• amerikalı oyun yazarı, aktör ve komedyen dave hanson tarafından yazılan tiyatro oyunu. ingilizcesi "waiting for waiting for godot"dur.

    oyun, bir tiyatroda sergilenen samuel beckett'in "godot'yu beklerken" oyununun sahne arkasında iki yedek oyuncunun yaşadıklarını anlatmaktadır.

    özetle, godot'yu beklerken'deki bekleme durumuna geçmeyi bekleyen yedek oyuncuların komik hikayesidir.

    oyunun telif haklarını elinde tutan ajansın oyun açıklaması:

    --- spoiler ---
    iki talihsiz erkek oyuncu ester ve val, bir tiyatroda “godot’yu beklerken” adlı oyun oynanırken, oyunda görevli aktörlerin yedeği olarak sahne arkasında hazır beklemektedirler…

    hiç karşılaşmadıkları yönetmenin gelip onlara diğer aktörlerin yerine sahneye çıkacakları zamanı söylemesi umudu içindedirler. bu gerçekleşmezse, en kötü “oyunculardan birinin kafasına spot düşebilir, biri hastalanabilir ya da biri kovulabilir” beklentisi içinde sahneye çıkabilmeyi umarlar… bu sırada oyunculuk, hayat, beklentiler, özlemler, hayaller vb. üzerine konuşurlar… ancak bekledikleri yönetmen bir türlü gelmez. sahnedeki oyuncuların kafasına spot da düşmez, kimse hastalanmaz ya da kovulmaz… yine de beklerler… ta ki…

    samuel beckett’ın “godot’yu beklerken” adlı oyununda, oyunda görevli aktörlerin yerine sahneye çıkmayı bekleyen iki yedek erkek oyuncunun sahne arkasında yaşadıklarını anlatır… sanata ve özellikle oyunculuğa olan tutku ve sevgilerinin ışığında ; duygularını, beklentilerini, özlemlerini, kıskançlıklarını, üzüntülerini ve mutluluklarını paylaşmanın yanı sıra, aktörlerin yaşadıkları zorluklara ve gösterdikleri fedakârlıklara da değinerek çelişkiler içinde gezinirler. hırs ve komplekslerini, beceriyle beceriksizlik arasındaki bariz uçuruma nasıl görünmez bir köprü kurup cesaretle dolaştıklarını, büyük bir keyifle egolarını nasıl kabarttıklarını da çarpıcı diyaloglarla gözler önüne sererler…

    hayatları boyunca görünmeye çalışan ama görünmez olarak kalanların umutlarını, beklentilerini, hayallerini anlatan, samuel beckett’ın “godot’yu beklerken” oyununa da göndermeler yapan oyun ; absürt yapısı, son derece eğlenceli diyalog ve başarılı kurgusuyla, new york’tan sonra londra’da da başarı kazanmış nitelikli ve özgün bir komedidir.
    --- spoiler ---
  • oyundan çıkar çıkmaz üzerine kapsamlı bir yazı yazma ihtiyacı hissettiğim oyundur efendim. altta yazacaklarım epeyce spoiler içermektedir.

    zaten bir oyun hakkında spoiler içermeden tek yazılabilecek şey beğendim veya beğenmedimdir. ama bu da bir açıdan spoilerdır. tavsiye edenin düşünceleri oyunu izlemeden bir miktar ön yargınızı oluşturur da bu ayrı bi konu tabi neyse.

    oyunu genel olarak çok beğendiğim. oyun başlamadan oyunculardan biri sahnedeydi ve bir miktar oyuna başlamıştı bile. daha başlangıçta böyle bir şeyle karşılaşmak seyirciyle bir ortaklık yakalayan ve bağ hissettiren bir şey. oyuna girmeye birlikte hazırlandığımı hissettirdi şahsen.

    oynayan oyuncuların tonlamaları cümle vurguları çok saf ve naifti. bu sebepten hiçte yapmacık olmayan bir sevimlilik katıyor ay yerim ya diyesim geldi izlerken. ama ne yazık ki bir kaç yerde kulağı tırmalayan aksamalar oldu diyaloglarda. oyunu ne kadar süredir oynuyorlar kaçıncı oynayışları emin değilim. daha çok oynadıkları zaman bu sıkıntı bence ortadan kalkacaktır.

