• kudret emiroğlu'nun yazdığı ve içinde birbirinden ilginç başlıklarda gündelik hayatımızda sık sık kullandığımız ya da iyi bildiğimiz objelerin ya da olguların geçmişini, nasıl doğduklarını anlatan kitap.
    ayrıca kim 500 milyar ister adlı yarışmada yarışmacıya 125 milyar kaybettiren sorunun cevabı da bu kitapta.
  • ilk kez radikal ya da hürriyet gazetelerinden birisinin kitap ekinde gördüğüm ve merak edip dün edindiğim kalın mı kalın bir kitap.
    ilk baskısı farklı bir yayınevinden 2001 yılında çıkmış. şu an çıkan baskısı ise iş bankası yayınlarından. kategorilendirme bence oldukça başarılı. zaten alır almaz daha eve dönerken 40-50 sayfa devirdim bile. akşam yatmadan önce de bi 30 sayfa su gibi aktı gitti.
    şahsi fikrim; her evde ya da herkesin kütüphanesinde bulunması gereken, eğlenceli ve akıcı, bir o kadar da lüzumsuz bilgiler içeren güzide bir çalışma.
  • evde, kütüphanede ve ansiklopedi severler için tuvalatte de bulundurulabilecek manyaklık kaynağı.

    gelenek ve göreneklerden başlıyor, görgü kuralları, mutfak, modern dönemle ortaya çıkan aletlere cinselliğe derken 700 sayfalık ama ara dönemli kolay okunacak bir eser ortaya çıkıyor.

    şöyle söyliim, hani ekşisözlüğü ilk kez keşfettin ya da arada sardın, kendini gece adnan hoca'nın kızlarının adını sözlükte aradığını ve ilginç bilgiler bulup bunların kafanda arayla döndürdüğünü düşün.

    sütyen ve pantolonun tarihi okuyup bi süre işe giderken bunları düşünmene yol açan kitap işte.
  • tuğla gibi kalın bir kitap görünümünde olmasına rağmen, hafifliği ile şaşırtmaya başlayan, içindekileri okumaya başladıkça iyice keyif veren, her evde bulunması gereken bir kitap. hatta ansiklopedi bile denebilir. bir nevi gündelik hayatımızda her gün kullandığımız, uyguladığımız şeylerin, bildiğimiz veya bildiğimizi zannettiğimiz ya da kesinlikle bilmediğimiz tarihleriyle sayısız eşya, gelenek ve adetlerin hikayesi.

    inançlar, büyüler, gelenekler, görgü kuralları, mutfak-banyo-ev eşyaları, giyim kuşam, süslenme, sağlık, yeme içme, çocukluk, cinsellik, oyun eğlence ve aklınıza gelemeyecek daha bir çok şeyin tarihi hakkında bilgi bulmak mümkün.
  • bir basvuru kitabi olmasina ragmen roman gibi sayfa sirasina uygun okumaya basladigim, insallah sonunu getirebilirim dedigim zevkli ve kalin kitap. o kadar kalin ki buyuk yaprakli olmasina ragmen 674 sayfa.
  • başucu kitabı olduğuna kanaat getirdiğim mühteşem kitap. ayrıca çevremdeki insanlara sık sık bu kitabı tavsive ederim, bir çok kişiye de hediye olarak almayı düşündüğüm kaynak/kitap/ansiklopedi.

    kitabın yazarı kudret hocaya gelince, kendisi çok donanımlı ve bir o kadar da naif bir adamdır, geçen yıl dtcf'de dersine girme şerefine erişmiş bulunmaktayım, kendisi bilkent'te öğretim görevlisidir, ünvan kullanmamasına rağmen birçok akademisyeni cebinden çıkartır. ömrü uzun kalemi kuvvetli olsun.
  • başlığına, arka kapak yazısına ve iş bankası tarafından yayımlanmış olmasına aldanarak satın aldığım, okudukça çok büyük hayal kırıklığına uğradığım kitap.

    kitabı eline alınca muhteşem bir öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler hazinesi bulduğu yanılgısına kapılıyor insan. ancak kitap içindeki maddeleri okudukça, hiçbir madde hakkında önemli bir bilgi edinmediğinizi fark ediyorsunuz. kitaptaki başlıkların (tost, mastürbasyon, pantolon, uğur böceği gibi) altında, o ana kadar bilmediğiniz çok az bilgi olduğu gibi, bu bilgilerin hiçbir referans kullanılmadan sunulması da kitaba duyulan saygıyı iyice azaltıyor.

