gümüşhane

• bir araştırmaya göre dünyanın en yaşanılabilir ikinci şehriymiş.
  sanırım bu araştırma sonucu yaban domuzları ve vahşi kurtlar için geçerli.
• gümüşhane tanıtım:
  (bkz: karaca mağarası) - içeri girip yaşamanız gerekiyor anlatılmaz.
  (bkz: artabel gölleri ve tabiat parkı) - kaçkarların alternatifi.
  (bkz: limni gölü) - arap turist çoktur.
  (bkz: örümcek ormanları) - avrupa ve kafkaslar’ın en boylu ve çaplı ladin ve göknarları bulunuyor. ortalama 417 yaşına varan ağaçlar 4 asra şahitlik etmenin verdiği gururla dimdik yükseliyor. sonbaharda adeta bir renk cümbüşü yaşanıyor.
  (bkz: tomara şelalesi)
  (bkz: zigana) - tatil için otel ve kayak pisti mevcut.
  (bkz: kürtün barajı) - üretilen balık japonya'ya ihraç edilir
  (bkz: altınpınar gölü)
  (bkz: imera)
  - kazıkbeli, güvende ve kadırga yaylaları.
  - canca ve kov kalesi
  - yaylalı köyü ( haziran ayında doğa ve tarih gezisi için uygun)
  - santa harabeleri
  
  - altın ve gümüş madenleri
  - rum ve ermenilerden kalan tarihi yapılar
  - ilçeler: (bkz: kürtün) (bkz: köse) (bkz: kelkit) (bkz: şiran) (bkz: torul)
  
  edit: pestil, köme, kuşburnu marmeladı
• belediyesinden " bir miktar para bulunmuştur, kaybedenlerin belediyemize müracaatı duyurulur." anonsu yapılan şehir.
• su kisa insan hayatinda bir kez bile gormenin zaman kaybi olacagi il.
  
  gumushaneli arkadaslar hemen kizmasin: bu satirlarin yazari orada tam dort yilini gecirmistir. (bkz: gumushane muhendislik fakultesi)
  albert camus yabanci romaninda "insan herseye alisir" der; ama buraya alismak imkansizdir. bu yillarin ilki genc dimagimda cok buyuk bir travmaya yol acabilecekken ayni kaderi paylastigimiz arkadaslar, ve beraber cikilan ev bir nevi terapi etkisi gostermis de kurtulmusumdur. bir kizilderili atasozu der ki: "hayati boyunca ozgur yasamis bir adami gumushane'ye koyar, ve evine donmesini engellerseniz, artik harsit cayi'nin da ters yonde akmasini bekleyebilirsiniz..."
  fakulte hocalarinin yaridan fazlasi trabzon'dan gelir ve burayi "sark hizmeti" gibi gorurler. cuma gunleri tum derslerin blok yapilmasi bir an once trabzon'a kacabilmeleri icindir.
  yore halkinin en sevdigi cumle sanirim "dostum burasi gumushane haa" dir. cunku ayni siniftan kiz arkadaslarimla kartopu oynarken, tekel bayisinden aldigim biralari eve tasirken (evinizden baska agiz tadiyla iki bira icebileceginiz hicbir yer yoktur, en azindan ben oradayken yoktu) ve dolmus soforleri ile girisilen hemen her diyalogda bu cumleye rastladim.
  cumhuriyet buraya ilk yillarinda soyle bir ugramis (jandarma, kutuphane binasi vb.) bir daha da arayip sormamistir. zaman makinasi icat olunur da gumushane'de birkac yuzyil geriye giderseniz degisikligi fark edebilmeniz icin birkac dakika gecmesi gerekir saniyorum.
  anadolu misafirperverliginin guzel bir ornegine tanik olursunuz: sizinle tanisip ogrenci oldugunuzu anlayan herhangi biri sizi hemen evine davet ederek ozlediginiz ev yemeklerinden ikram eder ve yillanmis sarap koleksiyonundan nadide bir siseyi acmaya koyulur. eve ihtiyaciniz oldugunu ogrendigi anda ogrenci veya bekar olusunuza bakmadan esi dostu devreye sokar size yardimci olur. (bkz: bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir.)
  