    bir diğer başlıkta oyuncuların birbiriyle uyumu oldukça başarılıydı. sahne kullanımı esnasında hareket koordinasyonları vs çok uyumlu ve ahenkliydi bu açıdan da keyif vericiydi.

    oyun karakterlerinin isimleri ne yazık ki aklımda değil biri görece tecrübeli ve bilgili diğeri görece toy ve saf iki yedek oyuncu kulis, arka oda veya her neresi ise beklerler. tiyatro için kullanılabilecek görece eşyada buradadır.

    görece bilgili ve tecrübeli -ismine a diyelim- oyuncunun kendi üzerine denk gelmeyen bir ceketinin olduğunu görürüz ve kendisi için her şey o ceketle özdeşleşmiştir. oyun başından sonuna bir metafor olarak o ceket çok başarılı bir şekilde kullanıldı. yine aynı şekilde şapkalar çok başarılı kullanılan dekor malzemelerindendi. godot'ya gönderme yapan lamba ve ortada duran 3 kutu yine dolu dolu kullanıldı. hemen hemen hiç bir sahne dekoru amaçsız ve kullanışsız değildi. bunu oyunlarda görmek çok güzel bir şey.

    teknik detaya dair uzun uzun yazabileceğim pek çok şey olsa da oyunun metnine konusuna dair haddim olmayarak birkaç kelam etmek istiyorum. oyun doğrudan bir godot'yu beklerken'in çözümlemesi ama godot'yu beklerken gibi absürd olmayan bir oyun. marie halanın ölümü ile birlikte aslında oyun bir sonuca bağlanıyor ve bekle bekle nereye kadar hayat ellerinden kayıyor mesajını başarılı bir şekilde veriyor.

    iki oyuncu da bir gün sahneye çıkacaklarına dair güçlü bir umut besliyorlar. çıkıp çıkmayacaklarını nesnel bir şekilde yargılayacak kadar saf ve sevimliler. örneğin yedek oyuncular yönetmeni hiç görmediler. hiç görmedikleri yönetmenin böyle bir risk alıp esas oyuncuların başına bir şey gelse dahi oynatıp oynatmayacağını sorgulamıyorlar.

    antiparantez yönetmenle hiç karşılaşmayan bu yedek oyuncuların varlığı başka bir anlamda oyuna absürtlük katıyor ve anladığım kadarıyla zaten bilinçli bir tercih. karakterlerden oyun icabı öne çıkan a oyun icabı b'den daha uzun süredir yedek olduğu için iç çelişkileri gel gitleri daha yoğun yaşıyor. bu ceket bu iç çelişkilerini bu açıdan çok iyi anlatıyor.(sahneye bilmemne bilmemne yardımcısı girer ceketlerde bir karışıklık olup olmadığını sorar, a ceketin kendisine ait olmadığını bildiği halde kendi ceketinin esas oyuncuda olduğunu bildiği halde c(bilmemne bilmemne yardımcısı)ye yalan söyler. esas korkusu o bekleme durumunun bile elinden alınacağı korkusudur. çünkü onun için sahneye çıkamasa bile sahneye çıkmayı bekleme durumu dahi çok kritiktir. çünkü beklemenin ötesinde bir eylemselliğe geçmeye cesaret edemez.

    ama b karakteri seyircilerin oradaki tuvalete gitme cesaretini göstererek bu durumun karşıtlığını gösterir bize. dramaturjik açıdan bu karşıtlığı oyunun kendi açımdan temeline oturttuğumu söyleyebilirim.

    oyun zaten bu sahneden sonra kırılır. a tuvaletten odaya döndüğünde ceketi bulamaz ve korkudan ne yapacağını şaşırır. elinde kalan tek şey olan o bekleme durumunu da kaybetmekten ölesiye korkmaktadır. ve burada tüm kıskançlığı kendisine karşı içinde sakladığı tüm olumsuzlukları dökmeye başlar. bu ruh hali o kadar yoğundur ki ceketi yanı başındaki arkadaşının giydiğini farkedemeyecek düzeydedir.

