• türkiye'nin en kaliteli ve en bağımlılık yaratan podcast'i. hemen hemen her gün bir bölüm dinliyorum.
    (bkz: podcast) uygulamasını kullanma sebebim. hatta podcast'in ne olduğunu bana öğreten kanal.
    vizyonumu kesinlikle genişletti. yeni kavramlar öğrendim. ingilizcemi geliştirmem, daha çok kitap okumam için indükleyici oldu. ve daha fazla hayal kurmam için...
    sami can tandoğdu, barış koçdur ve olgun tuna yaprak çok teşekkürler.
    kitap da isterim tabii :)
  • biraz podcast mantığının doğası gereği olduğunu biliyorum ama ufak bir eleştirim olacak. konuşulan konular genelde yazılım-online marketing v.b. internet bazlı sektörler üzerinde dönmeye başladı.

    sorun şu ki herkesin hayali "next big deal" olmak. ama oraya gelene kadar bu güzel dostlarımızın bahsettiği yeteneklerin /fikirlerin kullanılacağı reel sektörlerin de dikkate alınması gerekiyor diye düşünüyorum.

    mesela iot konusunun reel sektörle oluşturacağı sonsuz ihtimaller zincirinden çıkacak bir ürün çok daha hızlı globalleşebilme kapasitesine sahipken ve bu konuda bütün dünya ciddi bir yarış içerisindeyken bizim burada front-end developerlığın detaylarında boğulmamamız gerekiyor.

    hangi sektörler dönüşüm aşamasında? bunlarla alakalı regülasyonlar neler, global şirketlerin bu regülasyonlara uyumu konusunda firmalar ortaya çıkmış mı ? çıkmamış ise biz bir girişim yapıp sektördeki bu boşluğu doldurabilir miyiz ? slack kanalında bu mantıkla kurulup bir iki sene içerisinde global hale gelen firmaları da bir kaç defa paylaştım ama orada da konu saas ekseninde tıkanıyor.

    eleştirim bunu hiç yapmamaları değil elbette, mesela bir bölümde laboratuar'da elmas üreten arkadaş gelip yaptıklarını anlatmıştı onu dinlediğimden beri etrafımda kaç kişiye anlattım bilmiyorum. harikulade bir girişim ve reel olarak karşılığı olan bir iş. ülkeye katma değeri paha biçilemez ve benzer mantıkta çoğalması gerekiyor böyle girişimlerin.

    neyse çok uzattım, kısacası podcast'in eksenini pogramlama, yazılım dili, online marketing, crm v.b. işlerde uzman olmayanların da anlayıp katkıda bulunacağı bir eksene genişletirlerse ben kendi adıma daha mutlu olurum.
  • severek dinledigim podcast. 166 podcast bölümunun tamamini eksiksiz dinledim. sanirim 40 li bolumlerde baslamistim, o zamandan bu zamana haftlik olarak takip ediyorum. gelecekte turkiye’de podcast ekosistemi dünyada oldugu seviyeye gelebilirse eminim ki tarih kitaplarinda adeta kavimler gocu gibi bir dönüm noktasi oldugu yazilacak *

    kendilerine birkac soru ve onerim olacak:

    1) opsgenie gibi girisimlerin kurucularinin geldigi bolumler oldukca ilgi cekiyor. meet-up’lar sirasinda “how i built this” in yaptigi gibi founder’lar ile canli acik oturumlar yapilabilir mi? sonrasinda da youtube uzerinden bu oturumlarin goruntuleri paylasilabilir mi?

    2) podcast bolumlerinde su anda konular genellikle ilgili haftanin haberleriyle sekilleniyor. bundan sonraki bolumlerde her hafta farkli bir sektor incelenebilir mi? bu incelemelerde sektorlerde yer alan global ve lokal start-uplar iyi ve kotu yonleriyle karsilastirilabilir mi? bu karsilastirmalar sonucunda ekosistemdeki aciklar ve firsatlar ortaya cikarilabilir mi?

    bir de yazmadan edemedim, surekli kulagimi tirmaliyor. elon musk’tan cokca bahsediliyor ama kendisinin ismi i-lon yerine e-lin olarak telaffuz ediliyor. sanirim dogrusu i-lon seklinde okumak :)

    bu arada baris uzun zamandir tazedirektten bahsetmedi. sahi ne oldu tazedirekte?
  • sabah 6 koşularının vazgeçilmez podcasti. spotify’da bulamadığım doğru nabız değerini bu programı dinlerken yakalıyorum. kendilerine 13,99 borcum olsun :)

    daha önceki yayınların birinde ekip konusu işlenmişti. ancak ekipten ziyade ortaklık konusuna özel olarak değinseler çok güzel olacak. hayaller ve gerçeklerin örtüşmediği noktaya gelindiğinde, süreci yönetmek gerçekten zor oluyor.

