• eğer doğruysa erkek milleti olarak topluca cenneti garantilediğimizi gösteren önerme. ben şahsen bugüne kadar bu yolla kazandığım sevapların sayısını düşünemiyorum.
  • meger platon dusuncesi imis. felsefe ile alakadar kisiler sanirim dahaverimli acilardan aciklamalar getirebileceklerdir.

    yanlis hatirlamiyor isem platon'un ladder of love isimli hiyerarsik bir merdiveni bulunmaktaydi, ve her basamaga sevginin ya da guzelligin asamalarini yerlestirmisti.

    tahmin edilecegi uzere merdivenin en alt basamagi maddesel guzellikten dogan sevgiyi temsil ederken, en ust basamagi da ilahi aski temsil etmektedir.

    yani maddesel bir guzelligi severek baslamak ilahi guzellige ulasmanin ilk adimidir. maddeden dogan bir guzellik, tanrisal guzelligin bir parcasidir bu nedenle. maddesel bir guzellik bir kadin, bir erkek bedeni olabilir ve bunu severek ya da begenerek tinsel guzellige ulasmanin ilk adimi atilmis olur.

    ve evet o yuzden guzele bakmak, maddesel guzelligi takdir etmek sevaptir ilahi guzellige ulasma baabinda. platon'un yalancisiyim.
  • türkçe'nin diriliş hareketi isimli tuhaf bir feysbuk sayfasına denk geldim. orada bu atasözünün ya da deyişin ya da deyimin doğrusunun: "güzel bakmak sevaptır" olduğu söyleniyor. ben de hemen buraya koşup bir bakıyım dedim, değerli dostlarımdan bunu yazan açıklayan birisi var mı? yok umuş meğer. evet. o tuhaf sayfanın altını çizdiği diğer şeyleri de buraya kopyalayım. belki ilgilenen olur.

    yanlış bildiğimiz atasözü ve deyimlere örnekler

    1. "güzele bakmak sevaptır" değil, "güzel bakmak sevaptır" biçimindedir.
    2. "azimle sıçan duvarı deler" değil, "azimli sıçan duvarı deler" bçimindedir.
    3. "göz var nizam var" değil, "göz var izan var." biçimindedir. (izan: anlayış, anlama yeteneği. nizam: düzen, kural)
    4. "eşek hoşaftan ne anlar" değil, "eşek hoş laftan ne anlar" biçimindedir.
    5. "aptala malum olurmuş" değil, "abdala malum olurmuş" biçimindedir. (aptal: alık. abdal: derviş)
    6. "kısa kes aydın havası olsun" değil, "kısa kes aydın abası olsun" biçimindedir. (aba bir giysidir ve aydın efesinin abası kısa ve dizleri açıktır.)
    7. "su uyur düşman uyumaz" değil, "sü uyur düşman uyumaz" biçmindedir. (sü: asker)
    8. "saatler olsun" değil, "sıhhatler olsun" biçimindedir. (sıhhat: sağlık)
    9. "su küçüğün söz büyüğün" değil, "sus küçüğün söz büyüğün" biçimindedir.
    10. "elinin körü" değil, "ölünün kûru" biçimindedir. (kûr: mezar, gömüt)
    11. "sıfırı tüketmek" dğeil, "zafiri tuketmek" biçimindedir. (zafir: soluk)
    12. "eni konu" değil, "önü sonu" biçimindedir.
  • ingilizcesini bulsam pickup line olarak kullanacagim
  • icinde gecen "guzel"in kullanildigi anlamin bildigimiz fiziksel guzellik olmadigina gonulden inandigim soz. denilmek istenen "guzele bak (iyiye manasinda), ondan bisiler kap"tir. evet.
  • geçen gün bir arkadaşla yolda yürürken aramızda geçen saçma sapan bir diyalogdan sonra aklıma bu konuda ticari bir fikir geldi. yolda yürüyoruz, kafayı bir çevirdim bizimki bana bakıyor.

    lise hazırlıkta kendisine doyduğum için indirect speech kasmadan diyalog şeklinde vereyim:

    -* ne bakıyosun lan?
    +* bakarım parayla mı?
    -* parayla tabii, sevap kazandırıyoruz şurda..

    buraya kadar olayın bi esprisi yok. sözlüğe yazmaya kalksam ne yaran diyaloglara girer ne kendini beğenmiş iddialı erkek laflarına süper bir örnek teşkil eder. ha bir miktar ego kokuyor mu, evet. ama o başka konu.

    neyse diyaloğun arkasından beni bir düşünce aldı..

    böyle düşünceler beni arada alır. malum* yaş 19, yakında 20 olur; yavaş yavaş hayata atılmanın zamanı geliyor. parayı nerden vururuz sorusu kafa kurcalamaya başlamış. dolayısıyla artık zevzek diyalogları takip eden ciddi sessizlikler meydana çıkmaya başlıyor. bu sessizliklerde de bu aralar para konusu kafamı kurcalıyor. neyse kişisel ve gereksiz ayrıntıları geçip konuya gelelim..

    en son beni düşünceler alıyordu.. bu sefer şöyle bir ticari hamle kurdum kafamda: üzerinde dev puntolarla güzele bakmak sevaptır yazan bir afiş hazırlasam, başlangıç için tanıdık bir güzelden rica etsem, hatta iki cinsi de memnun etmek için bir kadın bir erkek seçsem, bunları da afişin altına koyup bilet kesmeye başlasam.

    bakmanın iki dakikası bir lira.. böyle türbelerin yoğun olduğu, bu olaya ilgi gösterebilecek vatandaş popülasyonunun dolaştığı yerlere gitsem işe başlasam.. "hanımlar beyler.. yüce rabbimizin yarattığı bu güzelliklere bakın, sevabınıza sevap ekleyin.." bunu yiyen çıkar mı acaba diyorum..
    `
    malum:bu sefer malum` memlekette o kadar çok dangalak var ki.. dangalak demeyim diyorum, ama cidden öyle.. bunu da yiyen çıkar yani. sonra işi büyütsem, her caminin yanına bir güzel.. bir süre sonra medyanın ilgisi gelecek muhakkak, o noktadan sonra köşeyi döndüğüm garantilenmiş olur. artık güzelleri yarışmayla seçerim, bir de televizyon kanalıyla anlaştım mı işlem tamamdır.

    bu ülkeden köşe böyle dönülür arkadaş. itirazı olan varsa;

    (bkz: türkiye)

    edit: tabii şöyle bir durum var.. bakınızda da yazarın gayet güzel belirttiği üzere burası türkiye. böyle cin fikirli çok yani.. o yüzden ilk kez benim aklıma gelmemiş olabilir. eğer öyleyse daha önce akıl edeni kutlar işime bakarım. ama sonradan şerefsizim aklıma geldiydi derse zırnık koklatmam bu da ek bilgi olsun..
  • bakarken, iman dolu iç sesin, yaradan'ı kudretinden ve yaradılana hayranlıktan daha da yüce gören söylemlerinin getireceği sevabın sadeleştirilmiş deyişi.
  • eğer gerçekten böyle bir şey varsa hollanda ve almanya'da ki güzellerden sonra cennetliğim. bu kadar sevap bünyeye fazla..
hesabın var mı? giriş yap