören, ortaya çıkaran gerçekçi mi, yaratıcı mı?

    hayalcilik! evimize gelme artık. sen yanılsama oldun. yok olduğunu anladın. artık kendi uzay evini bul. ben de kaybolup yok olunca seni bulayım. ben şu anda çok gerçekçi bir hayat filmi izliyorum, başından kalkamıyorum.

    rikimikipiki'nin uyarısıyla gerçekçi olmak girisine ek: gerçekçi görünmeyen zamanla gerçeğin ta kendisi de olabilir. denemekten vazgeçenler bilemez.

    "gerçekçi bir şekilde bakıldığında, bir dilenci kesinlikle diğer işadamları gibi hayatını kazanan bir işadamından başka bir şey değildir." george orwell - paris ve londra'da beş parasız

    "- hayaliyyun - romantikler
    hakikiyyun -realistler (gerçekçiler)" kemal tahir - notlar (sanat - edebiyat 4)

    "dilek bu, gerçekçi olmamağı baştan kabul etmiş olmuyor muyuz bir şey "diler"ken?" bilge karasu - haluk'a mektuplar

    (ilk giri tarihi: 3.4.2017)

    (bkz: gerçekçi olmak/@ibisile)
    (bkz: hayat filminde figüran olmak)
    (bkz: film şeridi)
    (bkz: hayalcilik)
  • 19. yüzyılda "sahici" yani yalan olmayan anlamında kullanıldığı görülen kelime.
hesabın var mı? giriş yap