• her bir sabah hırsız gibi bir kaç gün daha alırken benden günler grubun 20. yılında ben de bir gece gençliğime döndüm.

    eğer yanlış hatırlamıyorsam ilk eskişehir (bkz: carpe diem)de dinlemiştim. hatta daha öncesinde de ömer yani kemancı haller gençlik merkezinde keman çalıyordu sallamıyorsam (ilk biramı da orada içmiştim.) eskişehire veda ettiklerinde istanbul gemi'ye gelmiştik trenle toplaşıp arkadaşlarla. kalcak yerimiz yok paramız da. trenle geldik trenle döneceğiz. dönerken trende cümbür cemaat soyulmuştuk (bu ayrı bir hikaye) gevende uğruna varımızı yoğumuzu kaybedip karakollara düştük anlayacağınız.

    bugünkü konserinde ne kadar özlediğimi farkettim o zamanları, gözümü kapatıp düşündükçe gençlik yıllarıma gittim. kaliteli müzik dinlemeyi, dedikleri gibi çok farklı bir komünitenin içinde olmayı da çok özlemişim. merhaba gerçekten herkese, bunu hatırlamak çok güzeldi.

    çok teşekkür ederim size gevende, size de merhaba.
  • türkiye'nin en güzel grubudur.

    kendilerini o kadar dinlememe rağmen ilk kez canlı olarak bu seneki sun.day.sky festivalinde izledim. şimdi bu adamların konserine eşi dostu götürmeyeceksin mınakoyim. bunu anladım ben. hayır herkesin sevebileceği bir grup değil hak verirsin ki. mesela akvaryum'u tüylerim diken diken dinlerken yanımdaki arkadaşım telefonundan facebook'a falan giriyordu. e bu da tabii sizi üzüyor, örseliyor :(

    he söylemek gerek, akvaryum eserinin o sondaki çıkış bölümünü norveçli tırto bir grup yapsaydı bilumum tumblr sayfalarında gözümüze gözümüze sokulacaktı amk. neyse, bu grubu sevmek zorunda değilsiniz tabii ki ben neden dert edindiysem bunu. ama "ahuahuha ne diyor bunlar yaa hangi dil bu ahuahu?" diyenler sigur ros dinlerken ne bok anlıyor merak ediyorum.
  • dün gece peyote'de performansları iyiydi ancak odanın performansı yarrak gibiydi. gevende'ye nayu * dinlemek için gelen insanlar silsilesi içinde arkalarda yerimizi aldık ve dinlemeye başladık. o da nesi? lan zaten göt kadar yer, adamlar zaten bi' yükselip bi' alçalıyor parçalarda ama herkes bildiğin muhabbet döndürüyor ve kargaşa ile gürültü halinde müziği dinlemeye çalışıyoruz. ahmet kenan bildiğin kızdı ve "ne çok konuşuyosunuz ya siz?" gibisinden bişi dedi. bizim ergen kılıklılar hala utanmadan sırıtıyor, adam geyik yaptı filan sanıyorlar tabi. aynı şekilde biz de konsantre olamadığımız için acayip sinirliyiz kitleye...

    şimdi hipster kılıklı arkadaşım; belli ki gevende'ye gelme amacın belli, alayınızın belli hatta amına koyayım. gelmeyin oğlum, anlamıyo musunuz; adamlar sahneye sadece müzik yapmak için çıkıyorlar. eline bira alıp sahnenin önünde kömüş gibi dizilip de sahneye bakmanın da bi anlamı yok. herkes alsın içkisini, otursun olduğu yere, dinlesin müziği. böylece ayakta kös kös sahneye bakıp elini koyunu nereye koyacağın tribini de yenmiş olursun...

    ve sen gevende, yapmış olduğun müziği evde farklı kafalarla dinlemek cazip gelebilir. ama gördüğün üzere dingil kitlen seni ve müziğini ortak alanlarda tüketemiyor. burada da iki seçenek var; ya çelik çomak, refik gibi parçalarını öne çıkartırken arada da bu embesillerin istediği gibi punk kırıntıları atacaksın ortaya. ya da sahne alırken lütfen oturun ve konuşmayın diye duyuru yapacaksın bu mallara. (çok fazla anonim hakaret ettim)

    yeter ya...

    *
  • calgici anlamina gelen sozcuk.
  • türkiye'de güzel müzik yapılmıyor diyen benim ağzıma ağzıma sanki şarkıları ile vurdular. helal olsun.
  • kendi tabirlerince yeni bir dil yaratip, sözlerin anlamini herhangi bir cografyaya hapsetmeden, sesi enstruman gibi kullanan grup.

    iyi ki yapmissiniz, afiyetle anlamadan dinliyoruz.

    mevzu 'yer'den acilmisken, eger bana bir gun biri sorarsa sen dogdugun ve buyudugun cografyanin hangi muzik sesinden anlatmak istersin kendini diye 'gevende'nin yaptigi derim... hic bir anlami olmayan sözlerin her anlama gelmesi ise bambaska.
  • 3 dersimli kürt arkadaşımın bir kaç yıl önce canlı izlemeye davet ettiğinde "ulan gene kürtçe dinletecekler bana" diye mır mır edip "gevende" de kesin kürtlerin post-modern müzisyenleridir diyerek izlemeye gittiğim grup. fakat o da ne adam kürtçeden de daha "anlaşılmaz" bir dilde mırıldanıyor kemancısı karanlıkta paganiniyi andırıyor ve bana transandantal bir gece yaşatıyorlardı. arkadaşlarımdan özür dilemedim elbette ama grubun yapımcısı şirkete kadar gidip haklarında bilgi topladım davulcularıyla uzun uzun sohbet ettim ve a.einstein'ın önyargılarla ilgili ünlü sözünü parçaladım.ne de olsa atomu parçalamak daha zordu benim için.
    favorim de budur.
    http://www.youtube.com/watch?v=qjamp1hbxkw
  • bizim kuşak üniversite öğrenciliğine nokta koymak üzereyken türemiş, tabir-i caizse eskişehir hayal kahvesi'nde elimize doğmuş grup. yıllar sonra geldikleri yeri gördüğümde sanki gelişim süreçlerine bir katkım olmuş gibi seviniyorum. oysa sadece ilk canlı dinleyenlerdenim; o kadar. başkaca bir katkım yok. birazdan dışarıya çıkıp eğer bir terslik olmamışsa albümlerini alacağım ve hava nasıl olursa olsun ta istanbullardan bir eskişehir ayazını çekeceğim içime. biliyorum ki, gevende'nin müziği yine ısıtacak beni. bir zaman türkiye'nin soğuyla meşhur şehirlerinden birinde yaşadık biz, ama hiç üşümedik. şimdi söz gelimi maslak'ta ayaza kapılsak bir hafta yatıyoruz evde. yolun açık olsun gevende.
  • kendilerini monochroma sountrack'iyle tanıdım. şahane iş çıkarmışlar.
hesabın var mı? giriş yap