• babaannemin dedeme seslenirken söylediği kelime.
  • başlangıç sahneleri etkili bir dizi, syriana* havası var.
    madem diyaloglar işportaya düştü http://www.vatanim.com.tr/…ki_detay&hkat=1&hid=9001
    e biz de bir iki kelam edelim:

    tuncel kurtiz (hacı) müthiş. ak sakal açmış kendisini, bu zamana kadar yarattığı ters karakterin de tamamen tersine, fakat tersi geldi mi de çok sağlam. büyük bir ailenin sahibi. kardeşi fikret kuşkan yani faruk gesili ankara’da ihale kovalıyor. fakat ortağı ya da yardımcısı görünen adamla dialogları oldukça kısır.

    başkomiser rolü sırıtıyor, başka bir diziden montaj gibi. ne gereği varsa memoli tadı dizinin ciddiyetini zayıflatıyor. hayır madem kayseri çekimleriyle 3-0 öne geçeceğiniz valerenga maçını bu sahnelerle 3-3’e vereceksiniz, albay zafer atabay rolündeki aytaç arman boşuna mı konuşuyor, hacı oğluna haybeye mi nutuk atıyor.. belki de “ulan dizi çok siyasal oldu, dur şu esprili (!) sahneleri koyalım da kimse ilişmesin” saikiyle yapılmıştır. ama hiç olmazsa espriler biraz komik olsaydı..

    aytaç arman laikliğe bağlı bir türk albayı. çekirdek aile sahibi. fakat dini meselelerde biraz keskin. “türban türbandan fazlasını temsil ediyor diyerek net tavrını ortaya koyuyor. çocuğunun okul toplantısında kürsüye çıkarak yaptığı konuşmada siyasal islamcılara bodoslama giriyor. tuncel kurtiz’e oğlundan dolayı postası, kurtiz’in ustaca manevrası:

    albay: oğluna sahip çık. devlet düşmanlarıyla işbirliği yapıyor.
    hacı: eğer bu dedüğün doğru çıkar iseee oğlumu asıp, (buna güvenlik güçleri müdahale etmez mi. ha gece yarısı yapar) kurtuluş savaşında kullandığım mavzerle kendimi vururum.
    albay: ben anlamam.(oldu mu şimdi bu kadar edebiyata bu cevap) oğlun ayağını denk alsın..

    bu arada albay’ın geldiğini gören radikal dinci oğul ahmet arka kapıdan sıvışır.

    hacı’nın radikal dinci evladı ahmet’in çıldırması çok sık. dizi huzurunun hasan şaş'ı diyebiliriz; işte babasıyla dialogu:
    -evladım dinimizde devlete itaat esas değil mi?
    -o kuranı rehber alan yöneticilere itaat baba. (o argümanı geçeceksin babalık der gibi bakar)

    ahmet’in, abisinin eşi şeyda’ya sırf açık giyiniyor diye “sen şeytansın diye saldırması.” şirkette sürekli huzursuzluk çıkarması..
    hacı, yani babası yine müdahil oluyor:
    - ayıp bu yaptığın abinin nikahlısı o, benim de kızım sayılır vs vs..
    - nasıl? kızın başını açsa, ve bunun gibi açık giyinse kabul mü edeceksin? (agresyon üst seviyede, uzlaşma olanaksız, error)

    dizide atv logosu, ekranı, haberleri ve korcan karar görünüyor sık sık, bunu halletemeleri lazım: show’a geçtiler çünkü.
    gazeteci zeynep tandoğan rolündeki ayşe şule bilgiç iyi kıvırmış (gerçekten de hele istanbul trafiği bu hale geldikten sonra bir gazetecinin aracı motorsiklettir. ama gsxr değil tabi)
    lady rolündeki sema aşırı iyi, adeta zehir. fakat bürokratlardan tepki gelebilir; "ne yani biz her bize asılan kadının isteklerini yerine mi getiriyoruz diye" sauna çetesine atıf var nihayetinde.
    lady geçtiği ortamları libido seline boğuyor. seks saçan bir kadın..
    semih saygıner eh.. pek parlak değil, ama yine de önümüzdeki bölümlere bakacağız.
    cüneyt ülsever diziye adını veren hacı kitabından yargılandı. bazı olaylar için “biz bunları arşivden aldık.” demiş. gerçekten de dialoglar gerçek gibi . işte faruk gesili'ye ihaleden çekilmesi için gelen telefon:

    - o ihaleden çekileceksin..
    - hah ha ,çok korktum. niyeymiş o?
    - sağlıklı yaşam için..

    selçuk özer abd konsolosluğunun verildiği resepsiyon sahnesinde kısa bir süre görünüyor. havası iyi, abd başkanını oynamasa sırıtmaz. lady de yanında ki.. heey hey!

    şimdi biraz tokada çıkalım:

    gesili holding, plazasına adını çıkartma harflerle mi yapıştırır? evkur firması gibi..
    jtv diye kolpadan tv kanalı zorlama olmuş. logo falan aceleye gelmiş. oysa bir istanbul masalı’nda arc holding cuk oturmuştu. jtv ne ya? türkiye’de tutmaz bu kanal.

    efektör bülent koparan ve makyöz şükran tanrıverdi işini iyi yapanlar. yönetmen şahin gök’ün kafası prodüksiyonla ilgili noktalarda karışık olabilir. şimdi laf soksak olmaz bazı sahneler çok iyi. ama alkışlasak da yeri değil, zorlama sahneler var. kervan yolda düzelir deyip, geçelim..

    tuncel kurtiz’in eşi rolündeki sevda ferdağ için kolay bir maç. çok zorlanmadan iyi bir iş çıkarıyor. filmde kalp hastası zaten, ilk bölümde de sürekli kalbi rahatsızlanıyor. bir kaç bölüm sonrasını allah gecinden versin, çıkaramama ihtimali var.

    tuncel kurtiz’i anlatmaya gerek yok diyenlerden değilim. keza üstad bugüne kadar hep bu ara paslarla geçildi. kurtiz dizinin ağırlığı. yeşilçam’ın eski oyuncuları dizilerde oynamalarını rasyonalize ederken maddi sıkıntılarını öne sürer. oysa bazı diziler çok güçlü, onda çok para olmasa da oynanır. işte tuncel kurtiz, hacı’ya bu ağırlığı veriyor.
    zaten öyle görünüyor ki, mukavele mali değil fikri olmuş evvela.

    “allahım ne ettim de bana böyle bir ceza verdin” serzenişinden birkaç dakika sonra albay’a çıkışma moduna geçişi ustaca. zaten iki ruh hali arasında öyle bir raksediyor ki, diziyi film havasına sokan da bu.

    bir de dizideki minik karakter. dx ball‘da ilk seviyenin en başında sürekli elenen. ve bu beceriksizliğine öfkelenerek maalesef yerinde sayan sevimli küçük kız. başta hacı olmak üzere aile fertlerinin alabildiğine şımarttığı esmer ve tombul kız. herkese tuncel kurtiz’den masallar dinleyerek geceyi etmek nasib olmaz. çok bilmişliğinde bunun da etkisi var.

    çevirmeli cam ise yiğidi bozuyor. albay zafer, ahmet’le karşılaşınca bindiği araba duruyor. camı kendi açıyor, karizma sıfır. o sahnenin hakkı elektrikli camdır. hem de power düğmeli, elini de basılı tutmayacak. tek hareketle cam full açılacak. bir yandan açıyor, bir yandan laf yetiştiriyor. tutukluk yapsa cam ne olacak?

    bahsi edilen zayıflatıcı sahneler

    özel bir iş için görevlendirilen komiser yağız’ın hemehn hemen tüm sahneleri. ama en çok operasyonu canlı(!) yayın veren televizyonun kamerasından annesine el sallaması. o neydi ya? ayrıca televizyon operasyonu lig tv gibi izliyor herhalde 17 ayrı kameradan bir oraya bir buraya geçerek. ham bant olacak abiciğim o, insanların kafası falan geçecek belki kadrajdan.. yok canım..