  yine de tum bu olumsuz kosullardan karli cikmanin yolunu bulabilirsiniz: dunya klasiklerini devirmek, bilmediginiz bilgisayar programlarini ogrenmek, varsa hobilerinizi gelistirmek gibi buyuk sehirlerde zaman ayiramadiginiz islere burada ayiracak dunya kadar zamaniniz olur.
  hocalarimizdan birinin daha ilk derslerden birinde soyledigi gibi: "altin dunyanin her yerinde altindir; new york'ta da, londra'da da, paris'te de, ve gumushane'de de altindir."
• sehir merkezine aldanarak tamami zan altinda birakilan ildir. sehir merkezinde bi bok yok evet, ama koyleri, bi sure sonra her tasin altindan bir kilise cikacakmis hissi yaratacak yogunlukta tarihi kalintilari, muhtesem yaylari ve havasiyla guzel bir ildir gumushane. toplu tasima vasatin cok altinda evet ama gelmeden iki arastirip bir arac bulup kesfe cikacak kafaya sahip olmayanlar 10 hali saha buyuklugunde merkezde kos kos oturabilirler. bunun yaninda tarbzona/giresuna mal edilmis yaylalar, pontus tarihinin en onemli kalintilarini barindiran krom vadisi sessizce tarihteki nobetine devam eder.
• nasıl il olduğunu asla anlayamayacağım yerleşim yeri. dağlardan gökyüzünü göremediğiniz, bu dağların tamamen kel olduğu yani üstünde herhangi bir otun yeşermediği, düz alan bulmanın neredeyse imkansız olduğu ufacık bir şehircik. hayır böyle bir yere şehir demeye gerçekten dilim varmıyor. 3 yıldır şehirde bir üniversite olmasına rağmen bir parça ilerleme olmamış, sinema dahil herhangi bir sosyal aktivitede bulunma imkanına sahip olamayacağınız, bırakın sosyal aktiviteyi oturacak doğru düzgün bir kafe bile bulamayacağınız bir yer. adamlar hala 100 sene öncesinde kalmış insanlar pastanelerde oturuyor. neyse ki muhallebici yok ama o anlamda bir ilerleme var. esnaf desen sanki hobi olarak işletiyo o dükkanları. alacaksan al almayacaksan oyalama mantığında hepsi. her şey ateş pahası. alınmayan ürünü çöpe atar da ucuza satmaz.
  böyle bir şehirde ev kiraları ne kadar derseniz sobalı evlerin bile 400-500'den başladığını duymaya hazır olun. ev yok, talep var sonuç olarak kiralar tavan yapmış durumda. dağları patlata patlata arazi açacaklar da ev yapacaklar. haliyle ev yapmanın süresi de maliyeti de fazla. bu şehirde memursan aldığın gelişme güçlüğü ödeneğini olduğu gibi ev kirasına yatırırsın. eğer öğrenciysen zaten bir evde 10 kişi kalmaya hazırlıklı olmalısın.
  sözün özü yaşanacak yer değildir efendim. ömrünüzün burada geçen yılları kayıptır, ziyandır, yazıktır. türkiye'de yaşanacak onca güzel yer varken neden gümüşhane?
• maliye bakanlığı milli emlak genel müdürlüğü verilerine göre, hazinenin elinde bulunan taşınmazlardan “tescilli tarihi ve kültürel alanlar”ın sayısında gümüşhane karadeniz bölgesinin en zengin ili.
  
  milli emlak genel müdürlüğü’nce açıklanan verilere göre, hazineye ait olan tescilli tarihi ve kültürel alanların karadeniz illerindeki sayıları şöyledir:
  
