• tkp'li öğrencilerin karşıdakini dinlememe yordamıyla gerçekleştirdikleri protestolardan bir yenisinin hedefi olan zat.
  • kitaplarında ismi graham e.fuller seklinde geçen zatın, altın kitaplardan çıkan demokrasi tuzağı isimli bir de kitabı mevcuttur.

    "ajan lan bu herif" diyen ahmak solcular gibi adamı taşlayıp dinlememektense, kitaplarını okuyup, adamı dinleyip satır aralarından bir şey de yakalamak mümkün ve daha akılcı. ama şimdi kim düşünecek canım, yuhala gitsin!
  • ıan o.lesser ile birlikte yazdıkları "kuşatılanlar : islam ve batının jeopolitiği "isimli kitabı da olan,istihbaratçı-stratejist.
    kitapları okunmalıdır..dezenfarmasyon içerse bile ,gerek açıkça gerek satır aralarında niyetleri yönünden önemlidir.
  • los angeles times'a 11 nisan 2005 tarihinde yazdigi yazi ile robert l. pollock'a bir nevi cevap vermis eski cia ajani.

    adamlar kendi aralarinda türkiye'yi tartisiyorlar, türkler olarakta biz bakiyoruz...

    (bkz: bunu hep yapiyorlar)

    fuller'in yazisi için (bkz: http://www.radikal.com.tr/…=149376&tarih=12/04/2005)
  • cia ortadoğu masasında yöneticilik yapmış biri olarak bölgeye hakim birisi olduğunu ve çalıştığı rand corporation'ın abd yönetimi için öteden beri bağlayıcı olmuş bir kurum olduğunu düşünürsek, iyi okunması gereken ve son dönemde ortadoğu'da gelişen olaylar hakkında çıkarımlar yapılabilecek bir kişidir.

    1991'de çıkmış iran'ın jeopolitiği (the geopolitics of iran) adlı kitabında çarpıcı iddialara yer vermiş: "kürt sorununun uluslararası bir duruma yükselmesiyle ki bir gün mutlaka bu konuma gelinecektir, iran ve türkiye en büyük ihtilafı yaşayacaklardır. (...) potansiyel bir kaosu bastırmak için türk ordusunun bölgeye müdahalesi olasıdır!"

    bahsini ettiği kürt sorununun (ki bence kürtçülük sorunudur bu), abdullah öcalan'ın yakalanmasına kadarki döneminin uluslararası konumda olmadığını düşünecek olursak, kürtler'in irak müdahalesinde abd'nin yanında yer alması ve muhtemel iran operasyonları için israil tarafından eğitildiği söylentileri, iddialarda bahsi geçen dönemin içinde bulunduğumuz büyük ortadoğu projesi süreci olduğu savını güçlendiriyor.
  • cia için ortadoğuda çalışmış bir isimmiş.

    daha önemlisi ve ilginç olanı; fettullah gülen'in vize ve oturma izni ile ilgili başvurularında kendisine referans mektubu verenlerden birisidir.

    http://getir.net/hhr
    (bkz: #13530763)
  • özellikle de 80 öncesindeki hareketliliği ve de cia türkiye masası şefi kimliği sebebiyle kendisine karşı takınılan tavırdan dolayı çok içerlemiş olacak ki yeni kitabı yeni türkiye cumhuriyeti'nin önsözünde "önce o eli indir" açıklamasını yapmayı da ihmal etmemiş fuller:

    "burada okuyucularımdan bana bir iyilik yapmalarını istiyorum: bir süre için, 1960'larda türkiye'de istihbarat görevlisi olarak hizmet verdiğimi veya uzun yıllar cia'de çalıştığımı unutun. zamanla her şey değişir, benim görüşlerim de değişti. lütfen bu kitabı sanki arkasında özel bir amaç güdüyormuş gibi okumayın. argümanları ve analizi maksatlı değil. söylediklerimi ciddiye alın, çünkü demek istediğim sadece söylediğimdir, ne eksik, ne fazla." (fuller, graham e., 2008, yeni türkiye cumhuriyeti, istanbul, timaş yayınları, s:19.)

    bunun dışında graham fuller hakkında şimdiye kadar ne biliyorsanız o var, şaşırtıcı bir şey yok. genel olarak graham füller'in her zaman verdiği demeçlerindeki fikirlerden uzaklaşmamış. arzuya göre kitabın iki zıt yöndeki okumasını yapmak ** mümkün. çokça birbirlerine giren kadir mısıroğlu* ile cengiz özakıncı*'nın retoriğine göre rahatlıkla her iki karşıt yöne çekmeye müsait; yorum yapmadan fuller'in kitaptaki görüşlerini özetliyorum:

