• klasik metod olarak da bilinir. dil öğrenmenin amacı edebi metinleri anlamaktır bu nedenle çeviri ağırlıklıdır. dil ve kültürün ayrılmaz ikili olduğu düşünülür. gramer konuları doğrudan anlatılır. dil öğretiminde ilk kullanılan yöntemlerden biri olmakla birlikte ezbere dayalıdır.
    (bkz: ukteydim doldum)
  • dil öğretiminde en çok itin götüne sokulup, ileride en çok eksikliği çekilen yöntem.
  • hakkında bir çok eleştiri yapılmasına, yerin dibine sokulmasına rağmen eleştirenler tarafından bizzat kullanılıp "aman sakın kullanmayın" denilerek yeni nesillere aktarılan, şahsımca mazlum görüp sevdiğim yegane yabancı dil öğretim metodu. hakkında okuyup duyduğunuz çoğu şey doğrudur. fakat bunlardan bahsetmeden önce, grammar translation yönteminin ikamesi olan diğer öğretim metodlarıyla birlikte tersine bir yorumla başlayalım. özellikle 50'li yıllarda geliştirilmeye başlayan metod ve yaklaşımlarda, context kavramı öne çıkarılmaya başladı. davranışçı yaklaşımlar popülerliğini kaybederken, sahneye yapısal,duyuşsal... bir yığın yaklaşım çıktı. audio-lingual method, army method ve situational method; grammar translation'ın davranışçılıkla bezenmiş haliydi ve dil öğretimi sürekli tekrarlar (repetition, drills, chunks..) ile hemhal idi. sonrasında geliştirilen metod ve yaklaşımlarla birlikte, dil öğretimi hem daha öğrenci merkezli, hem de daha bağlamsal (contextual) olmaya başladı. community language learning (cll), communicative language, task-based approach, silent way... ve suggestopedia ile bu gelişim devam etmekte. (tabi suggestopedia ile işin cılkının çıkarıldığını anlıyoruz.) bu bağlamsal metod ve yaklaşımların ortak paydası "yapılar context içerisinde verildiğinde, öğrenen kişi çok daha çabuk anlamlandırıp işlevsel hale getiriyor."dur. ya da "bir şey ne kadar gerçeğe yakın, authentic, contextual ise o kadar daha iyi öğrenilir". evet maarif meselemiz en geniş hatlarıyla budur.

    bu son dönem yaklaşım ve metodları tüm bunları söylerken, ezbere sonuna kadar karşı çıkarak, öğrenciyi olabildiğince merkeze almaya çalışmaktadır. bununla birlikte grammar translation'a her önüne gelen fırça atıp durmaktadır. evet, öğrenciyi merkeze aldık, yapıları bağlamsal hale getirdik. (ingilizce örnek olarak kullanılacaktır.) peki, ingilizceyle daha önce hiç tanışmamış 6-10 yaşında bir çocuğa bu şekilde bir öğretim uyguladığınızda, sınıfınızda hiç ana dil kullanmadığınızda bu çocuk ingilizceyi öğrenecek mi? hem siz, hem öğrenci apışıp kalırsınız. bu gerçeği, çok kısık sesle de olsa son dönem yaklaşımlar söylemektedir. kısık sesle söyleniyor, çünkü dayandıkları temel noktanın en büyük eksikliği burada yatıyor. "çocuğa en başta birazcık da olsa -ezber- (rote learning-drills,chunks,repetitions..) lazım." bu gerçekle birlikte hakkında denmedik şey bırakılmayan grammar translation, biraz daha sevimli olmaya başlıyor. rote learning tabi ki çok iyi bir şey değil, ama yabancı dil öğrenme süreci ana dil ile aynı süreçleri içermediği için, beyine hazır bilgi lazım. direkt olarak "subject+verb+object" vermeyeceğiz ama ezber şart belli yerlerde. bu yeni yaklaşımların dayandığı temel nokta ise, bilindiği üzere bireyselcilik. öğretmeni sadece başı sıkıştığında bir rehber olarak gören öğrenci sağlıklı öğrenemez ve öğrencinin kitapla başbaşa bırakıldığı bir eğitim ancak ve ancak bugünkü gibi nesillerin yetişmesini sağlar. grammar translation method yetersizdir, kısa zamanda çok şey öğretir fakat onları kullanacak yeriniz olmayacaktır. 4 temel dil yeteneğinden belki sadece 2'sini edinebilirsiniz, konuşma ve dinleme yeteneğinizin gelişme imkanı yok denecek kadar azdır. nacizane tavsiyem, yıkıcı olmaktan ziyade yapıcı olmaktır. grammar translation gayet tabi geliştirilebilecek bir metoddur. körü körüne bir metod ve approach'a bağlanıp, zibilyon tane adamın enteresan laflarını sloganvari kullanmaktansa, öğrenciyi "öğrenci" öğretmeni "öğretmen" gibi gören, dili mümkün olan en bağlamsal şekilde öğretip bunu görsel, işitsel ve iletişimsel materyallerle zenginleştiren, sadece rote learning yapmayıp yeterli miktarda anlamlı bağlam ve içerikle dolu bir grammar translation method herkes için elzemdir.
  • dil öğretme metodudur.her ne kadar uygulanmasini pek tasvip etmeseler de çatır çatır kullanılır.tamamen öğretmen kontrollüdür,öğrenci hata yaptiği an suratına bi saplak atılarak duzeltilecek kadar sert bir yaklasimi vardır.metodumuzun asıl amacı edebi eserleri okutabilmektir ve translationa çok yer verilir.adamların kültürünü daha ii ogretmek için proverb lerle discussion yaptırılır.öğrencide conversation anlasildiği üzere gayet minimumdur.zaten öğrencinin hedef dili konusabilmesi de hiç onemli değildir.grammar deductıve olarak ogretilir ki o muhtesem literary textler aynı muhtesemlikte hedef dile cevrilebilsin.
  • yabancı dil öğretim yöntemlerinden en eski olanıdır. (bkz: yabancı dil öğretim yöntemleri)
    türkçe kaynaklarda dil bilgisi-çeviri yöntemi olarak geçer.

