gülşehri
-
kafiyeli (bkz: suşehri)
-
(bkz: ısparta)
-
14. asırda yaşamış anadolu şairidir. türkçe'yi farsça'dan üstün gördüğünü belirtmiştir ki eserlerinde yalın bir dil göze çarpar:
bahâr oldı vü bûstânlarda bülbül
kılur gül ‘aşkına feryâd u gulgul
bu ‘ömr ile çemende hîç inanma
ki bir haftadan artuk dirile gül
gülün ‘ömri azına gözüm ağla
yazun tîz geçdigine ağız aç gül
kime bir ‘afiyet geldi cihânda
kim ana irmedi yüz bin tezelzül
bu dünye ‘izzetine garre olan
delim tarta temennâ vü tezelzül
cihânun ârzûsı cânun almak
senün fikründe esbâb-ı tecemmül
çegâne ölüm anup eyde ten ten
karâbe ‘ömre gülüb kıla kâl kul
ola gülşehrî gâfil kendüden kim
anun zikrinde kılmagıl tegâfül
bize kim gerekise cevr kılsın
bizüm teslîm geldi vü tecemmül
(bkz: mefâ’îlün mefâ’îlün fa’ûlün) -
kırşehir'de sultan veled'in isteğiyle evlevi tekkesi kurmuş olan sanatçı 14. y.y. ın başlarında ölmüştür. iran şairi ferüddini attar'ın mantıku't tayr eserini türkçe'ye çeviren gülşehri kendinden de bir şeyler kattığı bu eseriyle tanınır. eski anadolu türkçesinin en güzel örneklerinden olan bu eser mesnevi tarzında yazılmıştır. ferüddini attar'ın eserinden farklı olarak gülşehri'nin eserinde mevlana'nın mesnevisinden bazı bölümler, kelile ve dimne'den alınan kısa hikayeler de yer almatadır.
-
aynı zamanda yozgat'ın sorgun ilçesine bağlı bir köy.
-
mantıku't-tayr* adlı eseri yazan türk şairi.
aynı adı taşıyan ve benzer bir konuyu işleyen bir başka eser daha önce feridüddin attar tarafından yazılmıştır. -
kirsehir'in o zamanki adinin gulsehri olmasindan kaynakli bu ismi almistir.
tam olarak adi ahmed-i gulsehri dir.
mezari yillarca kirsehir asikpasa mahalllesinde bulunan masaderesi kenarinda, eski bir kerpic evin bahcesinde ne oldugu bilinmeden kalmis, 1990-94 yillari arasinda belediye baskanligi yapan cahit gurses tarafindan etrafi temizlenerek, adina bir park yapilmis, mezar da anit mezara cevirilmis, orada kimin yattigini belirten aciklayici kitabeler konulmustur. -
kısa bir süre ünlü olan, sonradan ortalardan kaybolan şarkıcıdır serseri rüzgar
-
devrindeki bir çok şaire kıyasla allah ve türkçe sevdalısı, şuutlu ve idealist (!) bir şair gibi anlatılsa da adamın özü şu:
--- spoiler ---
nefsine aldanma, düşmanını dostun sanma. şehvetinin peşinden koşan ya şeytandır, ya hayvandır. ey aziz kişi! böyle iyiyi kötüden ayırt edemeyecek şekilde tensel zevklerin peşinden gideceğine putperest ol daha iyi. nefsinden dolayı aşağılanan insan değil köpektir...
--- spoiler ---
her sözüne allahın adıyla başlayıp, ağzından bal damlayan adamımızın aşık büşr'ün derdine derman oluşu:
--- spoiler ---
sakın ölümün yaklaşmış olmasın. sen şimdiye değil harama bakmadın ve gönlünü şehvet ateşinde (aşk demek istiyor) yakmadın. şimdi senin yolda bir kadını görmen, yahut onun peşinden gitmen erkekliğe sığar mı? kadınların peşinden giden, kadınlardan ve köpeklerden daha düşüktür. hiçbir erkek kadınlardan vefa görmemiştir. kadın, varlığını erkeğin sol kaburgasından almıştır. bir kimse sağlığı ve esenliği nasıl solda bulabilir(hele hele)? ey namlı kişi! yiğitler atta, avratta ve kılıçta asla vefa bulamamıştır (yok yere atı da harcadı).
--- spoiler ---
tam bir sevgi adamı imiş kendisi, eserlerine de mesnevi demiş, dedirtmiş. -
anadolu'da türkçe şiirin öncülerinden... birçoğu türkçe yazmaktan utanırmış, gülşehri ise övünürmüş.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap