gün batımı tiyatro
-
ankara devlet tiyatrosunun 1 perdelik oyunu.
"uzun ve karanlık bir gece başlar. shakespeare’in kahramanları kendi kaderleriyle karşı karşıyadır. ölüm ve yaşam bir aradadır. mevlana’nın hikayeleri ve bu hikayelerden gelen sufi bakış ile hamlet, macbeth, othello gün atımına ulaşmak isteyen insanlığın ortak serüvenini dile getirir. "
"oyun ekibi
dekor tasarımı
hakan dündar
kostüm tasarımı
sevgi türkay
ışık tasarımı
zeynel ışık
müzik
irfan gürdal
yönetmen yardımcısı
suat karausta
asistan
neslihan derya demirel
müzik süpervizörü
jean jacques lemetre
sahne amiri
yalçın duman
kondüvit
s. serkan sakızlı
ışık kumanda
erhan şentürk
dekor - aksesuar sorumlusu
kemal şahin
kadın terzi
mehriye taşdelen
erkek terzi
rıza bektaş
oyuncular
mehtap öztepe
sükun ışıtan
suat karausta
dilek bozkurt
aylin dinç
neslihan derya demirel
başak polat karsavuran
orkestra
irfan gürdal
mehmet utku benli
ali yaşar
altay toprak
ziya özsökmenler"
link
--- spoiler ---
bir müzikal değil. ama müzik eşliğinde, kulak ziyafeti veren, ezgilerle süslenen bir oyun. aksiyon yok. uyku getirecek derecede yavaş. diğer taraftan, jest ve cümleleri pür dikkat takip gerektirecek kadar da dolu.
bir masalı dinler gibi izledim. bir ninniymiş gibi dinledim. eve varınca bir bebek gibi uyudum.
oyun boyunca pek de gerilmedim.
mikrofon, hoparlör falan yok. müzik de oyun da aracısız direkt izleyiciye ulaşıyor. ama sahnenin akustik mimarisi yetersiz olduğu için 20 cümleden birini işitemedim.
sahne zeminde. izleyici koltukları ise tribün gibi tasarlanmış. böylece her izleyici hiçbir engele maruz kalmaksızın oyunu izleyebiliyor.
şekspir ve sufizm konusunda altyapısı olmayan izleyici için senaryo pek de anlamsız gelebilirdi. altyapısız izleyici de sıkılamaz, diye düşünüyorum. çünkü islamiyet öncesi orta asya türkleri çalgı ve şarkıcılarından oluşan 3 kişilik orkestra, tam bir ziyafet veriyor. hem de kesintisiz.
dekor ve aksesuar olabildiğince sade kurgulanmış. yani izleyici, hayal gücünü kullanmalı. nesneler ve mekanlar çoğunlukla yok. perde arkasına saklanması emredilen oyuncu, olmayan bir perdenin arkasına geçmiş gibi jeste bürünüyor. perdeyi izleyici hayal etmeli. cinayet sahnesinde, hançer ve ellere bulaşan kanlar yok. oyuncu, o olmayan hançeri elinden atarken ve kanlı ellerine ağıtlar yakarken, bunları izleyici kendi zihninde tamamlamalı. sonuçta, her izleyici farklı mekan ve aksesuarı zihninde tasarladığı için hem uyuklamıyor hem de oyundan çıktıktan sonra bile öyküyü kurgulamaya devam ediyor.
--- spoiler ---
ben sevdim. ama keşke oyundan önce şekspir bilgilerimi tazeleseydim daha keyifli olabilirdi. othello'yu zaten çok iyi biliyorum. hamlet ve macbeth'i hiç bilmediğim ve sufizme ilgi duymadığım için othello ile bağlamını oyun sırasında kuramadım. şekspir kültürüm hiç olmasaydı bile keyifle izlemeye devam ederdim, diye düşünüyorum. çünkü orta asya türk müzikleri ve oyunculukların güzelliği, 55 dakikanın her saniyesine değer kattı.
izleyin, izletin canlarım. -
(bkz: #73814985)
-
(bkz: #73749454)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap