• uzunlugunun gerekliligi tartisilabilir ancak sikiciliktan ziyade halüsinatif bir filmdir kanaatimce hatta bilakis bir nevi keyif vericidir. 1965 tarihlidir. filmdeki juliet -ya da isimleri ingilizceye cevirmenin anlamsizligina inancimizi koruyarak giulietta diyelim- fellininin karisi imis.
  • bu guiletta, le notti di cabiria'daki cabiria'nın da ta kendisidir.
  • konusu soyle olan fellini filmi:
    julyet kocasinin kendisini aldattigindan suphelenmektedir.. bu arada diger alemle de baglantiya gecmis vaziyettedir.. oyle renkli.. daginik bir film gibi.. cok karakter var.. girip cikiyorlar durmadan..
  • türkçe adı ruhların giuliettası olan film, diğer fefe filmleri gibi nino rota'nın rengarenk müzikleri ile süslüdür.
  • renk kullaniminin muazzam oldugu filmdir..

    --- spoiler ---
    juliet'in ruh haline gore giydigi elbiselerin ve sapkasinin rengi degisir..temel olarak uc renk giyer: siyah, kirmizi ve beyaz... siyah giydigi vakit, kotu hissetmektedir.. mesela kocasinin kendisini aldattigini, cekilmis 8 mm filmlerden gordugunde, sapkasi siyah, elbisesinin ici beyazdir. bu, ruhunu bir karamsarligin kapladigini ima etmektedir.. kirmizi giydiginde tutkuludur.. mesela, karsi komsusunun evine gittiginde uzerindeki kirmizi renktedir; burada da komsusunun uvey oglu ile bir cinsel cekim ima edilir.. beyaz ise masumiyet, saflik ve ozgurluk demektir.. juliet beyaz giydiginde, aldatilmistir, kocasini seven bir kadindir, masumdur.. ve en sonunda evin demirli kapisindan cikar, burada da beyaz giymistir.. burada da kocasindan, mutsuzlugundan, tutsakligindan kurtulmaktadir, bu da ozgurlune kavustugu anlamina gelir.. bir de fellini, juliet'in giysisine paralel olarak, arka planin belli bir uyum icerisinde seyretmesine ozen gostermistir..
    --- spoiler ---
  • fellini'nin ilk renkli filmi olmasından mıdır bilinmez renk kullanımı konusunda inanılmaz bir ziyafet çektirir bu film. her duyguyu bir renkle yansıtmaya çalışan fellini, bunun için mobilyaları, kıyafetleri, doğal ortamı şekillendirmekten çekinmemiş, cömert renk kullanımı ile izleyenlerden tam puan almıştır. her sahnesi ayrı bir göz dolgunluğu yaratan, sahneleri çıkarıp duvarınıza asma isteği uyandıran filmde klasik fellini öğelerinin fazlasıyla kullanıldığı görülür. pudralı suratlar, abartılı makyajlar, normal ötesi karakterler, göz doldurucu kıyafetler, nino rota'nın inanılmaz tınıları...

    filmde giuletta rolünü üstlenen, şirinliği ve mimikleri kullanmadaki ustalığı ile çok başarılı bir oyunculuk sergileyen giuletta masina aslen fellini'nin karısıdır ve gerek isim benzerlikleri, gerekse de anlattığı hikaye bakımından filmin otobiyografik öğeler taşıdığına yönelik iddialar da filmle beraber yer almaktadır.

    filmin çekimlerinden sonra fellini, filmi çekme aşamasında lsd kullandığını itiraf etmiştir ki bu da bir nevi filmdeki cümbüşün mantıklı açıklaması olarak düşünülebilir.

    bunun yanı sıra iki dalda oscar'a aday olmuş, 1966'da da en iyi yabancı film dalında da altın küreyi fellini'ye kazandırmıştır.
  • lirik bir fellini masalıdır. ama bunun yanında giuletta'nın beynine giriş biletidir. film baştan sona ana karakteri giuletta'nın fantazyaları, korkuları, arzularının arasında gelir gider. hikayenin içindeki karakterlerin detaysız ama yoğun anlatımı ile ana karakterin kalabalık içindeki yalnızlığı eşsiz bir biçimde anlatılır. ve bu anlatımıyla giulietta degli spiriti aslında bir yalnızlık filmidir.
  • filmin girişindeki guilietta'nın misafirleri ile ruh çağırdığı sahnede ismi olraf olan ruha misafirlerden birinin sen türk müsün diye sormasının ardından ruhun "sensin türk" cevabıyla gülümseten fellini'nin 1965 yılında çektiği ilk renkli filmi.
  • fellini'nin 8½'yi tamamlayan filmi. 8½; yaratıcılık sorunu çeken bir yönetmeni ve bunun üzerinden erkek dünyasını anlatır. bu film ise, çok sevdiği kocasının onu aldattığını öğrenen bir ev kadını üzerinden kadının dünyasını anlatır. film bir kadının beyninde dolaşmak olarak da nitelendirilebilir. baş karakter olan giulietta (ki kendisini canlandıran oyuncu, filmin güzide ve efsane yönetmeni fellini'nin sevgili eşidir) anıları, korkuları, ahlaki değerleri, kocası ve sosyal çevresiyle savaşarak akıl sağlığını korumaya çalışır. fellini, sanırsam ilk renkli filmin heyecanından, renkleri çok mükemmel kullanmış, giulietta'nın hayatıyla ilgili imgeleri çok iyi yansıtan bir görüntü yönetmenliği kullanmıştır. ayrıca nino rota'nın müziği de renkli filmi, rengarenk hale getirir. film biraz sıkıcıdır (her fellini filmi gibi) ama ayırdığınız zamana değer (yine her fellini filmi gibi). filmin sonunu da alice in wonderland'e çok benzettim. duvardan açılan küçük bir kapıdan girip -deyim yerindeyse- 'kendiyle hesaplaşan' giulietta, sonunda iç huzura ulaşır (ya da ben öyle anladım).

    bir de, film bittikten sonra -nedendir bilinmez- bende aşırı bir uyuma isteği oluştu.
  • insanı hayal dünyasına sürükleyen muhteşem bir film.özellikle sirkteki ambiyans...dedesinin sirkteki balerinle kaçması son derece komik bir sahneydi.bence fellininin gelmiş geçmiş en iyi filmi. bildiğim kadarıyla fellini bu film için doktor kontrolünde lsd kullanmıştır.
hesabın var mı? giriş yap