• anadolu'da yetişmiş en renkli simalardan biridir. emsalsiz bir heveskar, enver bir müzisyendir. tek başına bir okuldur. anadolu'nun müzik mirasını tek başına derlemek gibi çılgınca bir işe soyunmuştur. son derece dokunaklı eserler vermiş, kendine has seda bulabilmiş az müzisyenden biridir. devletin bu pırlanta gibi adama reva gördükleri en hafif tabiriyle barbarlıktır...

    falan.

    buraya kadar yazılanları zaten daha evvel duymuşsunuzdur. bir kez de ben yazayım da soğomon'un hakkını teslim etmiş olayım. şimdi esas kısma gelelim. efendim geçenlerde sevan nişanyan'ın bir sohbetine denk geldim. lafı dinlenir adamdır. boş konuşmaz. severim ben. şöyle buyurmuş:

    "... ahmet adnan saygun'du, türk beşlileri falan türk halk müziği konusunda bildikleri hemen her şeyi komitas'tan öğrenmişler veya çalmışlardır. arşivinden yürütmüşlerdir. trt'de yıllarca duyduğunuz beraber ve solo türküler ... türkü derlemelerinin çok büyük bir bölümünü komitas derlemiştir. bildiğiniz anadolu anonim sanatının temel direk taşları olan türkülerin çok büyük bölümünü komitas derlemiştir. arşivini 80 sene boyunca yağmalaya yağmalaya bitiremediler..."

    evet.
    nasılsa yalancıyı sikmiyorlar. efendim komitas hakkında derli toplu çalışan tek bir isim vardır; robert atayan. komitas'ın tüm elyazmalarını temize çekmiş, notaları deşifre etmiştir. fakat çok büyük bir talihsizlik eseri, kitapların telif hakları ermeni bir yayınevine ait. erivan'daki kütüphanede var diyorlar. bilemiyorum. ne rusçasına, ne ingilizcesine, ne fransızcasına rastladım. komitas hakkında yapılan yayınlara bir bakın google scholar'dan. ıvır zıvır. hepsi aynı şeyi söylüyor. traş. ilk kaynağa ulaşan yok. suyunun suyunun suyundan yayın yapmışlar. sirvart poladyan, atayan'ın selefi. allah'tan ingilizce bir şeyler karalamış da oradan biliyoruz bir şeyler komitas hakkında. ne biliyoruz?
    • el yazmalarından biri ağrı vilayetinden derlenen türküleri konu ediniyor. 238 şarkı derlenmiş
    van vilayetinin ezgilerinin derlendiği defterde 36 şarkı var.
    • şu an ermenistan sınırları içerisinde kalan şirak ve aparan'a ait 70 ezgi derlemiş.
    • defterlerden birinde 13 tane kürt şarkısı var. atayan sayının daha fazla olduğunu tahmin ediyormuş ancak komitas bu kadarını kayda almış.
    • kütahya'da derlediği 66 ezgi var. bunlar türk ezgileriymiş. atayan "bunlar türk-arap karışımı şehirli şarkılar" diyormuş. 1892 yılının arabeski yani.

