şükela:  tümü | bugün
  • sümsük bir ressamdan koca olamayacagi, genç kizlarimizin yine doktor ve mühendis adaylar üzerine yogunlasmasi gerektigini gözler önüne seren film...

    --- spoiler ---
    filmde çok semboller var çok... mesela griet kizimizin en mahrem yerinin saçlari oldugunu anliyoruz, öyle ki resaam hem bu saçlari görüyor, daha dogrusu röntgenliyor, hem de kizin delinmemis kulagini deliyor...

    diger yandan kasap oglu sevgili baska noktalara yogunlasabiliyor, öpüyor, oksuyor, götürüyor vs ama saç maç görebildigi yok... buradan herhalde ressamla griet arasindaki mahrem yakinlasmayi falan anliyor olmamiz bekleniyor...

    yine de resimden iyi para kazanmis olmalari lazim ki, ressamin karisinin "artik kulagima sokmam" dedigi at nali kadar inci küpeler griet'e modellik ücreti ya da unutma beni hediyesi olarak geri dönebiliyor...

    artik griet'le kasap oglu, mutlu yarinlara yelken açabildiler mi onu bilemiyoruz ama benim en çok merak ettigim konu öyle her tarafi sulak nemli iklimde kis ortasinda neden disari çamasir asmaya kalktiklari... ayrica sorarim size o kaskati olmus geceliklerle iç donlari kaç saatte defrost edilebilir acaba?
    --- spoiler ---

    cornelia rolündeki kizin kirsten dunst'in küçüklügünü andirdigini belirtmek isterim, kendisinin ileride bela kadin rollerinde çok aranacagini varsayiyorum... budur..
  • inci küpeli kız'ın şifresini nihayet çözdüm...

    "yahu bu tablo bir yerden tanıdık geliyor ama nerden.." diye bir süredir düşünmekteydim. uzun süreli çalışmalarımın ve uykusuz gecelerimin ardından cevaba ulaştım.. vermeer'i üne kavuşturan bu tablo araktır efendiler ! dünyayı kasıp kavuran "inci küpeli kız" basit bir taklittir ! açın gözlerinizi..

    inci küpeli kız'ın hepimizin yakından tanıdığı hangi tablodan +çalındığını+ açıklamadan önce resme bir göz atmakta fayda var. inci küpeli kız'da dikkat çeken özellikler nelerdi bir hatırlayalım. resim şu adresten görülebilir : http://essentialvermeer.20m.com/…_pearl_earring.jpg

    simsiyah, karanlık fondan sonra ilk olarak akla gelen omzunun üzerinden baktığı "evet ne vardı ?" pozu. vücut biraz yan dönmüş, kafa daha da fazla dönmüş, omzun üzerinden dönmüş ressamın gözlerine bakıyor. ikinci olarak kızın saçları kapalı. o başındaki tuhaf kumaşlar aslında yapmayı beceremedikleri bir sarık. kafanın etrafından dolayıp tepede ortada birleştirmeye çalışıp bir sultan kavuğu elde etmeye çalışmışlar ama onu da becerememişler. sonra parlak dudaklar, kahverengi cüppe. ve tabii ki de son olarak şu meşhur inci küpe.

    ve bir de orijinaline, yıldırım bayezid'in portresine bakalım... karanlık bir fon. "evet ne vardı ?" pozu. gözler ressamda, cüppe kahverengi, kavuk da tastamam... inci küpesi bile var yahu ! ha inci küpeli kız sol omzundan bakıyor, yıldırım bayezid sağ. onu değiştirmiş ki anlamayalım.. yok ya?!
    http://www.turkcebilgi.com/…s/imgk/04_i_bayezid.jpg

    bu tuhaf +tesadüf+ tabii ki akıllara "yıldırım bayezid yahudi miydi" sorusunu getiriyor. çalışmalarım sürecek..

    (bkz: vermeer şifresi)
    (bkz: yıldırım bayezid ve inci küpeli kız aldatmacası)
    (bkz: açın türkiye'nin önünü)
  • scarlett johanssonun inanilmaz bir oyun cikarttigi, colin firth ve tom wilkinsonın da rol aldığı çok etkileyici film.
  • isik ve renklerin kullanimiyla vermeer'in resimlerini sinemaya basarili bir sekilde aktarmis basarili donem filmi.
  • inci küpeli kız adıyla ulkemizde de gosterime girmis gorulesi film. 2003 lüksemburg ingiltere ortak yapimi. yonetmeni ise peter webber, oscara aday gosterilmis lakin yuzuklerin efendisine yenik dusmustur.
  • ışık kullanımında görüntü yönetmeni eduardo serra' nın döktürdüğü film olmuş. zaten film en iyi görüntü dalında birçok ödül almıştı o senelerde.

