• ekmeğin fiyatının artmasıyla tüketiminin de arttığını gören giffen'in ileri sürdüğü çelişki. fiyatı artan şeyin tüketiminin azalacağı görüşüne aykırı gözüken bu olay gerçekte bir paradoks değildir tabii ki. çünkü ekmek fiyatındaki artışla birlikte diğer yiyeceklerin fiyatları da artmakta ve yoksul insanlar diğer besinleri yememekte ve daha çok ekmek yemektedirler.
  • moda ve zevk faktorlerinin etkisiyle olusan paradoks. "patatesin fiyati normal duzeydeyken bir miktar patates ve biraz et alan tuketiciler, patatesin fiyati yukseldiginde eti luks gorerek karin doyurma derdine duserler ve daha cok patates alirlar" seklinde ozetlenebilir. fiyatin dusmesi durumundaysa tam tersi gecerlidir.
  • baslikta bircok yazarin guzelce aciklamis olmasina ragmen halen "pahaliysa kalitelidir" mantigi ile hareket edilerek alinan lüx tuketim urunleri oldugu saniliyor bu urunlerin. zaten ekonomi sizin sandiginiz gibi islemiyor. lux urun bile olsa pahalilandigi icin talebi artan pek sey yoktur. sadece pahalilanmasina ragmen talebi pek de degismeyen urunler olabiliyor.

    neyse giffen mallara gelecek olur ise, bu urunler aslinda asiri inferior mallardir ve fakir olmanin ne kadar zor oldugunu gozlerimizin onune sermektedir. fiyati artikca talebi artmaktadir ama sor bakalim neden artmaktadir? insanlar cilgin ya da mal olduklarindan degil herhal. talep artiyor cunku fakir adamcagiz zaten parasinin yarisini ekmege, patatese harciyordu karnini az cok doyuruyordu; kirk yilin basinda kiyma alip azicik et yiyebiliyordu. simdi patatesin ekmegin fiyati artar ise ne olur? bu adamin gelirinin bu temel gida maddelerine ayirmasi gereken orani artar. bu oran arttigi zaman et, kiyma falan komple hayal olur. doyabilmek icin daha cok patates, ekmek almak zorunda kalir cunku `fiyatlari artsa bile halen en ucuz gidalar bunlardir.`

    sonuc olarak buyuk ihtimalle gecmis yuzyillarda daha cok gorulen bir fenomen idi, gunumuzde ucuzun da ucuzu oldugu icin pek de yasanmasi olasi degil ama cok fakir ulkelerde imkansiz da degil.

    giffen mal olabilmesi icin bazi sartlari yerine getirmesi gerek urunun:
    1. bu urun inferior bir mal olmali (e mantiken, yoksa zaten adam almaktan komple vazgececek, eti almaktan vazgectigi gibi)
    2. bu urun yerine gecebilecek baska seyler olmamasi (ekmek yerine ne yesin adamcagiz pasta mi?)
    3. urune ayrilan para adamin gelirinin onemli bir bolumunu olusturmali, ama o kadar da onemli bir bolumunu olusturmamali ki ilk durumda az da olsa et met yenilebiliyor olsun. (ahaa, zurnanin zirt dedigi yere geldik. adamin ilk durumda pattes-ekmek ikilisi disinda az da olsa farkli seyler de tuketiyor olmasi gerek ki, pattes-ekmek fiyati arttiginda bu tukettigi diger seyleri tuketemez hale gelsin. eger adam zaten en basta sadece pattes-ekmek tuketiyorsa, ikinci durumda yapabilecegi tek sey daha az pattes-ekmek tuketmek olacaktir bu da giffen good olmadigi anlamina gelir.
  • gelir seviyesi arttıkça insanların tüketimlerinin azalacağını öne süren bu paradokstaki olay aslında şöyle özetlenebilir.

    gelir seviyesi artan insanın daha çok tüketim yapması ya da tüketime ayıracağı miktarın artması beklenir ancak gelir artışının insanlarda tüketimi azaltmasına yol açması bir paradoks oluşturmaktadır. bu nasıl olur?
    şöyle:

    insan 100 lira geliri varken, bir anadol'dan 10 tane alabilmektedir. ancak insan geliri 1000'e çıktığında insan anadol'u talep etmekten vazgeçip artık bir bmw alma zamanı geldi demektedirler. oysaki 1 bmw alacakları yerde 100 tane anadol alabilmektedirler. ancak miktar olarak az olanı seçerler ve bu nedenle tüketimleri azalmaya başlamaktadır.(bu noktada adam ne yapsın 100 tane anadolu demeyin, taksi şirketi kurar, ineklerine saman yapar, etinden sütünden otundan yararlanır) iktisat literaturunde bu duruma snobizm etkisi denilmektedir.
  • satılan simit sayısındaki artış ekonominin iyiye değil kötüye gittiğini gösterir. gelir ya da gelirin satınalma gücü düştükçe düşük mallara olan talep artar; çünkü pahalı mal daha az alınabilir duruma gelir.
  • iktisat derslerinde öğrendiğimiz bir konudur. ekonomik kriz ortamlarında fiyatı en çok yükselen ürünler, fiyatı en düşük olan ürünlerdir. bunlara örnek olarak makarna, patates, soğan ve domates gösterilebilir.

    sebebi ise satın alma gücü düşük insanların kriz dolayısıyla fiyatı düşük ürünlere yönelmesidir.dolayısıyla talep arttıkça fiyat da yükselmektedir.

    son günlerde patates ve soğan fiyatlarının bu kadar yükselmesinin ülkemizde bir ekonomik kriz olduğunun göstergesi olduğunu düşündürmekte.
  • dünyada irlandadaki patatesler haricinde bir örneği de yaşanmamıştır. ayrıca burada patatesin de bir suçu yoktur, tüm suç irlandalı milletini patates dışında bir gıda maddesini alamayacak hale düşüren yoksulluktur. esas paradoks ise bir kısım insan ekmek yerine pasta yerken, diğerlerinin sadece patates yemesidir.
  • 19. yy fakir irladalılar'ın başlıca gıdası olan patates giffen paradoksuna örnek gösterilmiştir. gelirleriyle anca patatesle beslenen halk patatesin fiyatının azalmasıyla patatese ayırdığı parayı kısarak başka mallara ayırmışlardır.
  • (bkz: giffen goods)
  • bunca yıl iktisat okuyup da aklımda pareto eğrisiyle beraber kalan tek tanım. hayatın bir çok yerinde örneklendirebiliyoruz, ekmek gibi.

    pareto eğrisi de böyle.kıyafet dolabını açıp bakabilirsiniz.en çok giydikleriniz tüm kıyafetlerinizin sadece %20'si.
hesabın var mı? giriş yap