• biliyorum sana giden yollar kapalı
    üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni
    ne kadar yakından ve arada uçurum;
    insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
    uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    yalnız seni, yalnız senin gözlerini
    sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım
    ben artık adam olmam bu derde düşeli
    şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
    anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
    kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
    hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki
    tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
    çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
    rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
    bu böyle pek de kolay değil gerçi
    alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    bunun verdiği mutluluk da az değil ki
    çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
    inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
    bir gece yarısı yazıyorum bu mektubu
    yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.
  • sen git
    ben bir gecenin siyahında saklayacağım saçlarını
    yüreğim, titrek ellerinin arasında atacak
    biraz ıslak biraz da kırmızı
    küçük bir umut türküsü dolayacağım dilime eskiden kalma
    bıraktığın yanını yüzdüreceğim derin denizlerimde
    gözlerimde son bakışın kalacak çaresiz ve üzgün

    sen git
    ben bir isyanın eteğinde saklayacağım gözyaşlarımı
    devrilmiş cümleler anlatacak sana hasretimi mektuplarımda
    kırık dökük hatıralarla süsleyeceğim yatağımı
    damla damla akarken gün geceye
    bir yudum suda eritip saflığını ilaç yapacağım yaralarıma
    kanayan yanlarımın üzerine sıcaklığını örteceğim

    sen git
    biliyorsun
    gelmesen de
    bekleyeceğim.

    lou andreas-salome
  • saat 0:00
    sigara yok
    gece çok sessiz
    uyuyamıyorum
    sende yoksun

    saat 0:02
    sigarayı buldum
    sen olmasan da olur
  • günler uzuyor

    kalktığımda uyuşuk uyuşuk açtığım lambalar artık azalacak,

    iş yerine varışım , uykudan uyanışım daha erken olacak,

    hele bir de çiçekler de açtı mı tas tamam.

    yakındır, günler uzuyor , günler uzayacak.
  • içkiye benzer bir şey var bu havalarda
    kötü ediyor insanı, kötü...
    hele bir hasretlik oldu mu serde;
    sevdiğin başka yerde,
    sen başka yerde.
    dertli ediyor insanı, dertli.

    içkiye benzer bir şey var bu havalarda,
    sarhoş ediyor insanı, sarhoş.
  • ateş oldum,
    yanıp tutuştum kendi düşüncelerimden
    niye bu katılık,
    bu güvensizlik,
    bu nefret?
    derisini değiştirmeyen yılan,
    kafasını değiştirmeyen insan ölmeye mahkumdur.
    sadece bir aptal sürekli taşlara
    ya da insanlara takılır.
    bazı sırlar vardır,
    yalnız dostlara anlatılacak.
    bazı sırlar vardır,
    dostlara bile anlatılmayacak.
    bazı sırlar vardır,
    kendimize bile açıklanmayacak.
    neyse doğrular ve yanlışlar yoktur,
    sadece yorumlar vardır.
    beni anlamıyorlar.
    ben,
    bu kulaklara göre ağız değilim.
    karşılığında bana yoldaşlık sunmayan kişilerin
    yalnızlığımı çalmasından nefret ederim.
    uzun bir süre uçurumun içine bakarsan,
    uçurum da senin içine bakar.
    hem kim mutlu edebilir seni,
    sen hazır değilsen?
  • sana gitme demeyeceğim.
    üşüyorsun ceketimi al.
    günün en güzel saatleri bunlar.
    yanımda kal.
    sana gitme demeyeceğim.
    gene de sen bilirsin.
    yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
    incinirsin.
    sana gitme demeyeceğim,
    ama gitme, lavinia.
    adını gizleyeceğim
    sen de bilme, lavinia.
  • "içimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
    ama bugün cumaymış, yarın cumartesiymiş,
    çoğum gitmiş de azım kalmış, umurumda değil."
    #nazımhikmet
  • insanın yaşı kaç olursa olsun,
    ağlarken hep kimsesiz bir çocuktur.
    özdemir asaf
  • kardır yağan üstümüze geceden,
    yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
    ormanın uğultusuyla birlikte
    ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
    kar yağıyor üstümüze inceden

    sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
    unutulmuş güzel şarkılar için
    bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
    rüzgâr gibi tâ eski anadolu'dan
    sesin nerde kaldı? kar içindesin!

    ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
    uyandırmayın beni uyanamam.
    kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
    allah aşkına, gök, deniz aşkına
    yağsın kar üstümüze buram buram

    buğulandıkça yüzü her aynanın
    beyaz dokusunda bu saf rüyanın
    göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış
    sırf unutmak için, unutmak ey kış!
    büyük yalnızlığını dünyanın.

    *
hesabın var mı? giriş yap