• istanbul da bulunan 3500 yıllık türk - altay tipi mezarlıklar haberinden sonra aklıma düşmüş teori
  • dünya çapındaki aydınımız ordinaryüs profesör ali fuat başgil "27 mayıs ihtilali ve sebepleri" isimli kitabında çok kısa bir bölümde buna da değinir.
    1930'lardan sonra dilde ve dinde birtakım reformlar yapılmaya başlanmıştı.
    dili yerlileştirme ve yabancı kelimelerden arındırma çalışmaları hız kazanmıştı.
    daha sonra büyük bir yanlışa düşüldüğünü farkeden atatürk, bilimsel olarak kulağa çok ilkel gelen "güneş-dil teorisini ortaya attı. bu teori çok saçmaydı.türkçe'nin dünya üzerindeki ilk dil olduğunu ve şuan dünya üzerindeki bütün dillerin zamanla farklılaşarak türkçe'den yayıldığını iddia ediyordu.
    ama ali fuat basgil'e göre atatürk olaya şuradan bakmıştı; eğer dünya üzerindeki bütün dillerin kaynağının türkçe olduğunu varsayarsak,dildeki arapça ve farsça kökenli kelimeleri atmamız,ihraç etmemiz gerekmez.çünkü o kelimeler asılda zaten türkçe'den çıkma. bilimsel olarak incelendiğinde yanlış, fakat yanlıştan dönülmesi itibariyle bakıldığında faydalı bir teori.
  • sümerler'in veya hititler'in türk kökenli olduklarını savunabilirsiniz.
    türkler'in sarı ırk'tan değil beyaz ırk'tan olduğunu savunabilir, hatta konuya ilişkin binlerce kafatası ölçümü yaptırabilirsiniz.
    ancak dünya üzerindeki dillerin kökeninin türkçe olduğunu savunursanız, sizi kimse ciddiye almaz.
    keza bu teori de atatürk'ün ölümünden sonra ciddiye alınmamış ve tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştır.
  • öne sürülen tezlerden biri de sümerce'nin bir türk lehçesi olduğu hatta bu dilin tek başına ana dil olamayacağı,sümerce kadar eski bir dil olan hititçenin de türkçe olduğu yönündedir.
  • özellikle cumhuriyet sonrasında planlanan ulus-devlet inşasının dil üzerinden yapılan bir başka adımı. osmanlı devleti'nin mirasını devralmak istemeyen ve yeni devletin yapısını ulus-devlet anlayışı üzerine kurmak isteyen erken cumhuriyet aydınları dil üzerinde epey uğraşmışlar. bu adım önce "sadeleştirme (simplification)" sonra da "arındırma (purification)" ile devam etmiş. bu iki durumda da mantık aynı "türkçe'yi başka dillerin (özellikle arapça ve farsça çünkü fransızca kelimelere çok fazla dokunulmamış bu dönemde) etkisinden kurtarmak". ancak bunu yapmaya çalışan aydınların dilin doğasıyla ilgili bilgisinin olmaması sonucu ortaya saçma sapan durumlar çıkmış (komik alternatif kelime uydurmaları vs) ve onlar da bu işin ne kadar imkansız olduğunu anladıktan sonra güneş-dil teorisini ortaya atarak "ya biz napıyoruz zaten her dil türkçeden geldiği için bizim bu kelimeleri kullanmamızda sorun yok çünkü arapça da farsça da fransızca da türkçe zaten kasmayalım boşuna" demişler. bugün literatürde kimse ama hiçkimse bu teoriden bahsetmez çünkü dil ile uğraşan herkes bu teorinin ne kadar saçma olduğunu bilir.

    not: yukarıda bahsettiğim kadar düz değil tabii ki biraz hikayeleştirerek anlattım çünkü bahsetmesi bile aşırı komik geliyor ama eğer olur da "ağbi bütün diller türkçeden geldi yea" diyen biri çıkarsa yeşillendirsin gereken akademik tartışmayı yapalım (yine söz veremiyorum cidden aşırı komik çünkü).

    edit: entry doğru başlığa taşındığı için bu başlığa verdiğim "bakınız"ı kaldırıyorum.
  • (bkz: orospu rahab)
  • kim ne derse desin bu ülkenin kuruluşundaki faaliyetlerden en dalga geçilenidir.mayalardan inkalara,etilerden sümerlere tüm antik toplumların ve tüm dünya dillerinin türklerden ve türkçeden türemesine dair bir görüş olarak bilinmektedir* elbette yeni kurulan bir ulus devletin milliyetçilik ayağının doldurulması adına düşünülmüş.nitekim dünyada başka örnekleri de olabilir.lakin halen günümüzde bunları gözümüze sokmaya çalışarak milliyetçilikte ısrar eden genç atsızcılar her ülkücü gibi komik olmaktan öteye gidemiyorsunuz.
  • bir iki kelime örneği verecek olursak niagara kelimesini ne yaygara dan amazon kelimesini de amma uzundan geldiğini iddaa etmişlerdir ses olayı bakımından aslında çok mantıklı da anlam bağlantısını nasıl kurmuşlar çok merak ediyorum

    bi de namık kemal zeybek diye bi adam vardı tvde bi programa çıkmış adını hatırlayamadığım bir eski imparatorluğun ya maya ya da inkaydı imparatorlarinin adı olan mu yu türkçedeki buğ kelimesinden geldiğini söylemişti ses olayı da baya uyuyor men ben olayından bir de yumuşak g nin düşmesinden bağlamıştı ünideki hocam da baya inanırdi bunlara beyaz piramitleri kesin türkler yapmışmışta mısır piramitleri belli değil demişti onu da türkler yapmış olması kuvvetli ihtimal diyordu adama itiraz edince de devamsızlıktan dersten bırakmıştı asistanı inanmamıştı 21 yılda tek beni bırakmış adam

    şunu da not düşeyim ama o dönemde güzel kelimeler kazandırdılar dernek gibi başkan gibi ama dilin doğal gelişimi diye bir şey var onun içine ettiler işte kelimeler toplumun hafızasıdir çıkardım ben bunları sözlükten deyince hafızanin da anası ağlıyor

    o dersten kalmamı sağlayan sözü de yazayım ali şeriati nin bir millete yalandan efsaneler uydurmak o millete hizmet etmek değildir
  • tdk'nın kurulduğu yıllarda ortaya atılan teoridir.ama zannımca biraz suyu çıkarılmış bi konudur o zamanlar için söylüyorum.tamam türkçe'nin önemi ortaya koyulsun diye yapılmıştır ancak; niagara şelalesi mesela ne yaygara şelalesinden geldiği, ya da aristo'nun ali usta'dan geldiğine dair herşeyi kendimize bağlamışız bu kez de bu yüzden tutmamıştır bence.
hesabın var mı? giriş yap