    iyi arkadaştan iyi ortak olur mu başlığı biraz irdelenebilir.
  • 167'yi dinlerken daha önce düşündüğüm ve yeniden aklıma gelen bir konu var. eski entry'i de editleyebilirdim ama yeni bir tane yazayım ki programın etkileşimi artsın.

    gördüğümüz gibi giderek podcast'in dinleyici sayısı artıyor. platformlarda yapılan yorumlar artıyor. benimki dahil talepler artıyor ve çeşitleniyor. bu programın evrimsel olarak ya genişleyip büyümesi lazım ya da bir süre sonra (1 sene ya da 3 sene ya da 3 vakte kadar) tekrara girip ortadan yok olacak.

    ben yok olmasını istemiyorum çünkü gerçekten çok severek dinliyorum. o da yatırım demek. çünkü samican-barış ve tuna'nın 3 kişi olarak altından kalkamayacağı bir noktaya gelip yatırıma ihtiyac duyacak. yarattığınız şey üçünüzün toplamından daha büyük olacak.

    yatırım derken hem maddi olarak hem iş gücü olarak söylüyorum. o yüzden daha büyük olmaya ünlü olmaya hazırlanın arkadaşlar, ben sizi ileride televizyonlarda göreceğimize inanıyorum.

    bu söylediğimi bilimsel bir araştırmayla desteklemem lazım aslında ama onu bilim adamlarına bırakıyorum şimdilik kişisel gözlemim olarak kalsın.
  • tabii ki arkadaşımın tavsiyesiyle yaklaşık 2 aydır dinlediğim podcast. sondan başladım geriye doğru gidiyorum. günlük 3.5 saatlik toplu taşıma yolculuğum sayelerinde daha çabuk geçiyor.

    az önce youtube kanalında kendilerinin göründüğü videoyu izledim. kafamdaki tiplerle uyuşmadığı için beynim uzun süre hata verdi. izlediğim video dublaj gibi geldi. umarım kısa sürede seslerini tipleriyle uyuştururum :)

    kendilerine buradan sormak istediğim daha önce silicon vadisi dizisinden bahsettiler mi? eğer bahsetmedilerse gerçek hayattaki girişimcilikle dizideki girişimcilik sürecinin ne kadar benzer olduğunu açıklarlarsa sevinirim.
  • 15 ağustos 2018 çarşamba akşam 20:30 buluşmasında, iki yapımcısını daha da yakından tanıdığım podcast serisi. şimdi onların dedikodusunu yapacağım.

    öncelikle belirtmek isterim ki, işsiz barış'ın ve çapkın samican'ın spontane düzenlediği buluşma, 31 mayıs'ta yaptığımız buluşmadan çok daha güzel oldu. çünkü görece daha az insan geldi ve buna bağlı olarak daha samimi bir atmosfer oluştu. bu seferkinin alkollü olmasının da etkisi olabilir.

    barış podcastlerde dinlediğinizin aynısı zaten. podcastte sevdiyseniz yüz yüzeyken de seviyorsunuz. son derece gerçekçi, ama bir o kadar da fütürist, upuzun boylu fakat bir yandan da zapzayıf, zaman zaman sert ama yeri gelince pamuk kadar yumuşak, uzman bir ekonomist buna mukabil etkin bir pazarlama dehası... diye uzar gider. barış'a evlilikle ilgili bir kaç şey soracaktım ama unuttum ya. laf lafı o kadar çok açtı ki aklıma gelmedi.

    bir başka özelliği de barış abimizin, şeker tüketmemesi. adam bildiğin şeker içeren hiçbir şey yemiyor veya içmiyor lan. gerçekten saygı duydum. şeker içermeyen bir şarap aldı frankofonumuz.

    diğer podcaster samican ise, 'falan filan' dan başka şeyler de söyleyebiliyor, tüm gece bana troll samet diyip durdu :) hayır biz mi lakap takıyoruz bize mi lakap takılıyor anlamış değilim. eyy samican, seni bizler var ettik.

