• gulecekmis gibi, bitlisin bir koyunde, bir anneyle babanin aklina nasil dustugu bilinmez bir isim dusmus onun hesabina... sonra o, bir akrabanin tecavuzune ugramis, guldunya, gor dunya olmus, istanbul'a kacmis, istemeden de olsa rahmine dusen bebegini korumak, kollamak ugruna...

    hani bosnadaki etnik temizlik sirasinda, en agirini yasamisti bosnali kadinlar, sirp askerlerinin tecavuzlerinden rahimlerine dusen bebeklerini sevmeye, kollamaya calismislardi, iste tam da oyle yapmis guldunya, gelmis istanbula, ama bilememis, tore denilen "sey" pesini birakmaz insanin, yine de korkudan, bebegini baskalarina emanet etmis, en azindan o kurtulsun diye...

    aylar gecmis, kardeslerini gormus bir gun karsisinda, ikna olmus ona kotuluk yapmayacaklarina, hani kan var ya arada, ama olmamis iste, o gozlerini kan burumus insan bozuntulari yolun ortasinda kursun yagdirmislar o gencecik kiza, yetmemis, guldunyanin canini almaya, belki de sadece bebegine bir gun geri donmek icin direnmis guldunya, ama gozu donmus dedik, insan bozuntulari yetinememisler, hastaneyi basip, bir kursun da beynine sikmislar guldunyanin, beyni olmus, ama vucudu direnmeye devam etmis, en sonunda cekmisler fisi...

    guldunya, dunyayi da, guldugunu de goremeden oldu... cenazesini 60 araclik bir erkek konvoyu karsilamis bitliste. hastanede onu koruyamayan devlet, cesedini bitlise kadar eskortla gondermis, cansiz bedenine bir sey yapmasinlar diye... ahlaki bozuldu diye laf cikaran koylu, 60 aracla karsilamis, koyun ismine laf gelmesin diye...

    cenazede sadece bir gercek kadin vardi, guldunyanin anasi... tore geregi, sarilamadi kizinin bedenine son bir kez, dokunamadi, tabutuna bile... ve definden sonra, zira almadilar kadinlari cenazeye, "gerekirse" dediler, "biz uygulariz toreyi"...

    oldurdukleri gibi, kendileri gomduler... arkada gercekten cani yanan bir anne, hic bir sey yapamadigi icin ici icini kemiren benim gibi bir suru kadin ve erkek biraktilar... ama biz buna alistik, kendimizden, topragimizdan, yurdumuzdan utanmaya alistik...

    (bkz: semse allak)
    (bkz: bakire olmadigi icin kizinin bogazini kesen adam)
    (bkz: 12 yasindaki kiza 28 erkegin tecavuz etmesi)
    (bkz: nc)
  • yaralanarak kaldirildigi hastanede; ifadesini alan polislere, basindan gecenleri anlatip “kardeslerimden sikayetci degilim.” diyerek bitirmis sozlerini. sikayet etmeye kiyamadigi kardesleri ise, bir gece ansizin ellerini kollarini sallayarak girdikleri hastanede guldunya’yi bulmuslar. ve kiymislar... kiymislar...

    cok sonra, kardesleri hapislere dusup ‘korkunc bir pismanlik’ yasadiklarini anlatmislar. “su an olsaydi yapmazdim. babam kahveye cikamadi, biz koyumuze giremedik. mecbur kaldik oldurmeye. cinayetten sonra her sey daha da kotuye gitti, ailemiz parcalandi. pismaniz.” demisler. biraz gec kalmislar ama! evet, belki de tüm suç onların değildir. kimindir peki?

    simdi nereden aklima geldiyse, hosgorusuyle taninan bir gazetemizin munevver ve muhterem bir yazarinin satirlarini animsadim (bkz: ali bulac). bir kisim basinin tore cinayetlerine ve bu cinayetlere uygulanan indirimlere karsi cikmaya baslamasina kizan muhterem yazar, karsi ciktigi tavri ve bu tavrin arkasindaki gizli emelleri bakin nasil ozetleyivermis: "...asil verilmek istenen mesaj, tore cinayetleri gibi suc teskil eden fiilleri one surup, gundelik hayatta zinanin serbest olmasini saglamak, kizlara ve kadinlara bedenlerini istedikleri gibi kullanabilecekleri, bu konuda din, aile, ahlak veya toplumun hicbir soz veya hak sahibi olamayacagi temkininde bulunmaktir."

    bu ses size de bir yerlerden tanidik gelmiyor mu? din adina, aile adina, ahlak adina, toplum adina konustugunu dusunen bu ses... guldunya'nin babasini kahveden kovan, kardeslerine koy ortasinda hakaret eden sese mi benziyor yoksa?
  • tecavüze uğrayıp hamile kaldığı gerekçesiyle aile kararıyla kurşunlanan ve beyin ölümü gerçekleşen bitlis'li genç kız.

    türkiye'nin niye avrupa birliği'ne asla ve asla alınmaması gerektiğinin bir numaralı kanıtı.

