• alıp ikinci kez okuduğum ve iş kulerindeki imza gününde imzalattığım harika kitap. içindeki tarihi bilgiler bir yana bu kitap gezi parkı sürecinde sunay akın'a cırlayanlara gezi parkı hakkında bilmediklerini yüzlerine çarpacak ama ne yazık ki yılmaz özdil'in kitapları kadar satılmayacak. çünkü entelektüel algı düzeyi yüksek yazarlar bu ülkede okunmazlar. bunu doğrulamak için en çok satan kitaplara bakmak yeterli.

    --- spoiler ---

    gezi parkı olaylarında üç maymunu oynayan medyanın bu tavrını gazetelerin başında yazarların değil ''yazar kasaların'' oluşuna bağlamıştır.

    --- spoiler ---
  • kitabı bacaklarımın üstüne koydum, alnımı da dayadım sıraya öyle okuyodum kitabı derste.çanakkale savaşı ile ilgili yerlerde istemsiz gözümden yaş akıyo.kaldırıyorum kafamı bi iki etrafıma bakıyorum, gülüyorum kendi kendime.çok bi duygulanma da yaşamıyorum ama okudukça birden gözümden yaş geliyodu.neyse ilerledim ,ders de inanılmaz sıkıcı zaten her hafta 2 saatlik kitap okuma dersim, cahit cav hakkındaki yazıda bildiğin ağlamamı durduramaz oldum.bıraktım kitabı neden bu kadar üzüldüğümü düşündüm.

    öyle istemsiz gözyaşı döktüm bu kitapta, ilginçti.

    yalnız sonlara doğru özellikle sunay akın'ın kendine yapılan eleştiriye yönelik yazdığı yazıları pek tutmadım, sıkıldım.
  • geyikli park

    falih rıfkı atayın ateş ve güneş adlı kitabında, bir subayın kendisine yönelttiği şu eleştiriyle çanakkale direnişine hak ettiği değeri vermeyişimizin çok eskilere dayandığını görebiliriz:
    "siz gençler ne tembelsiniz? hiçbir şey yazmıyorsunuz. çanakkaleye bir torpido şair ve ressam gitti. daha bir kitap bile görmedik."

    oysa çanakkaleyi ziyaret ederek, izlenimlerini aktarmaları istenen sanatçı heyeti, 11 temmuz 1915te sirkeciden trenle yola koyulur. davete, aralarında ibrahim çallı, enis behiç, hamdullah suphi, ömer seyfettin, ibrahim alaattin, nazmi ziya ve mehmet eminin de olduğu on yedi kişi katılır. "heyet-i edebiye" olarak anılan grup, bir ingiliz zırhlısı tarafından tahrip edilen namık kemalin bolayırdaki mezarını da ziyaret etmeyi unutmaz.

    davete katılamayanlar arasında öyle güçlü bir kalem vardır ki, eğer heyette o olsaydı çanakkale savaşı hakkında elimizde harika bir eser olabilirdi. ancak gidemez, çok önemli bir mazereti vardır, ölüm döşeğindedir. tevfik fikret, başucunda duran çanakkaledeki savaş alanlarına ziyareti içeren davetiyeye bakarak verir son nefesini…

    ve sunay akın, çanakkaleden bindiği gemisiyle, dünyanın gizli kalmış pek çok kıyısına uğrayarak sürdürür yolculuğunu. hiç anlatılmamış öyküler fısıldar kulağımıza, geyikli park subaya geç kalmış bir özürdür adeta.
    (tanıtım bülteninden)
  • sunay akın'ın diğerleri gibi bana büyülü gelen kitabı. bu kitapla yine diğerlerinde olduğu gibi farklı farklı yolculuklara çıkıyorsunuz. geçmişte hiç bilmediğiniz kişilerle tanışıyorsunuz. ayrıca kapak tasarımı çok güzel olmuş diğerleri gibi. zevkle okuyoruz.

    http://www.idefix.com/…asp?sid=nrqejsnglp1psih2lepa
  • yarısına geldiğim ve oldukça beğendiğim kitap.

    tarzı sunay akın'ın bildiğimiz gösteri, hikaye, anektot tarzı. değişik bağlantılar ilginç tesadüfleri beğenerek okuyorsunuz.

    edit: okudum bitirdim, ancak sonlarına doğru oyuncak müzesinin fazla vurgulanması, sunay akın'ın bir zaman gazetesi yazarı ile girdiği diyaloğa ilişkin detayların fazla sıkması beni kitaptan biraz soğuttu. ne diyim olmasa daha iyiydi.
  • daha önceden gösterisine gittiğim için içerik olarak çok yabancı değildim. kitabı da gayet başarılı buldum. sadece bir eleştirim var.

    --- spoiler ---

    tokyo'da cami muhabbeti kısa tutulsa, hatta hiç değinilmese daha iyi olurmuş. açıkçası daha etkileyici bir son sayın sunay akın'a daha çok yakışırdı. çok da gerekli olmayan birisini gereğinden fazla önemsemiş.

    oyuncak müzesine fazlaca değinmesini ise genel kanının aksine normal buluyorum. başka ülkede bu yaptıklarını yapsa heykeli dikilip devlet tarafından her türlü imkan önüne serilecekken, burada adeta cezalandırılıyor. adam ne yapsın nerede anlatsın derdini ?

    --- spoiler ---
  • tarihten, hakikaten olmuş mu böyle diye şaşkınlık yaratan hikayeleri içeren, gezi parkı olaylarına da selam çakmış kitap. beni en çok etkiyelen motorun suy.., yok yok cıvımayacağım, nusret mayın gemisi ve cahit cav ile ilgili olan bölümleridir. genel olarak ' nereden nereye' dedirtmiştir.
  • işbu kitap ufuk açar aydınlanma yolunda ışık gösterir. bense aydınlanmanın softporn versiyonu olduğunu iddia ediyorum.
  • sunay akın'ın kasım ayı başında raflardaki yerini alan 264 sayfalık fiyatı 12 lira olan kitabının adıdır.

    kendi deyişiyle, ''aydınlanmanın sayfaları''dır 264'ün her biri...
  • simdilik guzel gidiyor. ılginc bir kitap, okurken sikmiyor insani. bitirince daha detaylk yazacagim buraya efenim.
hesabın var mı? giriş yap