• ortadünya'daki ilk dragon'dur ve en büyüklerinden birisidir. ejderhaların altın babası, altın, büyük solucan, morgoth'un solucanı diye de bilinir. ilk çağın 265. yılında angband'dan çıkmıştır ancak o zamanlarda tam gücüne kavuşamamış olduğundan fingon yönetimindeki noldor kolayca yenmiş ve geri çekilmesini sağlamıştır.

    dagor bragollach ve nirnaeth arnoediad'da glaurung, morgoth'un kuvvetinin öncüsü durumundaydı ve tam gücüne ulaşmış gibiydi. bu iki savaştada savaş alanında büyük yıkıma sebep olmuştur. nirnaeth arnoediad'da ise ağır zırhlı dwarf güçleri tarafından angband'a geri sürülmüştür ancak bu savaşta cücelerin lordu azaghal'ı öldürebilmiştir.

    morgoth'un nargothrond'daki saldırısına öncülük etmiş ve ilk defa turin ile karşıkarşıya gelmiştir. turin'in kara kılıcı gurthang tarafından brethil ormanında öldürülmüştür.
  • turin'in hayatını karartan ve turambar lakabını almasına sebep olan baş karakterlerden 2.sidir. sadist ve pis kokuludur. (yok iyilik sever olacaktı allahın solucanı)
  • morgoth un ejderlerinin ilki dir "ejderlerin babası" da denir. uruloki soyunun atasıdır. bragollach , nirnaeth arnoediad ve nargothrond un yağmalanması nda savaşmıştır. turin in ve nienor un üzerine büyüsünü yaymıştır fakat cabed-en-aras da turin tarafından öldürülmüştür.
  • daha yetişkin hale gelmeden itibaren noldor'un başına bela oldu ama gelişme evrelerindeyken noldor tarafından yenilgiye uğratıldı. ilk saldırısı güneşin birinci çağının 265. yılında oldu; yeterince güçlü değildi, fingon yönetimindeki noldor tarafından geri püskürtüldü... yeterince büyüdükten sonra dagor bragollach ve nirnaeth arnoediad'da morgoth'un angband'dan yaydığı orduları komuta etti; nirnaeth arnoediad'da güçlü zırhlara sahip cüce ordusu tarafından geri püskürtülmesine rağmen cücelerin lideri azaghal'ı öldürdü, daha sonra nargothrond'un yıkımında başrol oynadı. nienor'a yaptığı büyüyle hafızasını kaybetmesine ve turambar turin'in tanıyamadığı kardeşi nienor'la ilişkiye girmesine neden oldu; turin gerçeği öğrendiğinde çok geçti...
    glaurung'un ölümü, brethil ormanı'nda turin'in kara kılıcı gurthang'la geldi...
  • ejderlerin atasi olan morgoth tarafindan bilinmeyen bir irktan yaratilmistir ayrica onun en onemli hizmetkarlarindan biridir. kanatsizdir fakat ates puskurtebilirdir. nargothrond’un dususunden sonra buradaki hazineleri ele gecirip burayi ejder-kral gibi yonetmistir.
  • silah işlemeyen derisi, kılıç ve mızrak kadar keskin, delici diş ve pençeleri, her şeyi yok eden ateşi, düşmanının nefes alışını duyabilecek kadar keskin olan kulakları ve sahip olduğu zekasıyla yanıltıcı olabilecek kadar kurnaz olan, ejderlerin babası, uruloki'lerin büyük kaptanı. morgoth'un bu büyük solucanı, ilk çağın en korkulu yaratıklarındandı. alevin artık yanmıyor, üşüyoruz reyis.
  • şöyle efsanevi bir illüstrasyonu vardır. al duvarına koy.
  • ejdarhaların ademi.
  • ejderhalarin babasini ne kadar da basite indirgemisler: “ya iste oyle alevler saciyodu falan. sonra turin geldi bunu öldürdü falan”. middle earth kotulerini basitlestirme, icini bosaltma, hollywoodlastirma isi sadece sozluge ozgu bir olay degil. peter jackson bile bunu yapti ve millet the lord of the rings filmini hak ettigi yer olan itin gotune sokmak soyle dursun, goklere cikardilar -gelmis gecmis en iyi filmlerden ilan ettiler.