  bayburt: 1
  
  bolu: 1
  
  düzce: 1
  
  amasya: 2
  
  rize: 2
  
  bartın: 2
  
  karabük: 5
  
  kastamonu: 6
  
  ordu: 8
  
  tokat: 8
  
  zonguldak: 9
  
  samsun: 11
  
  giresun: 23
  
  çorum: 25
  
  trabzon: 30
  
  sinop: 39
  
  artvin: 48
  
  gümüşhane : 136
• 2 manastır, 33 şapel ve 34 kilisenin yer aldığı bir vadisi vardır. sadece tek bir vadisinde bu kadar eser atıl halde bulunurken "gümüşhane mi; öehhhh" diyebilmek sadece cahillikten gelir. yaşanılacak bir yer değildir, ama olmasa da olurculuk sadece bencillikten kaynaklı bir istektir.
• kuvvetle muhtemel üniversite okumayı sadece evden uzaklaşmak ve özgür yaşamak olarak görenler için elbette berbat bir şehirdir gümüşhane. şehir, açık ara ülkenin en berbat trafiğine sahiptir. hava kirliliği şehrin vadi içinde konuşlanmış olmasından dolayı özellikle kış aylarında üst düzeydedir. şehirde sinema yoktur, bir kaç kez denense de sinema işletmek karlı olmadığı için pek üzerinde durulmamıştır. şehirde eşinizle ya da kız arkadaşınızla oturmak için çok az, hatta neredeyse 1 elin parmaklarından az sayıda eli yüzü düzgün mekan vardır. şehir her açıdan pahalıdır. giyim- gıda- emlak- yiyecek-içecek aklınıza ne gelirse...ben en azından et'in ucuz olacağını ümit etmiştim ancak şehirde hayvancılık bittiğinden et fiyatları da türkiye ortalamasının üzerindedir. gümüşhane için kısaca türkiye'nin en geri kalmış 4-5 ilinden biridir demek yeterli olacaktır sanırım.
  bunlarla beraber gümüşhane'nin neden il olduğunu anlamayanlar ciddi bir cehalet yaşıyor. gümüşhane bin yıllardır çok önemli bir geçiş noktası üzerinde durmaktadır. öyle ki tarihin akışını değiştirdiği iddia edilen onbinlerin yürüyüşü 'nün en dramatik sahnesi (denizi görme anı) gümüşhane'de gerçekleşmiştir. sırf bu olay için bile hatırı sayılır sayıda turist şehri ziyaret etmiştir. gümüşhane, zengin altın ve gümüş madenleriyle halen ülkenin önemli bir ilidir. koza altın işletmesinin en verimli 2. madeni bu ilde bulunmaktadır ve yine gümüşhane'de bu yıl 2 altın madeni daha faaliyete başlamıştır.
  
  şehri sadece içinde bulunduğu vadiden ibaret görenler elbette şehirde bulunan 350'nin üzerindeki tescilli tarihi eserden habersizdir. roma imparatorluğu'nun doğu sınır karakolu satala antik kenti kelkit'tedir. bu yerleşkede toprak üstünde çok fazla bir şey görünmese de toprağın altında olanları tahmin etmek için bir kaç sayfa tarih okumak yeterlidir. şehrin özellikle kuzey kısmındaki bütün köyleri görülmeye değerdir. hayatımda gördüğüm en güzel 2 doğal yerleşim alanı çit deresinin sonunda bulunan artabel vadisi ve trabzon gümüşhane sınırında bulunan santa harabeleri'de mutlaka görülmelidir...
  şehire 5 km mesafedeki süleymaniye mahallesinde 7 kilise-1 manastır- 2 rum okulu- 2 cami ve bir çok tarihi ev bulunmaktadır. bu tarihi eserlerin çoğu harabe halinde olsa da ab ve kalkınma ajansı hibeleriyle özellikle süleymaniye mahallesinde turizme dönük faaliyetler artmaktadır. bence de şehrin kurtuluşu o mahallenin korunması ve geliştirilmesine pararleldir...
  
  insanı kaba görünür, gerçekten de öyledir ama merttir. muhafazakarlıklarından dolayı üniversite öğrencileri için gerçekten zulüm bir şehirdir, bu inkar edilemez ama bu algının da benim kaldığım yıllar içinde gitgide değiştiğini de söyleyebilirim. gümüşhane şehir merkezine bakarak yorumlanırsa kesinlikle yaşanması çok zor bir yerdir ancak insanının sıcaklığı ve misapirverliği, doğasının inanılmaz güzelliği benim oradan ayrılırken gözyaşı dökmeme sebep olmuştur.
• arazisi engebeli, ekonomisi tarim ve hayvanciliga dayali, ki$lari oldukca karli gecen bir ilimizdir.
  buyuk iskender buranin gumu$ yataklarina onem vermi$, osmanlilarsa bu i$le ilgili darphane kurmu$lardir. 1. dunya sava$i sirasinda ruslarca i$gal edilen $ehrin canica kalesi, akcakale, edire kalesi, hart yeralti kentş, korgan koprusu, panaghia manastir kilisesi onemli tarihi eserleridir.
  cirit, gure$ ve kayak ba$ta gelen sporlarindandir.
  plaka numarasi 29dur.