• müzik bile dinlemek istemediğim anlarda dinlemek istediğim tek şey. (bkz: satie)
  • varolan tüm hisleri, duyguları, varlığı ve hatta renkleri suyun üzerine bıraktığınızda, her birine dokunarak sizi hepsinin sınırlarında dolaştıran erik satie şaheseri..
  • erik satie'nin "gravely" olarak nitelendirdiği gymnopedi serisinin üçüncü parçası.
    hüznün, mutsuzluğun ve umutsuzluğun müzik dilinde tanımıdır bu eser bence. en içinden çıkılmaz duygularla boğuşurken tek zevk aldığım şey bu müziği hissederek dinlemek sanırım.
  • bi ara hangi uygulamada buldum hatırlamıyorum. çok deli versiyonları vardı bunun. çan sesi filan. elektronik bir şeylerle birlikte. baya güzeldi. spotifyda filan yok. gören eden olursa bana haber verirse sevinirim. satie severiz. ama dört nala çalmayın şu adamı nolur. hızlı hızlı gelince hiçbir anlamı kalmıyor gözümde.
  • çok sade bir erik satie bestesi.

    bir çok insanda huzur, hüzün vs gibi hisler oluşturabilecek bir besteyken, her dinlediğimde sanki yüksek bir yerden düşüyormuş hissi uyandırıyor bende. hiçbir şeyi, hiç kimseyi umursamadan kendini boşluğa bırakmak gibi. öyle hafif hissettiriyor insana kendini.

    adı gibi öyle sade, her şeyden, her türlü sıfattan, kimlikten arınmış bir beste.

    .
  • henüz ismini bilmezken, rastgele kulağıma çalınmış gymnopedie no. 1'e ne kadar benziyor derken onun kardeşi çıkan erik satie şaheseri.

    no. 1 insanın içindeki yenilmenin ve umudun birleşmesinden gelen şiddetken; no. 3 gülümseyerek susmanın parçasıdır. elinden gelen ne varsa yapıp ardından kenara çekilmenin, olağanı akışına bırakmanın ama hiç kızgın olmamanın...
hesabın var mı? giriş yap