    örnek vermek gerekirse, "gelenekler" bölümünden "pasta mumu" başlığını ele alalım:

    --- spoiler ---

    çocukların doğum gününün kutlanması 13. yüzyılda almanya'da başladı. çocuk sabah üstünde mum yanan pastayla uyandırılıyor, akşam yemeğinde pasta ailece yenene kadar üzerindeki mumlar gün boyu değiştiriliyordu. pastaya "hayat kandili" olarak çocuğun yaşından bir fazla mum dikiliyordu.
    --- spoiler ---

    ee? ne öğrendik şimdi? hayat kandili olarak çocuğun yaşından bir fazla mum dikiliyordu. ne demek bu? neden böyle bir şey yapılıyordu? daha önemlisi, sen tüm bu bilgileri nereye dayandırıyorsun?

    bu başlığı kitabı rastgele açarak seçtim ve kitaptan doğrudan aktardım. aynı yöntemle arka arkaya ondan fazla başlık okudum ve tamamı için yukarıdaki soruları sıralamak mümkün.

    netice itibariyle ortaya yazarın bir zamanlar sağdan soldan duyduğu bilgileri sayıklama şeklinde sunduğu, bunu yaparken neredeyse sıfır referans/atıf kullandığı, ne var ki üslubunun da öyle keyifli bir okuma vadetmekten çok uzak olduğu bir kitap çıkmış. beni en çok şaşırtan türkiye iş bankası kültür yayınlarının bu kitabı böyle güzel bir basımla okuyucuya sunması oldu.

    bence uzak durun. kitaptaki başlıkları ekşi'de okumak, ya da öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler başlığından üç beş entry okumak bu kitabı okumaktan çok daha anlamlı ve keyifli olacaktır.
  • kudret emiroğlu'nun evladiyelik kitabı.

    herkesin evinde bulunması gereken, gündelik hayatımıza dair her şeyi yalın bir üslupla, akıcı bir şekilde anlatan, okuması keyifli mi keyifli bir yapıt.
  • ünlü kişilere, büyük savaşlara değil de sıradan insanların sıradan hayatlarına odaklanan tarih anlayışının türkiye'de, türkçe'de en önemli temsilcilerinden biri bu kitap. tam bir sefer bitirildikten sonra ara ara rastgele bir sayfası açılıp kısa süre takılacak bir eser.

    yine de bana yanlış gelen, herhalde editoryal - yayıncıyla ilgili sebeplerden olan birkaç küçük detay oldu, onları buraya yazmak istedim ki belki ben yanlışımdır da biri beni düzeltir ve doğrusunu öğrenirim bu vesileyle yoksa da bunlar bir sonraki basımda düzeltilir:

    türkiye iş bankası kültür yayınları 2011 basımında sayfa 53:

    "... roma imparatorları ve üst düzey görevlileri görev sürelerini uzatmak için takvimle o kadar oynadılar ki, iö 153 yılında roma senatosu takvimi yeniden düzenlemek zorunda kaldı..."

    cumhuriyet roması'nda 509'dan 27'ye kadar bir yıl süreyle ülkeyi yönetecek ikişer konsil seçimleri yapıldı ve bu konsillerin bazıları gerçekten de görev sürelerini uzatmak için takvimle oynadılar ama ilk roma imparatoru augustus ancak 27'de imparatorluğunu ilan etti. onun öncesinde cumhuriyete öldürücü darbeyi vuran julius caesar 40lı yıllarda bunu yapıyor. yani iö 153'teki düzenlemeye "üst düzey görevliler yüzünden" demek doğruyken, "imparatorlar" yüzünden demek anakronizm.

    sayfa 102:

    "... erasmus 1558'de parmakları elbiseye silmeyi ayıplamakta, bu iş için masa örtüsü ya da peçete kullanıldığını söylemektedir..."

    erasmus 1466 - 1536 yılları arasında yaşamıştır.

    sayfa 188:

    "... 1596'da kraliçe elizabeth'in torunu sir john harrington saraya olduça gelişmiş bir klozet yaptırdı..."

    john harrington kısmı ilginç ve doğru da bakire kraliçenin, hatta bakireliğinden dolayı, soyundan kimse olmadığı için ölümünden sonra tudor sülalesi bitip de tahta stuart sülalesi geçen elizabeth'in "torunu" herhalde bir yanlış yazım.

    sayfa 215:

    "... traianus döneminde (98-117) bizans'a girmiş..."

