giallo
-
(bkz: sette note in nero)
-
dario argento'nun yonetmeni oldugu filmin adi. bas kadin oyuncusu roman polanski'nin guzel karisi emmanual seigner'dir. sanki katili de agir makyaj altinda adrien brody oynamis izlenimi edindim. vasatin altinda bir film. hey gidi argento, bir turlu toparlayamadin...
-
türk sinemasındaki en iyi örneklerinden bir şüphesiz ilhan engin'in kadın düşmanıdır
-
italyanca sari anlamina gelir.
bu sozcuk, agatha christie ve benzeri yazarlara ait cinayet (cinayet muammasi) romanlarinin italya'da sari renkli kapaklarla basilmasindan dolayi, italya'da cinayet turu ile ozdeslesmistir. sonralari, bu turdeki italyan filmleri de giallo filmleri olarak anilmaya baslanmistir. -
bir ekşi sözlük yazarı.
-
zaman içinde giallo türü filmler, seri cinayet-polisiye filmlerinden çok, toplumun yaralarını, din, kilise, tarikatlar, kürtaj, ceza sistemi, cinsel özgürlükler, evlat edinme, aile içi ilişkiler gibi konuları teşhir etmeye başlamıştır. italyan sineması açısından önemli bir alt tür olmasının nedeni de budur.
dario argento kadar kıymeti bilinmese de, ben bu türün meraklılarına lucio fulci'nin, una sull’altra, una lucertola con la pelle di donna, non si sevizia un paperino, sette note in nero, lo squartatore di new york, murderock - uccide a passo di danza gibi filmlerini de şiddetle tavsiye ederim. -
italyan sinemasının '60lı ve '70li yıllarda bize sunduğu ilginçliktir giallo.
genele hitap edecek bir film türü değildir. "ölümün estetize edilmesi" gibi tuhaf bir yaklaşım üzerine kuruludur. bununla beraber cinselliği de çekinmeden kullanır. alt metinlerde hep psikolojik kavramlar ele alınır. sinematografi gösterişli, müzikler de standart film müziklerinden farklıdır. bruno nicolai, ennio morricone, liz ortolani gibi isimlerin yanında goblin gibi progressive rock grupları da giallo filmleri için müzikler yapmışlardır. neredeyse her giallo filminde bir eldivenli katil ve onun kurbanı olan bir ana kadın karakter bulunur. kadın bedenini cesurca sergileyen bir tutum izlemesi, kimi zaman eleştiri almasına sebep olmuştur.
tabii giallo filmlerinde oynayan kadın oyuncular da hep özenle seçilmiştir. edwige fenech ve barbara bouchet desem yeter sanırım.
türün oluşumunu birinci elden etkileyen mario bava'nın la ragazza che sapeva troppo ve sei donne per l'assassino filmleridir. bu iki film, giallo filmlerinde standart hale gelecek abartılı vahşet ve cinsellik etkilerini barındırmasa da maskeli/eldivenli katil ve kurban olan güzel kadınlar konfigürasyonunu türe oturtmuştur. kendisinin giallo popüler olduktan sonra çektiği bay of blood filmi ise bence bir şakadır.
giallo deyince akla ilk olarak dario argento gelmektedir. profondo rosso, suspiria ve tenebre gibi türün önemli örneklerini yönetmiş olan argento, filmlerinde doğa üstü etmenleri (suspiria, phenomena, inferno, la terza madre) ele aldığı kadar, psikolojik açıdan sorunlu kahramanların doğrudan etki ettiği (profondo rosso, tenebre, opera) senaryolar da sunmuştur.
giallo adına diğer önemli isim lucio fulci'dir. şiddet kullanımını görsel olarak argento'dan da abartılı şekilde kullanan fulci, filmlerinde sosyal mesajlar vermekten de kaçınmıyordu. gore/slasher türleri için de önemli bir figür olarak görülen fulci'nin filmlerinde senaryolar ikinci plandadır ve tüm odak görselliktedir. çektiği giallo filmlerinden en çok öne çıkan una lucertola con la pelle di donna, non si sevizia un paperino ve sette notte in nero adlı eserleridir.
argento ve fulci'nin ardından yine önemli işler yapmış sergio martino gelmektedir. martino'nun filmlerinde (i corpi presentano tracce di violenza carnale dışında) grafik olarak daha az şiddet içeren cinayet sahnelerinin varlığı, cinselliğin daha yoğun kullanımıyla yer değiştirmiştir. döneminin etkisi ile psychedelia akımından da görsel ve işitsel etmenleri filmlerine eklemiş olan martino, alt metinlerde hep psikolojik rahatsızlıkları öne çıkarmıştır. başrol oyuncusu olarak çoğunlukla edwige fenech ile çalışmıştır. lo strano vizio della signora wardh, tutti i colori del buio, the case of the scorpion's tail ve i corpi presentano tracce di violenza carnale, martino'nun iyi giallo örnekleridir. il tuo vizio è una stanza chiusa e solo io ne ho la chiave* ise zaman kaybıdır.
massimo dallamano'nun polisiye soslu la polizia chiede aiuto ve cosa avete fatto a solange?, emilio miraglia'nın gotik etkileşimler taşıyan la notte che evelyn uscì dalla tomba ve la dama rossa uccide sette volte, andrea bianchi'nin slasher türüne ilham olmuş nude per l'assassino, giulio questi'nin ilginç yapıtı la morte ha fatto l'uovo ve luciano ercoli'nin la morte cammina con i tacchi alti ve la morte accarezza a mezzanotte eserleri de türün meraklılarına hitap edebilir. tabii hayatınızı değiştirecek, müthiş yapıtlar beklemeyin çünkü bu filmlerin çoğu şu an kült statüsünde değerlendirilen eserlerdir.
sonuç itibariyle, özellikle '70li yıllarda italyan sinemasını ihya etmiş ve '80lerde hollywood'un saracağı slasher filmlerine öncülük etmiş önemli bir alt genredir giallo, ama artık popüler değildir. keşfetmek isteyenler için ise, sağolsun bu tarz kült akımlara yönelik işler yapan çeşitli firmalar, filmleri blu-ray olarak basmaktadırlar. -
görmeyenler için ters ninja sitesinde dosyalar ve örnekler üzerinden doyurucu şekilde işlenmiş olan. telefondan link veremiyorum. "sararmış sayfalarda taze kan lekeleri" komutuyla aratabilirsiniz google'dan.
-
kamera açısında sadece deri eldiven giyen bir el , bıçak veya ustra ile çıplak bir kadını öldürüyorsa bilin ki o giallo dur :)
-
(bkz: interrabang)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap