• burada millet bilmiş bilmiş cevaplamaya çalışmış, laf falan sokmuş ama doğru cevabı yazan olmamış.

    neyse yazalım bari de, çok bilmiş profesörlerimiz de öğrensin.

    uzayda ısı transferi olmadığı için soğuyamıyor.

    uzayda ısı transferinin tek yöntemi radyasyondur. kondüksiyon ve konveksiyon yöntemiyle ısı transferi olmadığı için, güneş radyasyon yöntemi ile, (diğer iki yöntemle herhangi bir enerji kaybetmeden) dünyayı ısıtıyor. bu ışınların diğer saydığımız iki yöntemle ısı (enerji) kaybetmeye başladığı yer ise, evet doğru bildin atmosfer.

    edit: uzaklıkla ilgili tahminimden fazla dönüş geldi. körü körüne, "mesafe 2 kat artarsa, ışın 4 kat zayıflar", yok "bilmem neyin karesi kanunu!" demek yanlış olur. zira ışın mesafeyle "zayıflamaz", ya da enerji kaybetmez.

    çok detaya girmeden anlatayım. radyasyonla transferde mesafenin kabaca iki çeşit etkisi var, evet.

    birincisi ışık dalgaları, mesafe uzadıkça belirli oranlarda yayılırlar. bunun en güzel örneği, küçükken oyuncak olarak kullandığımız lazerlerdir. kısa mesafede iğne ucu kadardır, ama uzağa tuttuğunuzda genişler. ama bu ışık hüzmesindeki enerjiyi topladığınız zaman, kaynaktan çıktığı andaki enerji ile aynıdır (tabi ki, eğer ideal bir ortamdaysak, yani 100% vakumda) kısacası, kaynaktan çıktığında 100 birim enerjisi varsa, aydınlattığı yerde de 100 birim enerji vardır. mesafe, sadece yüzey alanının genişlemesine ve birim yüzey alanına düşen enerjinin azalmasına sebep olur.

    ikincisi ise, uzay bile aslında 100% boşluk değildir. bu nedenle ışınlar, uzaydaki bu parçacıklardan dolayı da belirli bir miktar enerji kaybetmektedir.

    o nedenle güneşe yakınlık ve uzaklık bir kriterdir ama tek başına bu yeterli bir açıklama değildir. eğer öyle olsaydı, güneşe en yakına gezegen merkür'ün, en yakın 2. gezegen venüs'ten kabaca 4 kat daha sıcak olması gerekirdi. ancak gelin görün ki, venüs merkür'den daha sıcaktır. nedeni de, yukarıda bahsettiğim gibi, yüzeyinin merkür'den daha büyük olması sebebi ile, aslında yolda enerji kaybetmeyen ışınlardan daha çok nasibini almasıdır. ama tüm bu saydıklarımızdan da etkilisi, atmosfer yapılarıdır.

    o nedenle, yukarıda belirttiğim gibi, güneş ışınlarında ısı transferi (enerji kaybı) ilk olarak atmosferde gerçekleşmeye başlar. yoksa güneş ışınları, mesafe yüzünden enerjisinden bir şey kaybetmez. her 1000 kilometrede bir, dur ya şu photonu da burada bırakayım demez. yüzey alanı genişler, birim başına düşen enerji azalır.

    ekşi şeyler editi: lan olm gecenin bir yarısı, 3 cümleyle özetlemeye çalıştım durumu. eksik dediniz. sabah iki paragraf daha ekledim, basit olsun diye. şimdi de bilimsellikten uzak diye mesaj atıosunuz. hadi ya? halbuki ben bu yazdıklarımı, mit de, quantum fiziği üzerine tamamladığım doktora tezinden almıştım. çok üzdünüz beni.

    lan olm manyak mısınız lan siz? newton'un, einstein'ın hayatını adadığı şu bilim dalında, 2 paragrafta ne kadar bilimsel olunabilir?

    her neyse şu entryi allah aşkına ekşi şeylerden çıkarın. hiç uğraşamayacağım milletle. adam gelmiş cam aç tartışalım, dediklerin yanlış diyor. asgafsdh.
  • cunku isi aktarimi uc yolla olur: iletim, tasinim ve isinim. iletim sicak bir katidan diger bir katiya olurken; tasinim akiskan bir madde yardimiyla ve isinim da isima* yoluyla olur. bu sonuncu yol* yuzunden isi boslukta kayipsiz iletilir. uzay da* bir bosluk olduguna gore...