    kökleri 15. yüzyıldan itibaren latince ve yunanca öğreniminde kullanılan klasik yönteme dayanır. o dönemde insanlar ilmi veya dini araştırmaları sebebiyle ellerinde sözlük, eski metinleri anlayıp 3-5 bir şey öğrenmek için dil öğreniyordu. insanların bu dilleri konuşmak gibi bir hedefi yoktu. amaç entelektüeliteyi artırmaktı.
    yıllar sonra (19. yüzyılda), küreselleşen dünya ile birlikte modern diller de yabancı dil olarak öğretilmeye başladığında, insanlar tek bildikleri şey olan bu yöntemi okullarda da kullanmaya başlamış; "grammar translation method" adı altında resmileştirmişlerdir. bu yöntem, 1840'lardan 1940'lara kadar yabancı dil öğretiminde bir "standart" olarak kabul görmüştür ve bugün bile dünyanın bazı bölgelerinde kullanılmaktadır.

    dil bilgisi-çeviri yönteminde, dil bir kurallar bütünü olarak ele alınır ve öğrencilere bu kurallar öğretilir. öğrencilerin de hedef dil ile ana dil arasında cümleleri çevirerek bu kuralları uygulamaları beklenir.

    özellikleri:
    dersler ana dilde işlenir.
    öğretmen merkezlidir.
    dil bilgisi kuralları uzun, ayrıntılı açıklamaları ile tümdengelim yöntemiyle öğretilir. yani önce kural sunulur, açıklanır ve ardından cümle içinde gösterilir. (bkz: deductive teaching)
    kelimelerin çoğu, bir bağlam içerisinde verilmeden listeler şeklinde öğretilir.
    telaffuza çok az önem verilir veya hiç dikkat edilmez. asıl amaç diller arasındaki çevirinin doğruluğudur.

    artıları:
    öğrenciler çok fazla kelime öğrenirler.
    okuma ve yazma becerilerini ciddi anlamda güçlendirir.
    öğrenciler sadece hedef dilde değil ana dillerinde de kelime öğrenebilirler.

    eksileri:
    öğrencilerin dinleme ve konuşma becerileri çok zayıf kalır.
    doğal olmayan ve hatalı telaffuza çok açıktır.
    interaktif olmadığı için öğrenciler için ilgi çekici değildir.

    bu yöntemin güzel taraflarını alıp, doğru zaman ve doğru yerde kullanmasını bilene de şahane yöntemdir. okuma metni içinde geçen yeni bir kelimeyi açıklarken eşanlamlısını, zıtanlamlısını verdiğinizde bile bu yöntemden faydalanmış oluyorsunuz. çok da tü kaka dememek lazım. lütfen.

    tl;dr: okuma, çeviri ve dil bilgisi odaklı yabancı dil öğretim yöntemi.
  • direct methoda kadar büyük bir hışımla kullanılmıştır kendisi ve tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmemektedir. zaten insan canlısının içgüdüleri bu metoda yönlendirir. klasik yabancı dilde bir kelimeyi görünce yanımızdakine "bu ne demek lan" sorusu ve gelen cevap üzerine dayalıdır. eğitimi yapan hocaya da büyük güçler verir. kendisi oldukça eski bir metod olduğu için de hocaları genellikle fiziki güç kullanırlar.

