"nefes mi buğday mı ?"
bir semih kaplanoğlu filmi. daha önce
balda da dikkatimi çeken ve görmekten zevk aldığım çekim açıları (ya da sinema dilinde ne deniyorsa artık teknik kısmını bilmiyorum) bu filmde de vardı ve ben
bu görüntüleri seviyorum.
"canlı ve cansız her şey insana dönüşmek ister. "
---
spoiler ---
erol, evinde cemil'in görüntülerini izlerken balkona çıktığında yüzlerinin üst üste gelmesi sanki erol'un cemilleştiği ana denk geliyor. o sahneden sonra cemil'i arama süreci başlıyor. cemil bulununca cemil sayesinde özü arama süreci başlıyor. camiye gidiş, camide toprak oluş sahneleri gerçekten çok güzeldi.
---
spoiler ---
bir türk filminde tasavvuf düşüncenin olmasından daha doğal ne olabilir. amerikan filmlerine o kadar alışmışız ki yıllar boyunca bu toprakların özünde bulunan temaların işlenmesini garipsiyoruz. ben bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak başta semih kaplanoğlu olmak üzere filmde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. teşekkür ediyorum çünkü izlenmeye değer bir türk filmi yapmışlar. teşekkür ediyorum çünkü sinemamızdan güzel filmlerin çıkabileceği ümidimi bu film sayesinde koruyabiliyorum.
konu biraz sapacak ama şunları da söylemek istiyorum. ülke sinemasının bayağı olduğunu düşünüyorsak bunun en büyük sebebi izleyici kitlesidir. izleyici neyi severse/desteklerse/izlerse daha sonra ki yapımlarda o minvalde olacak. örnek vermek istemiyorum, kötü film izlenirse kötü filmler yapılır. filmler için harcanan onca paraya, zamana, enerjiye yazık. üzülüyorum sadece.
(edit: imla)