• üniversiteyi kazanıp ankara'ya gittiğim günler. bildiğim, o yaşıma kadar öğrendim her şeyin yalan ve değersiz olduğunu söylüyor okul bana. kampüs, hocalar, insanlar, herkes ama herkes bana benim değersiz olduğumu söylüyor. ramazan ayında elinde kahve kupasıyla derse giren hocaya saşırmam çok kroca. pop müzik dinliyorum demek ay iğrenç...iron maiden'i nasil olur da bilmem. çok cahilim, anadolu comariyim, hayret nasıl olmuş da böyle bir okula girmişim.

    sonra kendimi kütüphaneye atıyorum. kitaplar mütevazı. cahilliğimi aşağılamadan kucağına alıp bebek gibi baka büyüte, emek vere vere beni adam ediyorlar. ama ondan önce bu albüm var. arkadaş kitabevi'nden kendime binbir zorlukla para biriktirerek maltepe pazarindan aldığım volkmenimde dinlemek için aldığım ilk albüm. o kadar cahilim ki ilk türküyü erkan oğur'un söylediğini bile anlamıyorum. onu kadın sanıyorum. albümün kapağında adını bilmediğim güzel sesli kadını arıyorum. ve bu albümle bize, bizim gibilere dair bir şeylerin değerli olabileceğini ilk kez hissediyorum. cahilliğin değil ama belki anadolu insanına özgü o saflığın ve duygusalligin bir değeri olabileceğini. kendimde, ailemde, yokluklarım ve cehaletimde bir şeylerin dokunaklı başka bir şeylere dönüşebileceğini. dolabımdaki iki tişörtle de bu okulda okuyabileceğimi, ne olduğumun değil, nasıl ve neye dönüşeceğimin önemli olduğunu.
  • sadece erkan oğur-ismail hakkı demircioğlu diskografisinin veya türkü albümleri rafının değil, genel olarak türkiye müzik tarihinin en iyi albümlerinden biridir. kalan müzik'in şovalyesi hasan saltık'ın haklı tespitiyle bu albüm, türkiye'de müzik ırmağının yatağını değiştirmiştir. hasan saltık bu albümle ne kadar gurur duysa azdır.

    80'ler, 90'lar boyunca arabeskin, tavernanın, uyduruk elektro bağlamaların, suni ritmlerin özünden koparttığı ya da tümden dejenere ettiği hatta unutulan "otantik türkü icrası" bu albümle şahsiyetini yeniden kazanmıştır. albümdeki türkülerin güzelliğinden, oğur - demircioğlu ikilisinin sesinden öte bir şeydir bu. bir tavırdır. ikili, kibarca ve kimseyi kırmadan üzmeden, "türkü öyle söylenmez böyle söylenir" demişlerdir. arada ince dokunuşlarla otantik sazlara sadık kalmışlardır. birden fazla enstrümanı çalıp ustaca bunları birleştirmişlerdir. ortaya çıkan kaç yüz yıllık türkü geleneğinin zirvesi olmuştur. enikonu devrimci bir albümdür. 1998 tarihlidir. ecnebilerin "best seller" değil "long seller" dediği kimi eserler vardır. gülün kokusu da bunlardan biridir. bu abüm de evimizin terekesidir.
  • kendi tarzında üstüne daha da bir şey çıkamayacak albüm.

    yapmışlar, kenara koymuşlar, sınırları belirlemişler ve buyrun demişlerdir zannımca.
  • erkan abinin pencereden kar geliyor ile girişinden sonra kaseti kapatıp bi süre derin nefes alınması gerek albüm.
  • hayatımda dinlediğim en iyi albüm dememe neden olan ve bundan emin olduğum, erkan oğur ve
    ismail hakkı demircioğlu adlı iki büyük insanın döktürdükleri, insanı mest eden bir başyapıt. bu albüm kötü ben beğenmedim demek ayıptır, günahtır. insanın içine işler.
  • "bütün türküler güzeldir.
    tabiattır, hayatın ta kendisidir, salt müzik değildir,
    ve bu ülkenin elle tutulan hazinesidir.

    hoyratça tüketme çabasında olanlar kaybederler.
    bu çalışma birlikte hatırlama manasındadır."

    der erkan oğur bu albümün kapağında.
  • dinledikten sonra genel olarak daha sakin bi ruh haline girmemi saglayan harika bi album..
    yureginize saglik erkan ogur ve ismail hakki demircioglu
  • banka kasasında neyim saklanması gereken eser (bkz: mucevher)
  • erkan ogur un ismail hakki demircioglu ile birlikte yaptigi ilk album..
  • cok dogru tespite denir. eskisi gibi kokmak bir yana artik guller kokmuyor bile.
hesabın var mı? giriş yap