    bütün dünyaya duyurulur.
  • bu kadıncağız tecavüze uğrayıp hamile kalmıştı... o halde neden show tv ana haber bülteninde mahkeme ilamından bahsedilirken onun için "evlilik dışı ilişkiden hamile kalıp kardeşleri tarafından öldürülen" diye akıllara zarar bir tanımlama yapıldı peki? elbette kendi isteğiyle ilişkiye girmiş olması töre cinayetini haklı kılamazdı, ama arada hiç mi fark yoktur bre tırt medya...
  • cocukluk arkadaşı keramet'in biz altı ay koruduk, polis bir gece koruyamadı diyerek guzel bir biçimde giydirdigi töre cinayetine kurban giden genç bir kız.
    bakırkoy devlet hastanesin de yatarken ağabeyleri tarafından öldürülen, ağebeylerinin duruşması bakırköy ağır ceza mahkemesinde yapılan güldunya'nın ne ilginçtir ki hayatını konu alan oyunu da bakırköy beledıye tiyatrolarında oynanmaktadır.
  • henüz varolmayı bile başaramadan töre cinayetine kurban giden, gencecik bi kadın bedeni adı. yaşananlara bakıldığında ironik bi isimdir ayrıca.
  • - guldunya’yi oldurenlerin avukatlari unal yavuz ve mehmet seyhan, katildiklari durusmada mukaddes namus kavramini ve lekelenen aile serefi'ni dillendirmisler.

    avukat unal yavuz: "guldunya'nin eylemi aile serefini lekelemis, namusunu iki paralik etmistir. hukum kurulurken haksiz tahrik hukumleri uygulanmalidir" diye soylemisler.

    avukat mehmet seyhan ise: "turkiye'deki yasalara gore namus mevhumu mukaddes bir seydir. mahkemelerdeki saniklara, yasalari cikaran milletvekillerine bile namuslariyla ilgili yemin ettirilmektedir. namus kavrami ne sekilde ele alinirsa alinsin, cinsellik turkiye sartlarinda basi bos bir olay degil, ayni zamanda bosanma sebebidir.
    cinselligin de bir siniri vardir. 'istedigim gibi cinsel hayatimi yasarim' denilemez. bu aileyi de toplumu da ilgilendirir. toplum, fuhus sucunu cezaya carptirmaktadir." diye buyurmuslar.

    kisacasi; guldunya’nin henuz hayatta oldugu zamanlarda, babasini kahveden kovan, kardeslerine koy ortasinda hakaret eden o bet ses, bu kez de mahkemenin duvarlarinda yankilanmis!..

    - avukat ayten agirdemir, guldunya toren'in davasinda sanik avukatinin namus kavramini kullanmasini elestirdi.
    agirdemir; avukat unal yavuz'un namus ve haksiz tahrik uzerine kurdugu savunmasini yorumlarken, guldunya'nin namus bahanesiyle oldurulmesiyle ilgili davada muglak bir kavram olan namusun kullanilmasinin hukuki olmadigini belirtti.

    bazi bolgelerde el ele tutusmanin, bazi bolgelerde cinsel iliskiye girmenin namussuzluk kapsaminda degerlendirildigini ifade eden agirdemir; kisiden kisiye, yoreden yoreye degisebilen muglak kavramlarin hukukta yeri olmadigini vurguladi.

    yeni turk ceza kanunu'nda tore cinayetlerinin bireye karsi suclar kapsamina alindigini belirten agirdemir, namus ve tore gerekcesiyle islenen suclara agirlastirilmis muebbet cezalarinin ongoruldugunu, guldunya'nin davasinin da bu kapsamda oldugunu soyledi.

    agirdemir bu nedenle, sanik irfan toren'in avukati unal yavuz'un haksiz tahrik hukumlerinin uygulanmasi ve cezanin indirilmesi talebinin, ‘bir fiile kanunda agirlastirilmis muebbet ongorulmesi durumunda, indirim talep edilemeyecegi’ ilkesiyle celistigini acikladi.

    agirdemir, diger sanik avukati mehmet seyhan'in "turkiye'deki yasalara gore namus mevhumu mukaddes bir seydir. mahkemelerdeki saniklara, yasalari cikaran milletvekillerine bile namuslariyla ilgili yemin ettirilmektedir…" seklindeki sozlerini de degerlendirdi:

    mahkemelerde namus uzerine ettirilen yeminlerin ‘bireylerin onur ve seref’lerini kast ettigini, davadaki savunmadaysa, ‘namusun kadin bedeni uzerinden tanimladigini’ kaydeden agirdemir, iki kullanimin farkli oldugunu acikladi.

    bu celiskiye dikkat cekerken, "guneydogu'daki hakim namus konusunda farkli, marmara'daki hakim farkli karar mi verecek?" sorusunu yonelten agirdemir, olaya bakista kadin haklarinin esas alinmasi gerektigini vurguladi...
    *
  • kardesinin hayatini alan ağabeyin aldığı hapis cezası dün itibariyle 11 yıla kadar düşürüldü.
  • töre ugruna güldünya toreni olduren ağabeyi irfan toren omurboyu hapis cezasi aldi.
  • katili abisi cezaevinde kalp krizi geçirerek ölmüş.
hesabın var mı? giriş yap