    bunlara ek olarak başka defterler de var. ortaçağ ermeni ezgiler, ermeni dini müzikleri, düğün müzikleri, halaylar vs... asıl uğraşı da bu zaten komitas'ın. eserlerinin büyük kısmını ortaçağ ermeni müzikleri oluşturuyor. tabii bir de kendi besteleri var. yani olsun olsun 500 tane türkü derlemiş olsun. bunların da hepsi -kütahya istisnası hariç- anadolu'nun doğusuna aittir. yani kürt ve ermeni nüfusun baskın olduğu coğrafyaya aittir. bizim ilk "resmi" derleme çalışmamız 1926 yılında yapılmıştır. o zamanlar konservatuarın adı darülelhan. adana, gaziantep, urfa, niğde, kayseri ve sivas'ta çalışmışlar. 1 yıl sonra da konya, manisa, aydın gezmişler. böyle böyle 1929'a kadar hemen hemen tüm memleketi gezmişler ve tam 1000 türkü derlemişler. ekipte de çok parlak isimler var. mesela mahmut ragıp gazimihal. hakikaten çok büyük isimdir. e bir de ankara devlet konservatuarı'nın derlemeleri var. 1937-1954 arasında 18 derleme çalışması yapmışlar ve tam 6746 türkü derlemişler. yani türk beşleri komitas'ın arşivinden yürütüyormuş falan filan. yahu komitas'ın arşivini kim nereden bulacak da çalacak? ayrıca neden tenezzül etsinler böyle bir şeye? "türk olduğuna göre yapmıştır kesin". sevan'ın kafası bazen böyle çalışıyor. ne münasebet ya. cemal reşit rey, adnan saygun vs, bunlar çelebi adamlardır. öyle şeylere tamah etmezler. sonracığıma "türkü derlemelerinin çok büyük bir bölümü komitas'a ait"mişmiş. komitas'ın derlediği türkü sayısı arşivin %5'i etmez. küçümsenecek rakam değil. deli işi. çılgınlık. hayret etmemek, saygı duymamak elde değil. fakat "derlemelerin büyük bölümü komitas'ın" falan demek zırvalamaktır. kaldı ki komitas pek az türk müziği derlemiştir. çoğunlukla ermeni ezgilerinin izini sürmüştür. ermeni müziği ve türk müziği de yapısal olarak birbirlerine benzemezler. konuyu bilen bir müzikolog aradaki farkları kolaylıkla görebilir. nasıl ki bir kelimenin etimolojisine bakıp hangi dilden, hangi dile geçtiği biliniyorsa; ezgilerin de izi sürülebilir. başka bir yazıda anlatırım türk müziği nedir, hangi motifler üzerine kuruludur. ermeni müziğinden nerelerde ayrılır falan filan. neyse, uzun lafın kısası komitas büyük adamdır fakat memlekette başka büyük adamlar da vardır. komitas birilerine nispetle büyük değildir. komitas tek başına da büyüktür.
  • fransizlar ermeni soykirimi aniti dikmek için onun kisiligini ölümsüzlestirmek istemis ve bayagi brutal bir heykelini dikmislerdir. aslen bu müzisyenin çok hüzünlü bir hikayesi vardir. yillar boyu etnomüzikoloji dökümanlarini anadolu'nun her yerinden emek emek topladiktan sonra, ermenilere karsi gelistirilen hosnutsuzluk ortaminda artik 1914-1915'ler gibi, kendisi esir kamplarina yollanmis, calismalari yok edilmis, dagitilmistir. delirmesinde bas etken olarak calismalarinin yok edilmesi oldugu söylenir. türk sanat müzigi dedigimiz türü, nasil bu topraklarda yasamis olan onlarca çesit kültürün bir imbikten geçmesi oldugunu düsününce, bunun parçalarinin yok edilmesine dayanamiyor, insan. komitas'i baris sembolü olarak görmek isterdim. fransizlarin ve bazi ermenilerin gönlündeki gibi soykirim sembölü degil, calismalarini defalarca arastirmak ve dinlemek hatta kayda aldirtmak isterdim.
  • kütahya doğumlu ermeni kompozitör, koro şefi. 1915 te çankırı ya gönderilip halide edip ve emin yurdakul un çabalarıyla sınır dışı edilmemiş fakat sözde şizofreni (bkz: sözde ermeni soykırımı) teşhisiyle askeri hastaneye kaldırılmış oradan da paris te bir kliniğe gönderilmiştir. kafakollarla katledilmiştir resmen. e kolay değil sen tut taa o tarihlerde 300 kişilik korolar kur, muazzam eserler üret (ki adına daha sonraları cumhuriyet dönemi klasik müziği filan denilsin) araştırmalar yap ve ermeni ol. bestelerini dinledikçe 1915 i anlayamayanlar "soykırım, katliam" kelimelerine dilleri dönmeyenler yavaş yavaş anlamaya başlayacaklar diye umuyorum. bu katliam değilse acaba nedir?

    http://www.myspace.com/komitasvardapet

    edit: (bkz: gomitas vardapet)
  • bu topraklardan çıkmış en büyük müzisyen. bugün dinlediğimiz türklerin çoğunun bize ulaşmasının nedenidir. anadolu'yu karış karış dolaşmış ve 3 binden fazla türk, kürt, arap, ermeni halk ezgilerini derlemiştir. 24 nisan 1915'te, büyük felaket'in istanbul ayağında tutuklanmış ve çankırı'ya götürülmüştür. mehmet emin yurdakul, halide edip adıvar, prens yusuf izzettin, dönemin abd büyükelçisi morgenthau gibi isimlerin mücadelesi sonucunda talat paşa serbest bırakılması için telgraf yollamıştır. 13 gün çankırı'da kalması ona yetti ve hayatının geri kalanını istanbul ve paris'teki çeşitli akıl hastanelerinde geçirdi. 24 nisan'dan sonra hiçbir sanatsal üretimi olmadı, piyanosunun başına bir daha oturmadı.

    ama asıl komik olan ne biliyor musunuz ? gomidas'ın bugün paris'te soykırım anıtı olarak adlandırılan bir heykelinin olması. paris'in sahip çıktığı, bütün dünyanın sahip çıktığı ve trajedisinin neredeyse büyük felaket'in önüne geçtiği bu adam kütahyalı bir ermeni. kütahya'da anıtı olması gerekirken paris'te var. bu da bizim ulus devletimizin ne denli iğrenç bir politika güttüğünün en net göstergelerindendir.

    http://www.youtube.com/watch?v=uhx_vkkbg0g
  • (1869-1935) yılları arasında yaşamış ermeni rahip. aynı zamandra etno-müzikolog ve yorumcu. ermeni müziğinin babası olarak kabul edilir. folklorik ermeni müziğine dayanarak ulusal poliphonik bir stil geliştirmiştir. 4000'den fazla geleneksel ermeni müziğini toplamış ve düzenlemiştir.
  • fransa'da bulunan ve "soykırım anıtı" olarak bilinen anıt, aslında gomidas vartabed'in heykelidir. soykırımı inkar etmeyen biri olarak söylüyorum ki, ermenilerin gomidas'ı 1915'ten ibaret bir hikaye haline getiren bu tavırları ayıptır, anadolu'nun gelmiş geçmiş belki de en büyük etnomüzikoloğunun adına yapılan bir haksızlıktır.