    (bkz: simdi taslar yerine oturdu mu kucuk sincap)

    edit'e edit: isinimla aktarimda gunesin cekirdeginin sicakliginin kac oldugu onemli degil; isi alisverisi yapan iki maddenin birbirlerine bakan yuzeylerin alanlari ve sicakliklari onemlidir. bir de maddelerin isi yayma ve sogurma katsayilari onemlidir. gunesin butun isisi astronota aktarilmadigi icin astronot erimez. astronotun gunesi goren yuzeyinin gunesin astronotu goren yuzeyine oraniyla* isi aktarimi olur. yuzey alanlarinin onemi burada. gunesin isi yayma katsayisi kara cisim olmasi sebebiyle ne kadar maksimum olsa da astronotun kiyafetinin sogurma katsayisinin da o kadar dusuk* olmasi fazladan koruma sagliyor. ama tabii kiyafet olmasa da erime olmazdi; en fazla kizarma olurdu. yine de vucudun gunesi gormeyen kisimlarindan yapilacak isi kaybi daha fazla olacagi icin bir yuzu yanmis fakat icindeki buzu da cozulmemis kofte benzetmesi daha yerinde olur zannediyorum.
  • ufo gibi, ışığıyla ısıtıyor. kızılötesi ışık dalgaboyu ısı enerjisini taşır.
  • uzay boşluğunun sandığınız gibi "soğuk" olmaması ile ilintilidir.

    şurada bilimsel açıdan detaylıca anlatılıyor:

    https://www.kozmikanafor.com/uzay-ne-kadar-soguk/
  • bilim ışığı ile yanıp tutuşmak isteğiyle girdiğim başlıktan kanser olup çıkıyorum.
    başlığı açan kişiyi son derece takdir ediyorum, güzel başlık. başlığa bilim çerçevesinde tez ve antitez sunanları iki kere takdir ediyorum.
    ama hayattaki tek amacı bilmediği konularda ona buna bok atmak olan, laf sokup 1-2 fav alıp mastürbasyon yapan, sadece kendisi gibi düşük zekalıların güldüğü bkz’ler veren insanlardan tiksiniyorum.
    adamın teki gelmiş entry’nin altına komik olmayan şakalar yapıyor, bir diğeri “ahahah bunu mu bilmiyorsun” yazıyor.
    bunları yazan dangozların fen bilgisinin pamukta fasulye yetiştirmekten öteye gitmediğine eminim.
    hayır şu komik olmayan bkz’leri atan adamların diğer entrylerine bakıyorum hep aynı şeyleri yazıyorlar bu motivasyonu nereden buluyorsun.
  • soğur. temel düzeyde fen okuru olsan güneşe bizden daha yakın olan venüs'ün bizden daha sıcak, bizden daha uzak olan mars'ın daha soğuk olduğunu bilirdiniz. bir enerji kaynağından yayılan enerjinin ulaştığı noktadaki enerjisi aradaki mesafenin karesiyle ters orantılıdır. yani150 milyon kilometre uzaktaki dünyamızın bir metre karesine ulaşan enerji 100 milyon kilometre uzaktaki venüs'ün 1metre karesine ulaşan enerjinin %44'ü kadardır. tabi unutmadan, sıcaklık enerjinin bir fonksiyonudur
  • güneş ışığının sıcaklık olarak geldiğini sanan bir cahilin sorusudur. sorunsal falan da değildir.

    güneş ışını radyasyon olarak ilerler, sıcaklık olarak değil. yer yüzüne çarpmadan önce hala radyasyondur, çarpınca ısıya dönüşür.
  • bu kısımda kahkaha attıran başlık yazısı:

    "newton elma neden kafama düştü der, yerçekimi yasasını bulur. bizimkilere göre ise, bunu 3 yaşında bebe bilir, eheeuh ehee bu adam tam malmış yhaa der."
  • güneş ışığı; bir tür enerjidir, kütlesizdir ve sıcaklığı yoktur. sıcaklık ise kütlesi olan bir cismin özelliğidir. kütlesi olan cisim ısı enerjisi kazanırsa sıcaklığı artar.

    güneş ışığı, dünyaya gelip kütlesi olan cisimlere çarparak enerji kazandırır ve sıcaklığının artmasına sebep olur. sıcak olan güneş ışığı değildir, sıcaklık artışı -güneş ışığının cisme ulaşınca- cismin soğurma özelliğiyle ortaya çıkan tepkidir.

    "güneş ışığı enerjisini kaybetmeden nasıl dünyaya gelebiliyor?" diye sorabilirsin. daha doğru bir soru olur ve "çünkü önünde enerjisini kaybedeceği bir engel yok." şeklinde cevaplanır. uzay boşluğunda çarpabileceği bir kütle yok.
  • sorunsal olmayan, cevabı bilinen bir soru içeren başlık.

    (bkz: sözlükte tabu oynamak)

    ayrıca;

    (bkz: ota boka sorunsal deme sorunsalı)

    (bkz: zırt pırt her şeye zihniyet diyen sorunsal)

    (bkz: sözlükçülerin her şeye sorunsal deme sorunsalı)

    (bkz: #1893101)

    18 yıl evvel bile duygulara tercüman olunabilmiş.
hesabın var mı? giriş yap