    neyse glaurung’a donelim. bu serefsizin tek olayi agzindan gotunden atesler sacmasi, sadece ortaliga yaydigi o pis kokulu dumanla bile yuzlerce kilometre otedeki, icinde yenilmez super kahramanimsi cengaverler barindiran nice elf, insan ve cuce ordularinin tek ok atamadan, tek kilic sallayamadan, saniyeler icinde delirip, kendilerini daglara, taslara, agaclara vura vura telef ettirmesi degildir. illa kotuluk etme amaci olmasina da gerek yoktu: uykudan uyandiginda soyle bir dogrulmasi bile, daglari ve kayalari kasabalarin, sehirlerin ustune yikar, gectigi her yeri helak ederdi. yani sadece ejderhalarin degil, gotuyle dag devirenlerin de babasi, lordu, sahi, hatta padisahidir. rivayet odur ki gotuyle dag devirmek deyimi glaurung’dan sonra cikmistir ortaya.

    iste tum bu alevler, zehirli dumanlar, daglari tepeleri devirmeler glaurung’un esas gucunun yaninda sadece birer ayrintidir. onun esas gucu, fitneligi, fesatligi, yalanlari (evet, konusuyordu), serefsizligi, namissizligi, yani kisacasi zekasidir. sauron ayarinda, kusursuz bir manipulatordu.
  • sanılanın aksine kitabın (the children of hurin) o kısımlarında konuşan glaurung'un kendisi değil morgoth'tur. birçok varlık üzerinde olduğu gibi özellikle türetme/yetiştirme hususunda kendisinden de glaurung'a bir şeyler aktaran morgoth, bu sayede glaurung üzerinde güçlü bir hakimiyet kurmuştur tıpkı diğer canlılar üzerinde kurduğu hakimiyet gibi ve bu kısımda neden özellikle morgoth'un konuştuğunu sorarsanız da cevabın hurin olduğunu söyleyebilirim her ne kadar kötü bir karakter olsa da karşındaki bir vala hurin'in kibri morgoth'u motive etti yani morgoth bu olayla kişisel olarak yakından ilgilenir hale geldi

    her ne kadar bağımsız da hareket edebiliyor (konuşabiliyor) olsalar da hem güçlerinin hem de kontrol edilmelerinin ipleri morgoth'a kadar uzanır bu kötülüklerin, morgoth'un bu kötülükler üzerinde ki muazzam gücünün bedeli ise kendisinin fiziksel/manevi güç kaybetmesi olmakta yani orta dünya'da ekstra bir güç ortaya çıkartmıyor zaten kendisi ile mevcut olan 'gücü' paylaştırıyor/yayıyor, haliyle de eksiliyor/küçülüyor

    türetilenin kontrol edilebilme olayı hususunda kafanız karışıyorsa bunu anlamanızı kolaylaştırabilecek bir diğer husus aule'nin cüceleri 'yarattıktan' sonra ki eru ile yaşadığı diyalogtur, şöyle ki;

    eru aule'ye hitaben, 'şimdi dikkatin onlar(cüceler) üzerinde olmadığında öylece donup kalacaklar' diyor. burada eru, aule-cüce ilişkisini zihin bağlantısı yoluyla açıklar, iradelerini aule'nin varlığı ile özdeşleştirir öyle ki aule yok olsa cüceler de ölür gider buna karşın eru onlara da bir özgür irade bahşeder ve aule-cüce özdeşliğine bir son verir

    morgoth'un da glaurung üzerinde böyle bir gücü bulunuyor ve isterse de glaurung'un ağzından çıkıyormuş gibi kendi sözleri/iradesiyle konuşabiliyor ta ki başka büyük bir güç bu özdeşliğe son verene kadar

    - sauron'un yüzüğü yaparken yüzüğe kendinden bir şeyler aktarması ve sonrasında yüzüğün üzerinde kontrolünün bulunması
    - eöl'ün anglachel'i yapması, yanlış hatırlamıyorsam melian'ın beleg'e bir uyarısı vardı bu kılıç için "bu kılıçta demircinin karanlık kalbi bulunuyor" gibi, eöl bilerek veya bilmeyerek bu kılıca kendinden bir şeyler aktarmış eh nihayetinde de kılıç turin ile konuşur olmuştu

    t: orta dünya'da/silmarillion'da ejderhaların babası olarak anılan kanatsız ejderha

    edit: yeni açıklamalar, "hede"ler eklendi
hesabın var mı? giriş yap