    bütün bunların yanında oyun metnine yedirilmiş olan godot'yu beklerken çözümlemeleri gayet yerindedir.

    sanatın ne olduğu ve ne olmadığı konusuna da değinen oyun yine iki karşıt karakter üzerinden durumu iyi özetler, para, şöhret, vs'nin yanında cansız olan bir şeyleri canlandırmak. daha yazacağım çok şey var ama yazı çoktan durumum yoktu okuyamadım kıvamına geldi bile. oyundan çıktıktan 2 saat sonra bunları yazmakta ne kadar doğru bir yere oturuyor buna ayrıca bi bakmak gerek.
  • dün akşam asmalı sahne de izlediğim güzel oyun. olcay tanberken , muzaffer yöntem ve metin kurt un sahnelediği ve bence samuel beckett 'in niyetini yer yüzüne indiren oyun. daha önce godot'yu beklerken 'i okumuş ve izlemiş biri olarak söylemeliyim ki böyle bir oyun yazılmalı ve oynanmalıydı. o yüzden bu oyunu yazan başta dave hanson 'a ve oyunu türkçelestiren ekin tunçay turan 'a ve yöneten muharrem uğurlu 'ya teşekkürü borç bilirim.
    --- spoiler ---

    godot nedir? nasıl okunur? çişe gidince bile godot beklenebilir mi? bazen bir pisuvarda bile bir fırsat elimize gelebilir. pisuvarda elimize gelen fırsat ne kadar etiktir? kurallara uymak ve beklemek gerektir. bir gün kesinlikle godot gelecektir, şans bize de gülecektir. ama ne zaman?

    --- spoiler ---

    güzel bir oyun. gidilesi, görülesidir.

    not: bir tek asmalı sahne'nin sahnesini beğenmedik.
  • godot'yu beklerken'deki var oluş sancıları ve anlam arayışı içindeki beklmeden ziyade tatar çölü romanındaki gibi bir şeyler olsa da kendimi göstersem bekleyişi hakim oyunda.

    beklemek demişken oblomov beklemesi de bunlardan da farklıdır. tatar çölü'nden farklı olarak dışarıdan bir şey olmayacak, benim harekete geçmem lazım, deyip harekete geçmeyi sürekli erteleyerek sonunda yaşamın bitmek üzere olduğuna tanıklık edip yok olma sancısı. oblomov'un beklemesi daha hard core'dur.
  • bu gece izlediğim ve başıma bir iş gelmeyecekse beğenmediğim tiyatro oyunu.
  • havuç ayrıntısı güzeldi.
    işte bu hayatta godot’yu beklerken’i beklerken’i bekliyoruz uu beybi.
  • izlerken bir sağdaki bir soldaki koltuğa doğru baygınlık geçirdiğim, derin soluklar almaya çalışarak izlediğim tiyatroydu. farkındalık yaratacağız derken ömrümü kısaltmıştır. oyuncular da sevdiğim, başarılı kimselerdi ama diyaloglar bana hitap etmemiş olacak ki çok zorlanarak sonunu getirdim. ben zaten oldum bittim durum hikayesi de sevmem, benim için akmayan bir temsildi.
  • (bkz: godot'yu kim amk)

    e biri yapacaktı.
  • bu akşam asmalı sahne de izlediğim oyun. bazen güldüren bazen de dibe götüren diyaloglar içermekte. yedek oyuncu olmak, hayatın yedeğinde bulunmak, bir gün sahne alacağım umudunu diri tutmaya çalışmak. oyunculuklar güzel, senaryo ortalama düzey, sahne dizaynı vasat. bu sahnede daha öncesinde autoynunu izlemiş biri olarak, bu sahne dizaynının daha iyi olması gerektiğini vurgulamak gerekiyor.
  • antalya haşim işcan kültür merkezi'nde izlediğim oyun. arkadaşlar yeteri kadar açıklama yapmış, yalnızca tavsiye etmeye geldim. godot'yu beklerken'i sadece okumak nasip olmuş biri olarak; "vay be!" dedirtmedi ama seyir zevki iyiydi, diyebilirim. izlenir.
hesabın var mı? giriş yap