• bu adamın mizahını sevenler için minik iki tavsiye:

    (bkz: the league of gentlemen)
    (bkz: inside no. 9)
  • ingiltere'nin tarantinosu derler. bana sorarsanız kıyaslanamaz ikisi de bebeklerimiz. ama itiraf etmeliyim ki guy ritchie'nin tarzı, sunuş şekli benim için daha keyifli :). (ayrıca filmlerinde kullandığı müziklerin hepsi ayrı ayrı çooooooook iyidir.)
  • tarantino'dan daha çok sevdiğim, ryan murphy'den daha az sevdiğim yönetmen.
  • az önce "the gentlemen" i izledim. güzel yazılmış ve eğlenceli. yaratıcı bir adam. tarantino ile kıyaslamaya gerek var mı? bence yok, ikisi de keyifle izleniyor.
  • kendisi yani orijinal guy ritchie muhtesem filmler ceken kendine ozgu bir sinema dehasi ve kurgu ustasidir. ama soyle bir konu var;

    (bkz: türk sinemasında guy ritchie şablonu)

    (bkz: türk sinemasında guy ritchie dönemi)

    eger bu adam olmasaydi son 20 yilda cekilen turk filmlerinin yuzde ellisi olmazdi herhalde. gunumuzde artik akli basinda herkese gina getiren turk filmi sablonu var ya hani soyle bir sey;

    -her biri birbirinden tuhaf, korkutucu ama bir yandan da komik buyuk mafyalar,

    -bunlarin filmin baslangicinda bir anlik goruntusunun dondurulup pastel hale getirilerek ozelliklerinin anlatilmasi,

    -tesadufen veya kendi hallerinde cakallik yapmaya calisirken kendilerini devasa ve karmasik olaylarin icinde bulup istemeden buyuk suclara karisan alik bir kisi/grup,

    -arka planda eski zamanlardan kalma hareketli sarkilardan olusan adeta dj listesi gibi bir soundtrack,

    -olaylarin yavas yavas cigirindan cikmasi, ve en beklenmeyen karakterin en kapsamli plani yaptiginin sonradan ortaya cikmasi

    vesaire vesaire.

    son yirmi yildir turk sinemasini esir alip aile filmlerinde bile ortaya cikan "olaya mafya karismasi", "korkutucu ama komik ve egzantirik mafya liderleri", "zengin olmak icin suc islemeyi planlayip ellerine yuzlerine bulastiran arkadaslar" temalari bu elemanin filmlerinden birebir alintidir.

    hatta oyle ki cogu filmde ritchie rich abinin filmlerindeki efektler, muzik ritmleri, kamera acilari hatta benzer mekanlar birebir kullanilir. buna cogu kisinin son donem turk sinemasinin efsanesi dedikleri ve absurd komedi ornegi sanilan butun o dandik filmler de dahildir(absurd komedi oyle bir sey degil zaten). en populer unlulerin oynadigi birbirinden bagimsiz ama guy ritchie filmlerinin kotu birer kopyasi olan bu filmlerin ovulmesi ise utanc sebebidir. inanmazsaniz guy ritchie'nin butun filmlerini seyredip sonra turk sinemasindan son 20 yildaki "eglenceli tiplerin suca/mafyaya karismasi" temali filmleri seyredin, hatta aile komedi filmleri diye yutturulanlari da seyredin neredeyse sahnesi sahnesine calinti oldugunu gorursunuz.

    nasil ki john carpenter habersiz olarak yesilcam filmlerine soundtrack yaptiysa, yani adamin kendi filmleri icin yaptigi muzikler ondan habersiz/izinsiz/telifsiz olarak yesilcam'da kullanildiysa, guy ritchie'nin film sablonu da son 20 yilda turk sinemasindaki butun yeteneksiz unlulerin caldigi bir kaynak olmustur.

    isin daha da tuhafi guy ritchie'in her filminde mutlaka bir turk muhabbeti gecmesidir. kalp kalbe karsidir mi diyelim ne diyelim bilmem ki.

    not: niye guy ritchie de quentin tarantino degil derseniz, tarantino'nun tarzi bu yeteneksizler icin fazla vahsi kaciyor herhalde ne bileyim.
  • sözlükten saruman beyciğim kendisi hakkında güzel bir video hazırlamış.

