• insanı hem çok geriyor, hem de çok rahatlatıyor. aylardır günde altı saate sabitlemiştim, sınavlar yaklaştığı için sekize çıkardım. her kahve-sigara molasında da sözlüğe bakınıyorum. tek eğlencem bu. özellikle iki haftadır, hafta sonları keyifli bile gelmeye başladı. sabah kalkıyorsun, balkona masayı atıyorsun, bir demlik de çay getiriyorsun yanına. kuş sesleri eşliğinde, yüzüne hafif rüzgar vururken pek sıkılmıyorsun da. bu saatlerce ders çalışma olayı ilk başta çok zor ama sonra mutlu ediyor insanı notlar açıklandıkça. tabii kafanı duvarlara vurasın geliyor, niye yıllardır yapmadım ben bunu diye o ayrı.
  • verimli olmadıkça bir işe yaramaz.
  • bir ay boyunca yapılırsa insanı çok yoran bir eylem halini alır. (bkz: tıp fakültesi öğrencisi)
    hele ki 6-7 ay boyunca yapılırsa kalıcı hasarlar verir bünyeye. (bkz: tus)
  • günde 8 saat iş yerinde çalışmaya tercih edilecek durumdur.
  • sayesinde hem liseyi dışardan bitirip, hem hukuk fakultesini dersaneye gitmeden kazandığım, insanin hayatini degistirebilecek calisma maratonu.
  • lisans öğrencisi için saçmalık,
    yüksek lisans öğrencisi için çok fazla,
    doktora öğrencisi için azdır.
    doktora tezi mevzusuna hiç girmedim hissettiyseniz.
  • hayatım boyunca yapmak istediğim ancak günde 1 saati bile beceremediğim eylem
  • tus'a çalışanlar için bir tembellik ve muhtemel başarısızlık göstergesidir. doğrusu için: (bkz: günde 12 saat ders çalışmak)
  • universitede sinavlardan bir iki gün önce rahat rahat yapabildiğim eylem. işin sırrı götün tutuşmasında saklı. adrenalin salgilayin panikleyin. o zaman insanlar normalde yapamayacaklari şeyler yapabiliyorlar.
hesabın var mı? giriş yap