• esasında labirent olarak inşa edilen ama daha sonra edebiyat fakültesine çevrilen binada her kaybolduğumda bir şekilde önüne çıktığım bölümdü.
  • kıymetini sonradan anladığım, benim zamanımda asistanların çoğunun hocasından(mesela harun tepe, aydan saylan ve türevleri) çok daha kaliteli olduğu(şimdi hepsi -maşallah- doçent oldu) canım okulumdur. özlüyorum be..
  • kim kime neyi zehir ediyormus bilemiyorum da hakikaten insanin beyin kivrimlarinin icerisinde gecen kavram, mantik ve sorgulama simseklerini hissetmesini saglayan bolum. bolumum.
  • arada bi ugradigim,
    ama her ugradigimda beynimin çorbaligi asip,
    asure kivami aldigi yer.
  • bu bölümde kant'a, bırakın dik dik bakmayı, şöyle hafiften yan yan dahi bakan herkesi saniyesinde marizliyorlarmış diye duymuştum. hatta kantininin adı bile "kant'in" imiş de içecek olarak sadece kant satıyorlarmış.
  • hocalarının, bugün "sokrat demekle sokrates demenin ne farkı var?" diyen zihnin yarın felsefe metnindeki incelikleri, mantıksal akışı takip edemeyeceğinin farkında bulunmakla "özel" oldukları bölümdür.
  • bir garip bölüm. hocaları gereğinden fazla kuralcılar bana göre. bir de aristoteles ve sokrates takıntıları bulunmaktadır. asla sokrat veya aristo değildir.

    ö-sokrat'ın da dediği gibi...
    h-sokrat kim? ben öyle birini tanımıyorum!
  • türkiyede en iyi felsefi asure olunabilecek bölüm.
  • türkiye'deki diğer birçok felsefe bölümü düşünüldüğünde iyi sayılabilecek bölüm.*
  • bölüm dışına verilen mantık dersini alanların büyük bölümünün, bu dersi iki ya da üç kere almak zorunda kaldıkları bölüm.
hesabın var mı? giriş yap