    bunun yanı sıra, kendisi ile ilgili bir şahsi fikrimi daha belirtmek isterim. gomidas gerçekten tehcir döneminde yaşananlardan sonra akıl sağlığını yitirmiştir. ancak sanki o güne kadar hayatı güllük gülistanlıkmış da, bir anda tüm dünyası yıkılmış gibi ifade etmek de yanlıştır. intihar ettiği düşünülen (muhtemelen bipolar) bir anne, eşinin ölümünden sonra kendini alkole veren ve bir iki sene sonra hayatını kaybeden bir baba, (ölürcesine alkole sığınmak da intihar temayülü sayılabilir pekala) el kadar çocuğa sahip çıkamayan ve onu sokaklarda yatar hale getiren akrabalar...

    bunlar güzel sesi sayesinde rahipler okulu'na kabul edilene kadar yaşadıkları. okul dönemi (ilk dönemde ermenice bilmiyor oluşu nedeniyle zorlanmasını saymazsak) kolay geçse bile rahip olarak mezun olduktan sonra kilise ve üst rütbedeki rahiplerle yaşadığı sıkıntılar, onun müzik tutkusunu anlamaktan uzak dar kafalı bir kilise... bunların arasında varlık mücadelesi vermeye çalışan bir gomidas.

    kilisenin gomidas üzerindeki baskılarına bir örnek vereyim mesela: kendisinin kurduğu polifonik ilahi korosuna kilise ileri gelenleri itiraz etmiştir. gerekçeleri ise ilahilerdeki tek sesliliğin yaradan'ın birliğini temsil ettiğidir. şu anda ermeni müziğindeki çok sesli gomidas imzasını düşünürsek, bir dehanın ne menem sığ düşüncelerle mücadele etmek zorunda kaldığını daha iyi anlabilirsiniz sanırım.

    işte hayatı tüm bu zorluklar silsilesi içinde geçmiş bir insandan bahsediyoruz. üstelik, kendisinin dönem dönem melankolik olduğu, melankoli dönemlerinden sonraki dönemde ise bir süre son derece yaratıcı olduğuna dair ifadeler var. yani belki de annesi gibi onun da bipolar eğilimi vardı.

    ha şimdi tüm bunlarda tehcirde yaşanan acının büyüklüğünü önemsemediğim anlamını çıkarmayın rica edeceğim. yalnızca şunu söylemek istiyorum, gomidas'ı deviren tehcir değildir, tehcir sadece onun zorlu hikayesinin üzerine tüy dikmiştir. onu memleketinden önce hayatı olarak kabul ettiği işi, tüm geçmişi filhakika bunaltmıştır zaten.
  • 1915 sonrası yaşadığı rahatsızlığın adı travma sonrası stres bozukluğu ki bu konuya odaklanan hakkında yazılmış bir kitap mevcut (bkz: deliliğin arkeolojisi gomidas)
  • halis mulis kütahyali olmasina ragmen kutahya'da anisina dikilmis heykeli falan gectim, tek bir cop dahi yok.

    kütahya il kültür ve turizm müdürlüğünun internet sayfasina girip kutahya muzik kulturunun anlatildigi bolumde bahsi gecmistir bir ihtimal dedim. taaa ali nutki dede efendiye kadar gitmisler ama gomidas'tan zerre bahis acmamislar. kutahya ve muzik kelimlerini yanyana getirip gomidas'tan bahsetmemek akilla, izanla, ahlakla bagdasir gibi degil.

    neyse bunlar zaten bilindik, tahmin edilebilir hususlar. zerre tahmin edemiyecegim baska bir seyden bahsedeyim: gomidas vartabed'in 1869'da kütahya'da mecidiye mahallesi abdurrahman paşa caddesi'nde bulunan doğduğu ev, nasil olduysa yikilmamis ve hala ayakta.

    150 yildir yikilmayip dayandiysa vardir bir bildigi bu evin; belki bir gun gomidas muzik muzesi olur, anisina saygi konserleri duzenlenir ve hatta onune gomidasin bir aniti dikilir. (bkz: gomidas anıtı yapılsın kampanyası)
  • uzun zamandır hakkında yapılan en detaylı çalışma, gün itibariyle kalan müzik'ten çıktı!
    kalan 'ın sitesindeki tanıtım..
    sample 'lar ve satın almak için..
    29 ocak 2014 hürriyet'ten "doğan hızlan" ekran alıntısı ve yazının tamamı
  • bu toprakların bela bartok'u, jean sibelius'u, edward grieg'i olabilecekken 24 nisan 1915'de istanbul'da diğer yüzlerce ermeni ileri geleni ile birlikte tutuklanarak çankırı'ya gönderilen büyük müzisyen. çıktığı yolculuk paris'te bir akıl hastasinde 1935 yılında sona ermiştir.
hesabın var mı? giriş yap