• ja genau
    (bkz: aynen)
  • die tasche: çanta
    mittagessen: öğle yemeği
    ich: ben
    haben: sahip olmak.(ingilizce have)
    ich habe eine tasche: bir çantam var

    ich möchte die köfte: köfte istiyorum.

    ich bin schüler: öğrenciyim.(erkekler için, kızlar için die schülerin)

    gehen: gitmek
    das kino: sinema
    ich gehe ins kino: sinemaya giderim.

    edit 1: bir de kahvaltı vardı.
    das frühstück: kahvaltı
    ich habe frühstück. kahvaltı yaparım.

    3 yıl haftada 2 saat almanca dersinden akılda kalan bu kadar.

    edit 2:köfteyi biz uydurmuşuz. die bulette (köfte imiş)
    ayrıca @keyan nickli suserin gönderdiği köfte ile ilgili açıklamayı da ekleyeyim:
    eger bir restaurant ta siparis verecekseniz.
    ich hätte gerne einmal eine frikadelle bitte.

    eger cocugunuz sizden köfte istiyorsa, ( cocuklar emir kipi gibi söyler)
    ich will eine frikadelle

    eger tanidik yakin birisinden isterseniz,
    ich möchte gerne einmal eine frikadelle bitte

    edit3: (@sk2085 uyardı) frühstück'ün artikeli das'mış.
  • hausgeräte - ev aletleri
  • arschloch*
  • die schadenfreude

    çok sevdiğim, muazzam bir ifadedir bu. bizde tam karşılığı bulunmayan bir kelime olup bir kişinin sevmediği yahut kıskandığı bir arkadaşının başına gelen kötü bir olaydan sonra "oh olsun" demesini anlatır.

    sanılanın aksine kötü gün dostu demek değildir.

    edit: @complainant ve @abdullahin dislanmislik hissi rumuzlu yazarlara, weiblich kelimesine yaptığım hatalı yorum uyarılarından dolayı teşekkür ederim. düzeltildi
  • weltschmerz: dünya acısı
    torschlusspanik: son dakikada gelen panik
    fernweh: uzak yerlere özlem
    schnapsidee: sarhoşken akla gelen ve sonrasında muhtemelen pişmanlık duyduran fikir
    fremdschaemen: başkası adına utanmak
  • ja schön wunderbar
  • radiergummi
  • nasennebenhöhlenentzündung.
  • batesmotelpro’nun da dediği gibi aklına hiçbir şey gelmediyse fünf de.

    tık
377 entry daha
hesabın var mı? giriş yap