    theory of learning açısından boştur, yani alenen boştur. bildiğin davranışçı takılır. ne kadar ezber, o kadar cümle ile devam eder. dil eğitimi devrimleri ile unutulmaya yüz tutsa da, ülkemizde oldukça meşhurdur. ne olursa olsun, candır.
  • sadece ulkemizde degil, tum dunyada hala en cok kullanilmakta olan dil ogretim yontemidir. ne zaman ortaya ciktigi bilinmemekte olup bazi teorisyenler bunun ta antik yunan filozoflarinca gelistirildigini one suruyorlar. latince'nin ogretimi sirasinda kendisinden cok yararlanilmistir.

    neden hala populer peki? grammar translation yontemi herhangi bir hazirlik gerektirmez ogretmen tarafindan. kurallari verirsiniz ve olay tamamdir. bunda en onemli sebep su: islevsellikten uzak sinavlar. mesela kpds/uds. bu tarz tamamen bilgi olcen, iletisimi goz ardi eden sinavlarda basarili olabilmek icin dilin islevini kavramaya gerek yoktur. su kelime su anlama gelir, bu yapida sunu goruruz dersiniz ve olay tamamdir. zaten turkiye'de bu sinavlara hazirlayan tum kaynaklar grammar translation method icin fevkalade orneklerdir.

    herkes bu yontemi yerden yere vursa da ogrenme usulleri goz onunde bulunduruldugunda cevirinin de yeri var, yani cok cok az da olsa basvurulan bir yontem olmasinda bir sakinca gorulmuyor. ozellikle zamanla yarisiyorsaniz, ve isin sonunda bir sinav varsa, grammar translation sizin sigindiginiz limandir.
  • ana dil ile öğretilen dil arasındaki ilişkiye göre tercih edilmek zorunda olan veya kaçınılması gereken dil öğretme yöntemidir.
    örnekle açıklamak gerekirse, fransız'a ingilizce öğretilecekse her yol mübahtır. türk'e ingilizce öğretilecekse grammar translation method sabaha kadar kötülense de en verimli yoldur.
    #18113247 adresindeki serzenişimde değindiğim sorunda grammar translation method haricindekiler çuvallar, kalıcı olmaz. şimdi callan popüler, batıda denenmiş ve işe yaramış her şeyi alıp getirirsen ortalık "2 haftada ingilizce konuşturuyoruz", "şipşak ingilizce konuşun!"culardan geçilmez. iş amaçlı ingilizce öğrenenler ile derdini anlatacak kadarcılara diyeceğim yok, araştırıp akıllarına yatanı seçsinler. ikinci dil edinimine gerçek anlamda inanan ve yabancı dilde yanlış yapılandırılmış bir cümleyi düzeltebilecek kadar dilin içine girebilmeyi hedefleyenler eğitimlerinin tercihen başlangıcında bu yöntemle eğitim almayı seçmelidir. gözlemlediğim kadarıyla 35 yaş üzerindeki yabancı dil öğretmenleri halihazırda bu yöntemi kullanmakta (callan veya benzeri tümevarımlı yöntemleri benimsemiş dil okullarındakiler/kurslarındakiler hariç). yeni nesil öğretmenler modern teknikleri kullanmaya heves etse de veya buna zorlansa da er geç kendilerini grammar translation method'ı kullanırken buluyor.
  • 19. yüzyılda yabancı dillerin eğitim sisteminde yaygın bir şekilde öğretilmesinin talep görmesiyle beraber en çok kullanılan yabancı dil öğretim yöntemidir. aynı zamanda türkiye'de ingilizcenin hala iyi bir şekilde öğrenilememesinin sebeplerinden biri de bu paslanmış dil öğretim yöntemidir zira ülkemizin tahminimce yaklaşık %90'lık bir bölümü bu yöntemle yabancı dil öğrenmeye devam etmektedir.

    uygulanmasına örnek olarak da cem yılmaz'ın gora'daki şu sahnesini gösterebiliriz:
    gora - i love you
  • ilk olarak amerikada prussian method olarak kullanılmaya başlanan en eski dil öğretim yöntemlerinden biridir.
    temel skiller okuma ve yazmadır. konuşma ve dinlemeye önem verilmez.
    derslerde anadil kullanılır ve okuma parçaları çevrilip bire bir çeviri yöntemi kullanılır.
    kelimeler okuma parçalarından alınır ve sözlük çalışması ile anlamları bulunarak eş ve zıt anlamları ile beraber ezberlenirler.
    dilbilgisi klasik tümden gelim yöntemi ile öğretilir ve öğrencilerin hata yapma olasılığı yoktur.
    sınıf ortamında ana dil kullanılır 2. dil kullanılmaz.
    okuma parçaları ve bunlarla ilgili soru cevap yapılmasına önem verilir.
    öğretmen sınıfta tam bir otoritedir. iletişim öğretmen - öğrenci şeklinde olur. öğrenci - öğrenci iletişimi oldukça azdır yada yoktur.
hesabın var mı? giriş yap