• sinematografiye ben de bir tik atıyorum, onun dışında oyuncu seçimleri, özellikle rodney efsane bi karakter olmuş diyalogları da çok iyi, çok ince nüanslar var, taki de çok güzel karakter. kenzo da ailevi olaylardan sıkışmış ve başka bi kadına ilgi duyan adamı çok iyi canlandırıyor, sarah desen zaten tanıyoruz kendisini. güzel dizi, bugünlerde bitmesin diye ağırdan alıyorum. bu arada taki’nin ilk projesiymiş google castingte bi tek onun resmi yok hahah yazık ya yüklesinler kızı.

    edit : tabi ki dayanamayıp bitirdim ve tek bir kelime etmek gerekirse dizi, mükemmel. uzun zamandır izlediğim en iyi yapımlardan biri diyebilirim. hiç böyle birşey beklemiyordum bu diziden.
  • ingiliz ve japon ortak yapimi nefis bir polisiye dizi.
    hicbir anında surukleyiciligini elden bırakmıyor.
    hikayesi guzel, kurgusu alisilagelmisin disinda.
    özellikle ingiliz polisiyelerinden sonra bagimlisi olunan yapimlardan.
  • netflix'te izlediğim en iyi 3 dizi arasına girer.sinematografisi , karakterler , hikaye harikülade.deneysel bir yapım olmasına rağmen bence olmuş.son bölümdeki tiyatral sahne gerçekten çok başarılıydı.insanı , hayat hakkında düşüncelere iten başarılı bir netflix yapımı.
  • daha önce değinildiği gibi senaryosunda pek çok eksiklik bulunmasına rağmen bu eksiklikleri sinematografisi ve yarattığı atmosfer ile kapatan dizi. yakuzalarla ingiliz mafyası arasında mekik dokuyan bir olay örgüsü olmasına rağmen dizi olaylara değil, karakterlerin iç dünyalarına odaklanan son derece dingin bir akışa sahip. ilk bölümlerde bu durum ara ara yadırganabilse de ortalara doğru dizi bir şekilde sizi bağlıyor. tabi türü polisiye olarak geçtiğinden dolayı diziden hareket bekleyenler beklediklerini pek bulamayabilir, bunu hatırlatmakta yarar var.

    rodney karakterinin işlenişini baya sevdim.

    --- spoiler ---

    rodney içindekileri, aşık olduğunu itiraf edemeden ölen sevgilisinin ardından yaşadığı pişmanlığı tam annesiyle paylaşacak derken annesinin "kötü şeyler anlatma moralimi bozuyorsun" demesi ve rodney'nin küvette ağladığı sahne yürek burkucuydu. böyle bir anneyle büyümenin sonucunda yalnızlaşmış ve birilerini sevmekten korkar hale gelmiş rodney'e sarılıp onu teselli etmek istiyor insan.

    --- spoiler ---
  • japoncuklarımın hatırına izlediğim, londra ve tokyo'da geçen, çerezlik bir polisiye dizi.

    bu londra'nın havası bizim japonlara hiç yaramadı aga! olay ne güzel yakuza diye başladı ama sonra kamışa su yürümüş ergen saçmalıklarına bağladı resmen. artık bu durum (bkz: netflix) yüzünden mi yoksa (bkz: bbc) yüzünden mi böyle bilmiyorum.

    --- spoiler ---
    -kötü insanlar değiliz. sadece kötü şeyler yaptık.
    -ne farkı var?!
    --- spoiler ---
  • gizli hazine.
    başlığı altındaki entry sayısının azlığından da anlıyoruz bunu.

    sinematografisine emek verildiği, ışık-mekan üzerine kafa yorulduğu o kadar belli ki, izlerken “bak şimdi de şunu yapmışlar! aferin!” demekten alamıyor insan kendini.

    tabii konu olarak baktığımızda yer yer basitlik ve saçmalıklar çok. ama bir şiirsellik içinde toplanıp bağlanıyor bir şekilde.

    bana “üstünde düşünülmüşlüğü” yetti, bir dizi için.

    iskoç aksanını pek sevmediğimi hatırlatan yapım olmuştur aynı zamanda. o i’ye çalan kapalı e’ler (cake’i kiyk gibi okumak vb), o kelime sonu vurguları, yüzüme yerleşen “teyzem ne diosun teyzem” bakışı biraz konsantrasyon dağıtıcıydı.

    ama sırf finaldeki çatı sahnesi için bile izlemeye değerdi.

    bir de rodney, kendini çok sevdirdi.
  • yapacak bir ton işim olmasına rağmen izin günümde başlayıp bir oturuşta yarıladığım dizi. ilk bölüm biraz yavaş gibi ama sonradan açılıyor. hikaye güzel, sinematografi güzel. hayatında pek japon filmi/dizisi izlememiş olan beni kendisine bağladı. bir de dizide herkes çok yakışıklı ve karizmatik geliyor gözüme. kenzo, fukuhara, fukuhara’nın adamları vs. belki de yakuza olmasalar çekici falan gelmeyeceklerdi gözüme bilemiyorum. neyse sonuç olarak baya güzel dizi ve pek bilinmiyor olması üzücü.

    +we are not bad people. we just did bad things.
    -really, what’s the difference?
  • 2019 britanya yapimi, bbc cikisli, cevrimici yayin kanalinda meshur olmus 8 bolumluk mini dizi.

    baslica rollerde takehiro hira, yosuke kubozuka, kelly macdonald, togo ıgawa, will sharpe, aoi okuyama, charlie creed-miles, masahiro motoki, justin long, sophia brown, hideto katsuya var.

    farkli anlatim dilleri deneyen, carpici sayilabilecek bir giris yapan yapim, ilerleyen bolumlerdeki sacmaliklarla, oykudeki bosluklarla, zorlamalarla sig sulara yol aliyor. bazi oyunculuklar ortalama ustu, ancak cogu yan rol “ben mafyacilik oynuyorum” diye bagiriyor. az biraz japonya sinemasina, kulturune asinaligi olani pek cezbedebilecegini sanmiyorum.

    bos vakit oldurmelik, renkli fotograflar gormelik, siradan televizyon isi.
  • --- spoiler ---

    s01e01: telefondaki adam "haberleri aç" diyor, sonrasını biliyorsunuz: televizyon açılınca diziyi ilgilendiren haber çıkıyor, hem de baştan itibaren, haberin ortası bile değil. böyle şeyler beni hayattan soğutuyor, dizi neymiş.

    s0106: japon bir babanın eşcinsel olduğunu açıklayan kızına böyle bir tepki vereceğini sanmıyorum

    s0107: polisin aradığı ve silahlı ve son derece tehlikeli diye tarif ettiği katili karakolun önünde nöbet tutmaya gönderdiler. yakalandı.

    --- spoiler ---
  • konu standart, işleniş yavaş ama akıcı, oyunculuklara iyi özetle kendini izleten iyi bir dizi.

    dizideki atmosfer bana max payne'in ve gotham'ın atmosferini hatırlattı tabi ki onlar kadar karanlık bir ortam yok sadece anımsatıyor. çok da yüksek bir beklenti olmadan izlenir.

    --- spoiler ---

    toshio'nun kilit açmak için bulduğu adamın olduğu sahne gerçekten çok komikti. böyle bir dizide böyle bir sahne çok iyi gitmiş. ayrıca toshio'yu da person of interest dizisindeki fusco'ya benzettim saçlar bile aynı *
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap