• hıristiyan inancında, özellikle katoliklerde, kutsal cuma gününde etten kaçınmak ama buna karşın paso balık yemek gibi bir adet var. bazı kiliseler öğlenleri kızarmış balık satıyor. sırf bu gün için özel balık yemeği tarifleri var. yemeği bırak, balıklı tatlı tarifleri bile var. bu güne ithafen her cuma menüye balık koyan sırılsıklam katolik okullar var. çocuklar isa'nın hayatlarına etkisini hep hissetsinler dini bütün olsunlar diye bu tekniği bulmuşlar.

    işin aslı şöyle: bugün isa'nın çarmıha gerildiği gün ya, onun yasını tutmak için balık yiyorlarmış. eskiden kırmızı memeli eti kutlamalarda yenirmiş. bileyim butları ısıran şarabı kafaya diken adamlar, komple pişirilmiş domuzcuklar falan bunlar ortaçağ avrupasının temel ziyafet unsurları. işte balık ise gariban yiyeceğiymiş o zamanlar. o yüzden gelin bugün etten feragat edelim, sefiller gibi balık yiyelim demişler ve bu adet çıkmış.

    hıristiyanlıkta yoksulluk simgesi yiyecek balıkken, müslümanlıkta yoksulluk simgesi yiyecek aşure olduğuna göre.. burayı bağlayamadım.
  • bildiğim kadarıyla, katolikler et yemiyor bu kutsal günde.. oruç moruç derken aklıma geldi. özellikle iber kökenli bazı katolikler tüm bi hafta yemiyorlar ama bunun daha çok ortodoks kilisesine özgü olduğunu duymuştum. gerçi bu topraklarda biraz daha değişik, yerel motifli oluyor (bkz: semana santa). iyi bi hıristiyan olmadığını her fırsatta dile getiren ev arkadaşım kutsal cuma öncesi tüm et stoğunu bana bağışlamıştı da domuz etini jest olsun diye ayırmıştı. ben de "getir koçum getir, musulman mı kalmış bende" demiştim de anlamamıştı. türkçe olarak söylediğimden olsa gerek. bön bön bakmıştı.
  • kuzey irlanda baris sureci icin onemli bir adim.taraflarin secimlere gidip silahsizlanmayi kabul ettigi gun.
    (bkz: hayirli cuma)
    (bkz: 10 nisan 1998)
  • "bir yerlerde bi parçamı bıraktım..." şeklinde düşüncelere salan cocorosie şarkısı...

    kim ne der, ne düşünür bilmem ama; ben bu şarkıyı dinlerken; ne mutlu, ne mutsuz; ama illa ki huzurlu bir biçimde, bir hamakta ağır ağır sallanmaktaymış gibi hissediyorum kendimi.. sanki yeni serilmiş nevresimlerin üzerinde ilk kez uyumanın verdiği huzur gibi belki... mevsimden midir bilmem; bi de hoş bir serinlik geçiyor yüzümden sanki; "i once fell in love with you; just because the sky turned from gray into blue..." derken...

    "içimdesin işte; fiziksel olarak yoksan da burdasın; bendesin... üstüme bir şey almadan uyuyakalsam, gelip sen örteceksin üstümü; biliyorum.... biliyorum işte."

    "i once fell in love with you....."
  • bir cocorosie şarkısı. kırmızı değirmenli- sarı buğday tarlalı hayallere peşkeş çekilesi, fon müziği yapılası. loopa alıp yatağa uzanırsanız, muhtemelen yüzünüzde salak bir gülümsemeyle uyuyakalırsınız.

    sözleri için buyrun:

    i once fell in love with you
    just because the sky turned from gray
    into blue
    it was a good friday
    the streets were open and empty
    no more passion play
    on st. nicholas avenue
    i believe in st. nicholas
    its a different type of santa clause

    gene de içinde kırmızı değirmen geçmiyor olması, nereden baksanız çok tuhaf.
  • karda yürürken insana çok farklı duygular yaşatan allahsız bir cocorosie şarkısı.
  • 500 days of summer'da karaoke gecesinde tom ve summer masada oturup aşka inanmak üzerine konuşuyorlarken, tom summer'a ''it's not santa claus, it is love.'' demişti. o an benim kafamda çalmaya başladı bu.

    it's a different type of güneşli pazartesiler.
  • kusursuz şarkı. tüm cuma tanışmalarına adanmış olmalı. cuma aşklarına bi ayrı yakışır.
  • bu tatil gunu bu yıl yine cumaya denk gelmiş, hafta sonu tatiliyle çakışmıştır. *
  • ayrıca fairouz'un enfes arap hristyan ilahileri seslendirdiği albümünün adıdır. albümdeki parçalar şu şekildedir ;

    1. ana al-um al-hazina
    2. turuq urushaleem
    3. ya sh'abi wa sahbi,qamat mariam
    4. wa habibi
    5. el yom 'ulliqa 'ala khashaba
    6. ya yasu' el hayat nu'athimuka
    7. kamel el ajyal,estaniri
    8. el massih qam
hesabın var mı? giriş yap