• kendisine sorulan soru ve cevabı:

    -modernizm insanı mutsuz mu ediyor? çünkü mutsuz bankacı, mutsuz üniversite öğrencisi, mutsuz çalışanlar var hep öykülerinizde bu yüzden mi bir şey anlatmıyor bu öyküler?

    -“son yılların modası. twitterden modernizm eleştirisi yapmak vesaire. insan mutsuzdur zaten, bunun modernizmle ilgisi yok. insanın arzuları ihtiraslarıyla ilgisi var. bu arzuların ve ihtirasların sonucunda dünyanın aldığı şeklin adı modernizm.
  • ilk romanını genç yaşta yazan kişi. 4. tekil şahıs, vicdan sızlar ve kış bahçesi'ni art arda okudum., bir şey eksik geldi hep. twitter hesabında paylaştıklarına bakınca geçkin yaş ergenlik sorunları yaşadığını anladım.
  • kitaplarını almayı çok istediğim ama pahalı olduğu için bi türlü alıp okuyamadığım yazar. belki bu ay alırım...

    edit:aldım, parasına değdi..
  • hayata daha derin ve hassas açılardan bakan, baktıkça ve sorguladıkça genelgeçer kaidelere uyum sağlayamayan, uyum sağlayamadığı için normallerin (!) tüm hışımlı oklarını ya da inceleyici bakışlarını üzerine çeken, -her iki manada- çektikçe kabuğuna çekilen, o çekildiği noktada, derinde, meselesi yine de hep kendiyle olan, bunlara rağmen kırgınlığını ve kızgınlığını kimseden değil de hep kendinden çıkaran, kimseye değil de hep kendi bağrına bastığı taşlara çelme takan karakterlerin yazarı...

    ya da ben, kitaplarını okurken, serbest çağrışım adlı iflah olmaz arkadaşla el ele veriyor, algıda seçicilik yapıyorum.
  • düş kesiğini okuduktan sonra bir arkadaşla iddiaya girdim, eğer kitabı bitirebilirse 1000 lira kazanacaktı, yoksa o 1000 lira verecekti. 366 sayfa kitap, ne olacak ki, dedi, 240. sayfada pes etti. sayesinde 1000 lira kazandım, teşekkürler güray süngü.
  • kendisinin söyleşisine katılmıştım ve en keyif aldığım söyleşilerden biri olarak anılar haneme eklenmiştir. oldukça samimi ve dolu bir insan olduğunu düşünüyorum. bugün kendisinin doğum günüdür, iyi ki doğmuştur, hep yazadursunur..
  • oğuz atay ekolünden gelen ve dil üzerine dünyalar kurabilen yazar. dille öyle güzel kurgular yapar ki aynı cümleyi defalarca (farklı şekillerde) kursa da sıkmaz. "bestseller" açısından hala kıymeti harbiyesinin bilinmemesi üzücü.
  • kış bahçesi adlı romanını okuyarak tanıştığım, tanıştığıma memnun olduğum, başarılı yazar.

    biz yıllardır oğuz atay'ı, yusuf atılgan'ı kendimize kılavuz edinerek, sağlam eserleri okuyarak hayatı anlamaya çalışan yalnız insanlarız. kafka'nın yabancılaşması, atay'ın tutunamaması, atılgan'ın aylaklığı, sartre'ın bulantısı ruhumuzu şekillendirdi. kendimizi onlarla bulduk onlarla tanıdık. içimize döndük baktık, kendimizi yalnızlığımızı anlamaya çalıştık. bizimle aynı duyguları paylaşan, kendini ve hayatı sorgulayan yazarlarla, eserlerle tanışmak bizi hep mutlu etti. bu nedenle güray süngü ile tanıştığıma mutlu oldum. yazar, "zaten dünyada kafası biraz çalışan herkes aşağı yukarı aynı isimleri okurdu." diye ifade ediyor bunu kış bahçesi kitabında. kendisi genç bir yazar olduğu için zaman ilerledikçe bu yazarlarla beraber daha sık anılmaya başlayacaktır, orası kesin.
    ruhunuzda ayrıksılık varsa siz de güray süngü'yü okumalısınız. yok ben hızlı akan, olay ağırlıklı, çok satan kitapları seviyorum diyorsanız, uzak durun.

    kış bahçesi romanıyla ilgili de birkaç söz etmek isterim daha sonra.

    edit: birkaç sözün ötesinde geniş çaplı bir tahlile dönüşen entry için (bkz: #86007160)
  • yeni romanı (bkz: az kalan gölge) dün çıkmış yazardır. bazen şey diyorum iyi ki şu zamanlarda yaşıyorum. bu zamanlarda yaşamasam güray süngü romanı okuyamayacaktım.
  • insan kendi garipliğini başkasından duyunca kendisinden korkmaya başlıyor. insana zaten kendi garipliği gariplik gibi gelmez ki."
    -sayfa 196.
    az kalan gölge, güray süngü.
    8 tane romana sahip olan milenyum sonrası takip edilesici yerli yazarlardan.
hesabın var mı? giriş yap