• isterdim. el yazım/yazılarım çok güzel. ondan bahsetmiyorum. güzel yazmak isterdim. yazdığım şeyler insanlara bi şeyler hissettirsin isterdim. yoksa çalışkan kız gibi yazılarım var.
  • yaşanmışlık ne kadar çoksa o kadar çok yazarsın. yaşanmışlık ne kadar güzelse o kadar güzel yazarsın.
  • yazdığının, sadece okunabilir değil; aynı zamanda hissedilebilir olmasıdır.

    bir yazar; karanlığı yazdığında ürpertiyor, uçurumu anlattığında heyecanlandırıyor, sobayı anlattığında ısıtıyor ve yağmuru anlattığında ıslatıyorsa iyi yazıyordur.
  • becerebilenlerin ortak özellikleri tertipli, titiz, akıllı ve başarılı olmaktır. bugün artık hayatta olmayan, çok büyük bir hukuk profesörünün lisede tuttuğu bir felsefe defterini gördüğümde bundan emin oldum.
    defter tertemiz, yazı inci. ilk sayfa boş bırakılmış. bir sonraki sayfada fransızca "insan, evrene mana katan varlıktır" yazıyor. defterde yer alan konular lise düzeyinin çok üstünde. belli ki sadece derste not tutmamış, okumalarıyla harmanlamış. içinde minik quizler var defterin. hepsinden yüksek notlar almış. yazı quizde de çiçek gibi; temize çekilmiş, okumalarla zenginleştirilmiş defterde de. defterin son sayfalarını ise kavram dizinine ayırmış. bu hoca bunları yaptığında 15-16 yaşlarında muhtemelen. mühim bir insan olacağı hem yazısından hem de emeğinden belli. bu yüzden ben güzel yazmayı becerebilen herkese imreniyor ve saygı duyuyorum.
  • zihne estetize bir rahatlık veren tatlı kabiliyet...
  • hayatın telaşesinin ortasında kendine ait minicik bir ânı bile yakalayıp oluşturmak için amansız mücadeleler vermek zorunda kalanların hiçbir zaman sahip olamayacağı kabiliyet.

    yıllar boyunca, kitaplarımı en olmadık köşelerde ve en alakasız-düzensiz vakitlerde okuyabildim ancak; aklıma düşen notları da ya yolda bir yerlere koştururken ya da mesuliyetlerin neticesi işleri halletmek için boğuşurken elime/koluma veya en yakın kâğıt parçasına karalayabildim. dolayısıyla, okuduğum kitapların özetlerini ve ilgili yorumlarımı onlarca ajandaya taşımış olsam da yazım iyileşeceğine gitgide kötüleşti, çalakalemleşti mecburen. o karalamalar, unuttuklarımı hatırlatma vazifesini görüyor mu görüyor, ötesini çok da önemsemiyorum aslında, zira benden sonra saklanmayıp imha edilmelerini vasiyet etmişim, içim o yönden rahat; fakat inci gibi yazıları olan ve omuz omuza hüsn-i hat ve kaligrafi çalışan yeğenlerimi izledikçe gıpta ediyor, intizamlı özenlerine imreniyorum.

    geçenlerde, bir kitap vesilesiyle tanıştığım, dikkate değer tavsiyelerinden dolayı iletişimde kalmayı istediğim kişiye mail adresini yazması için not defterimi vermiştim,defterime tekrar ancak dün bakabildim de inci gibi özenerek, çok zarif bir yazıyla kaydetmiş olduğunu gördüm. normalde hatırlatıcı notlarımı ve öyle bilgileri bilgisayara geçirince siler, defteri rutin yoldaşlığı için temizlerim ama o yazıyı silmedim, kıyamadım, hoş bir örnek olarak orada dursun bakalım.*
hesabın var mı? giriş yap