• bazı meyvelerin, ( armut, töngel...) saklandığı yerde çürümeden yumuşayıp, içten kahverengileşerek iyice olgunlaşması.

    dişi olmayan büyükler, özellikle göynümüşünü ararlardı eskiden.

    giresun taraflarında kullanılır.
  • dertlenmek, üzülmek, içlenmek. tdk
  • şu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm
    yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi

    yunus emre
  • demirciler demir döver tunç olur/@ibisile'de gizli bkz. verdiğim "göynüme" sözcüğü göynümek türevi değil, yerel olarak gönül sözcüğü türevi. gene de ilintili olabilir, değildir diyemem.

    (ilk giri tarihi: 18.11.2016)

    (bkz: benim göynüm sarhoştur), gönlüm
  • annem o gün o ipi, bir yandan bir yana dönerken kolaylık sağlaması için değil de, izzet dayım götürmeye gelecek olursa babam ona tutunup dirensin, bu dünyada kalsın diye bağlattı sanki. ya da, o sırada bana öyle göründü. bu nedenle, içim bir tuhaf oldu kanepenin üstünden onları seyrederken. birden göynüdüm daha doğrusu. göynüyünce de kalktım, kendimi tutamayıp ağlayacak olursam orada ağlayayım diye, sigara içme bahanesiyle balkona çıktım. (bkz: kuşlar yasına gider) s. 152-3
hesabın var mı? giriş yap