• (bkz: gözlerin parlaması)

    çeşit çeşit bakışa aşinayım hem gündelik yaşamımdan hem de işimden*dolayı.

    bunca yılda bana aşkla bakan gözlere de baktım, en derin kederle bakanına da, kaygılısına da, şehvetlisine de, merhametlisine de... vakıfım, anlamlandırırım yani bakışı.

    dünkü gördüğüm, "pırıl pırıl" ön eki ile tariflenemezdi evvela; yetersiz kalıyor. kartopu etkisiyle tarifleyebilirim olsa olsa: yıllar içerisinde "keyfe/ne güzel uyandım bu sabah demelere/iyi ki varım kabullerine/ sağlığa ve varlığa kaldırılan kadehlere/ benim bir sevişlerim var ki sormayın gitsinlere..." denk düşen minik minik ışık parçaları yuvarlana yuvarlana, çoğala çağlaya gelmiş de son deminde kocaman olup bir an gözlerine yansımış gibi...

    devasa ışıklı hikayesi ile bakıyor buldum karşımdakini bir an başımı kaldırınca. gülümsüyor insan istemsiz bütün iyi niyetleriyle. bir de bu anın fotoğrafını çekiyor beynin, kalıyor öylece :)
  • mutluluk ifadesi..
    oyle oturmus, agirbasli olaninin degil de; ele avuca sigmayaninin, ucarisinin..
  • bir insandaki yaşam ve aşk ışıltısı.
  • güzel şeylerin mutluluğundan gözleri parlayanları bırakmayın.
  • gözlerinin içinde bir yıldız varmış gibi etrafa bakmak, baktığın yeri de aydınlatmak demektir.
  • "sikildikçe gözü parlayan orospu gibi bu halı; sopayı patlattıkça parlıyor."

    "elimin bıraktığı kırmızı iz kızın yüzünde beliriyor sanki elinizin altında bir ışık vuruyormuş gibi kızın gözleri parlıyor" william faulkner - ses ve öfke

    (bkz: gözleri parlayan kadın)
  • hayat enerjisini gösteriyor.
  • dahice bir fikir buldugunda da gerceklesebilecek cizgi filmlerin kafada ampul yanmis halinin gercekteki durumudur.
    kimi de her dakika guldugunden artik gozleri paril paril dolasir.
  • ya çocuk ya aşık ya da çok mutlu olma alameti.
  • (bkz: misread)
hesabın var mı? giriş yap