    * kemalistler izolasyonu ve türkiye'nin ilerlemesi karşısındaki bir engeli teşkil etmekteyken akp iktidarıyla beraber artık türkiye geniş vizyonlu bir siyasete kavuşmuştur.
    * türkiye'nin geleceği, osmanlı'nın tarihsel mirası ve (kemalist) türkiye cumhuriyeti'nin bir birleşimi olacaktır.
    * kemalist tavır, ortadoğu'ya düşman gözüyle bakmış ve arap dünyasını gericiliğin temeli olarak görmüştür.
    * türkiye'nin tarihsel seyrine yönelik geleneksel görüş, klasik kemalist -veya atatürkçü- ideolojiyi yansıtır; bu görüş, giderek azalmakla birlikte türk seçkinlerinin büyük bir bölümü tarafından hâlâ benimsenmektedir.
    * başlayan süreçte oluşan yeni sentez, kemalist ulus devlet inşa sürecinin oluşturduğu yaraları (azınlıklara karşı uygulanan baskı, islam ve islami geleneklerin kötülenmesi vs.) sarmaktadır.
    * türkiye'nin islami-osmanlı geçmişi artık tanınmalıdır.
    * müslüman dünya bir lider arayışındadır; bir boşluk varoldukça, türkiye, bu rolü sahiplenmeye en ehil ve becerikli olan ülkedir.
    * halifeliğin kaldırılması, italyan başbakanı'nın dünyanın her yanında bulunan katolik topluluklara danışmadan, ani bir kararla papalığı ilga etmesi gibidir. hilafet hâlâ etkileyici bir anahtar semboldür ve makama en uygun ülke de türkiye'dir.
    * akp'nin seçim başarısı türkiye'nin köklerini yeniden keşfetmesi olarak yorumlanmalıdır.
    * islami bankacılık düşüncesinin bizzat kendisinin dahi kemalist "laikçiler" ve ordu gibi çevreleri alarma geçirmesine karşın günümüzdeki bu itiraz aşılmış durumdadır.
    * akp, türkiye'nin geçen onyılları boyunca iktidara gelen en başarılı hükümettir (fuller, adnan menderes dönemini de kemalist vizyona dahil ederek başarısız buluyor, dönemi, kemalist "güvenlik paranoyası" izolasyonu bağlamında değerlendiriyor.)
    * akp'nin, "islamcı" yerine "muhafazakar demokrat parti" tanımlamasını kullanması, tsk'nin negatif görüşlerinden kaçmak için zekice bir tavırdır (ayrıca fuller, akp'yi "islamcı bir parti" olarak gördüğünü de söylüyor.)
    * kemalist devlet kontrolünün aracı olmuş diyanet işleri başkanlığı, akp yönetiminde yaratıcı düşünce ve değişim içine girmiştir.
    * modern türk devletinin "islam karşıtı" yapısına rağmen türkiye, sadece türkiye için değil, aynı zamanda günümüz islamı için de önemli olan iki dinamik islami hareket üretmiştir: politik akp ve apolitik fethullah gülen hareketi.
    * türk toplumunda bir sosyal değişim yaratmayı amaçlayan nur hareketi, yirminci yüzyılın en dikkate değer entelektüel ve sosyo-dini hareketlerinden biridir.
    * fethullah gülen hareketi modernist bir dini yaşam vizyonu geliştirmiştir ve rakikal laikçilerin, eğitim kurumlarına yönelttiği saldırılara hak verilemez.
    * "şayet gülen hareketinin özel tarihi türk kökenleri, öteki müslümanların kendi ihtiyaçları açısından bu hareketin işe yaramaz olduğuna inanmalarına yol açarsa bu üzücü olur."
    * genel olarak islamcılar, türkiye'nin sorunları karşısındaki en yaratıcı entelektüel gücü temsil etmektedirler.
    * islam konferansı örgütü'ne türkiye'nin tarihinde ilk defa dışişleri bakanlığı düzeyinde ev sahipliği yapmış olması, ikö'nün başkanlığını üstlenmesi, ortadoğu ile olan ilişkiler açısından türkiye'nin kapasitesini artırmıştır.
    * arap ülkeleriyle olan ticaretin büyümesiyle beraber türkiye'deki muhafazakar hükümetin de etkisiyle, arap toplumunun türkiye'ye bakışı olumlu yönde değişmiştir.
    * önümüzdeki on yıllık dönemde türkiye, tarihinde ilk defa ortadoğu siyasetinde önemli bir oyuncu haline gelecektir.
  • fuller'in, 2000 yılında türkiye hakkında yaptığı “şaşırtıcı” bir yorum:(!)

    “türkiye, yakın bir gelecekte iki partili bir temsil sistemine gebe… kökleri geçmişe dayanan ekonomik kriz, iktidardaki koalisyon (bülent ecevit liderliğindeki 57. hükümet’ten söz ediyor) partilerinde büyük deprem yaratacak. fazilet partisi’nden kopan bir grup ılımlı islamcı, geniş tabanlı bir siyasi oluşuma gidecek. bazı etkin siyasetçiler, partilerinden istifa ederek bu yeni oluşuma katılacak. yeni oluşum kar topu gibi büyüyüp gelişecek. türkiye’de yakın gelecekte ılımlı islamcılar iktidara gelecek. ilımlı islamcıların yanında islami söylemlere ters düşmeyen ılımlı sol bir parti de meclis’e sokulacak”

    prof. dr. ümit özdağ bu yazıyı yeniçağ gazetesi 29.4.2004 tarihinde köşesinde yayımlamıştı.
  • büyük kızının ismi ankara olan şahıs.
  • kitaplarında yapmış olduğu analizlerin ne derece yönlendirici olduğunu görmek adına kitaplarını muhakkak okumak gerekir. kitaplarında bulunan değerlendirmeler, sadece günün koşullarına uygun olarak tasarlanmış ve okuyanı kesinlikle düşünsel anlamda yönlendirme amacı gütmektedir. kitap üzerine söylenecek o kadar söz var ki, bu sözlerin yazılması halinde her kitabına karşılık yeni bir kitap yazılabilir. özellikle kemalizm hakkında yazdığı yazılar maksadını ve haddini aşmaktadır. bizlere düşen bu gibi adamların tüm kitaplarını okuyup, iyi analiz edip, gerçekleri kavramaktır.
hesabın var mı? giriş yap