    filmde dönemin görüntüsünü, 17. yüzyıl hollanda resminin altın çağ dönemindeki olağanüstü resimleri inceleyerek yaratmaya çalıştık” diyor filmin yapım tasarımcısı ben van os. “vermeer’in evini tasarlarken tabloları andırır tarzda çerçevelenmiş olarak göstermek istedik. kanal tarafından avluya açılan koridor ve birbiriyle bağlantılı alt kat odaları ile izleyene evin geniş olduğunu vurgularken, mahremiyetin de yokluğunu belirtmek istedik. griet’in her an izlenildiğini hissetmesi gerekiyordu.”

    filmin güzel bir analizi için buyrun : http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/263225.asp#body
  • hollandalı ressam johannes vermer'in tam bir başyapıt eseri. tam tarihi bilinmese de vermeer eserini "ıvmeer " şeklinde imzalamıştır. 17. yüzyılda yapılmış olan tablo ününe ise 20. yüzyılda kazanmıştır.

    kuzeyin mona lisa'sı olarak da bilinen bu tabloda nasıl ki gerçek mona lisa'nın gülümsemesi gizemli ise burada da kadının aralanmış dudakları ve kulağındaki küpe ile dikkat çeker. resmin kaçış noktasını yani merkezini inci küpe oluşturur. kusursuz resmedilmiş olarak kabul edilen küpeye dikkatli bakıldığında gözyaşı şeklinde yapılmış olduğu ve ışığın yansımasının başarılı bir şekilde verildiği fark edilir.

    detayların yoğun olduğu resimde senede en fazla 2-3 resim yapan ressamın titizliği de göz önüne alınınca ayrıntıların önemi bir kat daha ortaya çıkıyor.
  • film aslında kötü bir film değil yani yönetmendir, oyunculardır, set işçileridir herkes işini yapmış gibi görünüyor. özellikle yönetmen ortada bu çapta bir filmi idare edebilecek kadar elle tutulur bir öykü olmamasına rağmen seyircinin ilgisini film bitene kadar ayakta tutmayı becererek ekstra bir başarı sergiliyor fikrimce ama herşey de bi yere kadar. ortada doğru dürüst bir öykü olmayınca film bittiğinde "ee noldu şimdi?" duygusu kaçınılmaz olarak sarıyor bünyeyi. sonuç olarak iyi niyetli bir çalışma ama böyle zayıf bir hikayeyle yola çıkarak baştan ölü doğmuş malesef.

    not: herşeye rağmen yine de sırf scarlett johansson'ı izlemek için bile gidilebilir bu filme. abartmış olmiyim ama sanırım uzun zamandır gördüğüm en güzel dudaklara sahip kendisi...
  • resmi siritmayacak bir hikayeyle suslemeyi basramis film. ayrica fon muzigi icerdigi abartisiz miktardaki huzunle cenazede calinabilecek sarkilara basarili bir adaydir.
  • ışığı-gölgesi, rengi-renksizliği, dekoru, kamera açıları, kostümleri, planlarda gizlenen bazı simgeleri, oyunculukları, hikayeyi,hisleri anlatma biçimi gibi birsürü özelliğine hayran kaldığım film..

    filmi durdurarak izlemeye gerek yok, film bazı yerlerde duraklıyor ya işte o anda o sahneye bir kez daha bakın...sahneler bir tablo esnetiğinde hazırlanmış..o ayrıntılar...filmi izlerken kaç defa waw mükemmel dedim bilmiyorum bile....şahsen wong kar wai'nin filmlerinin sahip olduğu görüntülerdeki etkileyici mükemmelliyetçiliği bu filmde de hissettim...(bkz: christopher doyle)
    diğer yandan what dreams may come gibi görselliği müthiş bir filmin görüntü yönetmenliğini yapmış eduardo serra'nın payını es geçmemek gerekir bence..

    hikaye kısmına gelince..şöyle düşünün..bir tabloya baktığınızda gördüğünüzden anladığınız şey onun size hissettirdiklerinden ibarettir.. tablonun hikayesini siz kendi kafanızda yaratırsınız ve hayal ettiğiniz şey gerçekteki hikaye olmayabilir(bu filmin senaryosu gibi)...ama sanat budur işte...gördüklerinizin; duygularınızdan ve hayal gücünüzden geçip beyninizde oluşturduğu imge...

    bu filmdeki gibi...görüntüler var..ve ne anlamak, nasıl anlamak istiyorsanız size bırakılmış...
hesabın var mı? giriş yap