    (bkz: https://youtu.be/psfpjet0m7a)
  • kameranın objeyle senronize olduğu ve hareket sırasında objenin sabit arka planın hareket ettiği bir çekim tekniği var ilk rocknrolla da daha sonra da sherlock holmes ve arthur da görmüştüm. bunu ne olduğunu bilmediğim bir türk dizisinde gördüm neden izliyordum o an bilmiyorum ama tuhaf gelmişti. yani gelecekte iyi şeyler çıkartabilir böyle çalıntı teknikler. üzerine bir şey koyarlar falan belki. türk sinemasının önündeki engel bence bütçe fikir intihal veya yetenek eksiği değil bence sansür. o yüzden izlenmeyecek salak saçma filmler çıkmasını eleştiremiyorum.

    kabaca bir sahne oluşturayım. bir kürt düşünün organize suç çetesinde tetikçi. bir evi basıyor sonra kuranda olmayan bir sözde kuran ayeti okuyup adamı öldürüyor. ne yaparlar bu filmi çekeni çektireni o rolü oynayanı o senaryoyu yazanı bir düşünün. ne kadar farklı sosyal gruptan tepki geleceğini hayal bile edemiyorum böyle bir şeyin zaten yayınlanmasının imkansız olduğunu gözardı etsem bile...
    pulp fictiondaki meşhur sahnelerden biri bu.

    adamlar arabaların markalarını kapatıyorlar yahu bi düşünsenize türkiyede günlük hayata dair bir muhabbet kuracaksınız filmde ama marka kişi kurum kuruluş olmayacak içinde. dahası kötü alışkanlık olmayacak. ahlaki normlara uygun olacak. yok yani. görmezden gelmek en iyisi çünkü gerçekten eleştiri götürecek, filmi yapanlardan kaynaklanan bir sorun yok.
  • bana bazı yönetmenler hep aynı filmi çekiyormuş gibi geliyor. yani tam da eleştirmek için söylemiyorum bunu ama bu hissi yaratıyorlar bende. alejandro gonzalez inarritu ve cohen kardeşler'den sonra guy ritchie'yi de bu yönetmenlerin arasına dahil ediyorum. filmlerini deli gibi takip ettiğim yönetmenler değil bunlar, hepsinin 3-5 filmini seyrettim en fazla, seyrettiğim filmlerini de sevdim aslında, ama oluşan his tam olarak bu. benzer konular, benzer tercihler, benzer teknikler. gerçi inarritu'nun birdman filmi diğer filmlerinden oldukça farklıydı diyecektim ki the revenantda onun filmiymiş. ama benim aklıma inarritu diyince hala babel, 21 gram, amores perros geliyor.
  • ritchie filmlerinde dikkati çeken en önemli unsur şüphesiz diyaloglardır.uzun ve insanı düşünmeye sevk eden aynı zamanda güldüren diyaloglar,kurgudaki karmaşayı ve epik finallerden bahsetmiyorum bile. mesela lock, stock and two smoking barrels ,rocknrolla ve snatch hiç süphesiz aynı ayarlarda filmlerdir.snatchdeki çingeneler,rocknrolladaki ruslar, lsts'deki hippiler, dikkat edildiği takdirde bütün filmlerinde enteresan bir gruplaşma ve trajik olay örgüsü var neyse uzun lasın kısası iyi yönetmendir filmleride şiddetle tavsiye edilir swept away diye bi filmi var onu tavsiye etmem ama, vakti zamanında madonnaya cakarken onun gönlünü almak için çekmişti o filmi yamulmuyorsam.
  • ın guy ritchie's cinema, there is a fundamental thing. that thing affects people all the time. that thing is a fund, which is money. around the money, everything changes except itself money. while ritchie is using this method, he also uses british humor. ıt's typical british
hesabın var mı? giriş yap