    şaka bir yana ikisini de çok sevdim. o samimiyeti o kadar iyi hissettiriyorlar ki gümlet medya olarak, sanki yıllardır tanışıklığınız varmış gibi bir hissiyat oluşuyor içinizde. zaten beklentim de o yöndeydi, beklediğim gibi oldu, güzel oldu.

    pompacı tuna'yı da yüz yüze tanımak isterim. eminim o da en az samican ve barış kadar samimidir. bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.

    bu adamların yaptığı iş o kadar değerli ki, şayet gelecekte ülkemizden bir unicorn çıkarsa, kesinlikle bu gibi insanların dolaylı etkilerinin sayesinde olacağını düşünüyorum. insanlara gaz verme, tecrübe paylaşma ve paylaştırma gibi çok kritik bir görevleri var, tıpkı öğretmen gibi. girişimci dünyasının hocaları veya en azından bilgi paylaşım platformu durumundalar şu anda. herkesin devlete kapak atma veya kurumsalda çalışma merakında olduğu bir dönemde, karanlıkta yakılan bir mum gibiler. devlette ya da kurumsalda çalışmak kötüdür demiyorum fakat, hem ülkemize hem de insanlığa, girişimcilerin katkı sağlama potansiyellerinin çok daha fazla olduğunu düşünüyorum.

    neyse yeter bu kadar övgü.

    bence ekim-kasım gibi barış ve tuna birlikte gelebilirler ankara'ya. tabi ikisinin de aynı anda boş bir zamanı olursa. daha büyük çaplı bir buluşma yapılır. bu sayede ankara içi girişimci nüfus daha çok tanışıp, kaynaşmış olur. belki de türkiye'nin 100-200 milyar dolar değerlemesi olan girişimleri ankara'dan çıkacak :)
  • dinlediğim tek podcast.
    ilk bölümden itibaren hemen her gün dinliyorum. hatta son bölüme gelip de bölümler bitecek her gün dinleyemeyeceğim bir hafta beklemem gerekcek diye üzülmeye başladım.
    ilk bölümlerde ses kalitesi kötü diye hep eleştiri almışlar ama 23. bölüm, 25. bölüm (kötü ses) ve 65. bölüm (çok fazla "yani" diyen konuk) hariç gayet dinlenebiliyor tüm bölümleri.
    geri bildirimlerim;
    1-retrospektif bölümlerinizi seviyorum, devamı gelsin lütfen
    2-konuklu bölümlerinizi daha kanka dışı kişilerle yapsanız... çünkü çok samimi arkadaşlarınızla dönen muhabbet dinlerken yabancı bizleri sıkıyor. mesela 86. bölümde iş bankası ekibi ile süperdi muhabbet. arada büyük firmaları da almalısınız bence.
    3-ilk bölümlerdeki samimiyet barış’ta %5-10 azaldı. amatör ruh biraz daha podcast profesyonelliğine gitti hadi olabilir ama samican’da %30’larda... bir de samican'ın ukalalığı arttı sanki son bölümlere doğru. üzülüyorum.
    süper kaliteli adamlarsınız tebrik ediyorum. samican çok okuyor. o yaşta o kadar kitabı nasıl okuyor diyorum. bunun sırrını verebilir bir bölümde.
    tuna zaten süper.
    barış ise kesinlikle çok zeki ve çok açık fikirli. hep tahmin edilenden düşünülenden farklı yorumlar getiriyor. gerçekten üstün bir insan bence. 3-4 tane çocuk yapsa da topluma kaliteli bireyler katsa.
    devamı olacak...
  • ilk bölümlerdeki samimiyetinin azalmasının hayatın olağan akışı olduğunu düşünüyorum. dinleyici sayısı arttıkça elbette podcasti hazırlayan kişiler özel hayatlarından (örneğin aşk hayatları) daha az olay paylaşmaya başlayacaklar ve siyasi söylemlerini daha aza indirgeyecekler. kendi konularıyla ilgili olayları ise hala aynı samimiyet, şevk ve heyecanla anlattıklarını düşünüyorum.

    tuna'ya ilk katıldığı bölümlerde hiç ısınamamıştım, zaten kendisi de son bölümlerdeki kadar konuya dahil olmuyordu diye hatırlıyorum. şu an onun olmadığı bölümlerde yokluğunu inanılmaz hissediyorum. birlikte ve belki de çoğalarak umarım daha da güzel işler yaparlar.
  • sayenizde istanbul trafiği çekilir hale geldi.

    belki teknik konuların konuşulduğu bölümler de olabilir. örneğin bir girişimci en baştan yazılımı geliştirirken hangi ürünleri kullandı, hangi bulut servislerini kullandı, teknik olarak takıldığı sorunları nasıl çözdü gibi.
hesabın var mı? giriş yap