    ihaleyi engelleme sahnesi komik. bakanlık merdivenlerinde dosya sahibini kelimenin tam anlamıyla engellemek. tutuyorlar adamı vs. elinden dosyasını alıyorlar. sonra da yırtıp çöpe atıyorlar. bu ne ya?

    poliste özel görev için seçilen adamın operasyondan annesine el sallayan şahıs olması da bambaşka..

    fakat mevzu o kadar elektrikli ki, bunların hiçbiri göze görünmüyor. ha ben gördüm ayrı mesele*.

    müzikler iyi, biraz tekke müziği havası verilmiş; aslında tekke müziği değil onlar ama yine de güçlü ritmler barındırıyorlar.

    "nerden izledin la" diye mesaj atan arkadaşlara toplu edit: söyleyemem. ama ille de bir cevap gerekiyorsa türkmeneli tv, uhf bandı 82341
  • uefa kupasi sampiyonluk macini parken stadyumunda canli olarak izlemis galatasaray taraftarlarina camia icinde yakistirilan lakap
  • üniversitede okuyan gencin neden türban eylemi yaptığını açıklarken "ben ülkemde herkesin özgürlüklerini yaşamasını istiyorum...bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" diyip türban savunmasında nazım hikmet'i kullanarak devrim yapmış dizi...
  • şartlarından biri olan "hac arafattır" hadisinde de belirtilen , arafatta vakfeyi gerçekleştirmiş kişidir. dönenler ısrarla tekrar gitmek istediklerini söylerler, onları sadece hacılar anlar.
    (bkz: #6917831)
  • genelde egelilerin birbirlerine seslenmek için kullandıkları kelimedir..abi, hocam gibidir..ama onlardan daha derin bi anlatımı vardır..bi süre sonra her cümleye hacıyla başlarsınız..tabi duymaya alışık olmayan insanlar için garipsenebilecek bi durumdur bu..
  • ilk bölümünde en büyük falsosu polisin yaptığı operasyon sahnesi ve genel olarak komiserle ilgili sahneler sanırım. senarist ortalama amerikan filmlerinden o kadar etkilenmiş ki bu bölümlerde karşımıza, 90'larda çocuk olan biri olarak ben diyeyim kylie masters, sen de memoli kırması bir komiser çıkıyor. şahsen, rehine kurtarma operasyonunda ben bir an suçlulardan biri "hey adamım git işine ha" diğeri "seninle işimiz yok aynasız" der diye bekledim. gesili ailesinin hiperultra yobaz ve sosyapat çocuğunun şaaeeytaaaeen nidaları da ilk başta bu ne lan diye güldürse de sinir bozucuydu evet. sonuçta henüz sadece ilk bölümünü izlediğimiz oldukça bıçak sırtı bir konuyu mesken etmiş, geneli gerçek ve iyi oyunculardan oluşan bir dizi.
  • yarrak gibi bir dizi olması hasebiyle öldürürken, müziğindeki ney esintilerinin başarısıyla hakkını teslm ettiğim yiğit.
    kurtlar vadisi benzeri nispeten ağır bir dizi yapmaya kasan yapımcılarının, konuyu bölümlere yaymak yerine, amerikanvari bir biçimde takır tukur daktilo sesleri eşliğinde, bütün karakterleri ilk bölümden tanıtmaya kasması sonucu derinliği ortalama sitcomları geçememiş malesef.
  • dizideki yobaz genç karakterini canlandıran ahmet'i de yine umut tabak seslendirmiştir.

    (bkz: umut tabak)

    yeter artık eskittiniz çocuğun sesini. açtığım her dizide aynı sesi duymaktan bıktım. biz o sesi polat alemdar* olarak tanıdık. şimdi de karşımıza emrah*, keremcem*, kıvanç tatlıtuğ*, şöhret dizisindeki pis sakallı mert isimli kişi ve hacı dizisindeki yobaz ahmet olarak çıkıyor.
  • adil davranmadıktan sonra
    hacı hoca olmuşsun kaç para
    hırka , tesbih , post , seccade güzel ama
    tanrı kanar mı bunlara

    (bkz: ömer hayyam)
hesabın var mı? giriş yap