    "bizans" yani asıl olarak doğu roma, tabii en erken 200 yıl sonrasının siyasi yapısı. trajan zamanında girilen ülke roma.
  • • eski roma’da merdiven altından geçmek zorunda kalan birinin kötü talihten kurtulmak için yapması gereken el hareketi bizleri yakından ilgilendirir. bu el hareketi, başparmağı işaret ve orta parmağın arasına sokarak merdivene sallamaktır. “fico” adı verilen bu hareket aynı zamanda fallik bir simgedir. batı kültüründe bu işaret “incir işareti” olarak bilinir ve özellikle portekiz ve brezilya’da halen canlıdır. incir, türkçede olduğu gibi kadın cinsel organının simgesidir.

    • yazı tura atarak karar alma tarihsel olarak büyüsel bir âdet değil, romalıların caesar’a gösterdikleri saygının bir ifadesidir. alım satım, evlilik gibi önemli kararlar dahil, caesar’ın yokluğunda karar almak zorunda kalan romalılar, para atarak, onun resminin yukarı gelmesi durumunda imparatorun bu karara onay verdiğini kabul etmişlerdir.

    • ev sahibinin konuğunun sağlığına kadeh kaldırması eski yunanlarla iö 6.yüzyılda başlamış bir âdettir. geleneğe göre bunun nedeni zehirlenme kuşkusunun ortadan kaldırılmasıdır. içki kadehleri cam değilken şerefe kaldırmaktan amaç kadehlerin tokuşturulması değil, içini göstermektir. bu hareket içilenin ne olduğunu göstermek kadar kadehin dolu ve herkesin eşit içki sahibi olduğunu vurgulamak, saygı ve eşitlik temelindeki toplantıyı bir kez daha teyit etmek amacını taşır.

    • aşure müslümanların ve ermenilerin oruç yemeği iken, rumların cenaze yemeğidir. en yaygın inanca göre aşure, nuh’un gemisi karaya oturunca, tufandan kurtuluş sevinciyle gemide artakalmış yiyeceklerin katıldığı şükran çorbasıdır.

    • john montagu sandwich(1718-1792) ingiltere’de çeşitli bakanlıklarda bulunmuş, iki kez de donanma bakanlığı yapmış bir konttur. kont, kumar düşkünüdür. o kadar ki yemek için oyun masasından kalkmak istememekte, dilimlenmiş ekmek ve etle karnını doyurmaktadır. 1762’de bakanken, yirmi dört saat masadan kalkmayarak, bir eliyle oynarken, bir eliyle ekmek dilimleri arasına yerleştirdiği et ve peyniri yemesiyle kazandığı ün, yiyeceğe sandviç adı verilmesiyle pekiştirilmiş, bu ad ingiltere’den dünyaya yayılmıştır.

    • gebelik testine ilişkin bilgiler eski mısır’da iö 1300, babil’de iö 700 yılından kalma yazıt ve tabletlere uzanıyor. buğday ve arpa dolu torbalara günaşırı işeyerek bu ürünlerdeki farkı gözlemleyen atalar, gebelik olup olmadığını anlıyorlardı. yunan ve romalılarca sürdürülen bu test rönesans’a kadar taşınmıştır. 1927’de gebe kadınlarda artan bir hormonun buğday ve arpada büyümeyi hızlandırdığı saptanarak test bilimsel olarak doğrulanmıştır.

    • eski kurban ritüelinde rahibin hayvan postu giyerek gözleri bağlı halde elinin değdiği kişinin ateşte kurban edilmesi ile ebenin dokunduğu çocuğun “yanması” yakından ilişkilidir.
hesabın var mı? giriş yap