• bu kapı, bir zamanlar orada bulunan bir yazıta göre, 5 130 yılında romaimparatoru adrianua’un kenti ziyareti onuruna yapılmış ve bu kanıya imparatorun adı verilmiştir. üç gözlü kapısından dolayı antalya’nın yerli halkı bu kapıya üç kapılar adını vermiştir. kapının ve dış yüzleri birbirinin aynısıdır. zamanla yıkılan kapı, 1961-62 yıllarında restore edilerek bugünkü görünümüne kavuşturulmuştur. bu üç kemerli zafer takının tavanları antalya da yetişen çiçek ve meyve çiçeklerinin kabartmaları ile süslüdür. kapının iki tarafında biri roma, diğeri selçuklular devrine ait iki kule yükselmektedir. kapının üzerinde bugün izleri kalmamış olan ikinci bir kat daha vardı ki, bunun üzerinde imparator hadrian’ın bir heykeli bulunuyordu. roma imparatorluk devrinin en kuvvetli olduğu zamanda, uzun barış devresi* sayesinde, kent kapılarının bir savunma unsuru olmaktan çıkarak bir abide haline geldiğine bu kapı en iyi örnektir benzer durumu perge ve side kent kapılarında da görmek mümkündür.
  • hadriyanus kapisi, antalya kaleicinin oralarda konuslanmis foksiyonsuz bir yapidir.imparator hadriyan yaptirmistir, sanirim limandan gelenler sehre girdiginde got olsun kalsdin diye buyuk olmasina ozen gostermistir.
    hadriyanus kapisinin antalyalinin genel soyleminde
    "karinin gote bak hadriyanus kapsii gibi eheheheh" gibisinden bir yeri ve kullanimi vardir.
  • hadrianus'un doğu seyahati esnasında antalya*'ya uğraması onuruna yaptırılmış bir taktır. aceleye geldigi ve tam olarak bitirilemediği, kemerinin iç kısmındaki rozet motiflerinin yarım bırakılmış olmasından anlaşılır.

    (bkz: hadrianus takı)
  • görsel/ görsel

    bugün itibariyle burçlarında zibilyon tane güvercinin tünediği; imparator hadrian onuruna yaptırılan; 3 adet takı olan; takların altında antalyaya özgü endemik bitki türleri kabartması olan
    görsel ; lentoların üstünde aslan başlı çörtenleri bulunan
    görsel/ görsel ;her yönüyle mimarlık harikası olan; neredeyse 2000 yıllık bir kapıdır. ne şanslıyız ki günümüze kadar bir şekilde ulaşabilmeyi başarmış...
    hakkında yazılacak zibilyon tane şey var da... onları belki başka bir gün editlerim.
  • kitabesinde yazdığına göre; hadrian bu kapıyı kendi kesesinden yaptırmıştır.
  • bu geçidin adı, yazılı metinlerde ilk kez 1817'de amiral sir francis beaufort'un anadolu seyahatlarini anlattığı karamania kitabında anılmaktadır. daha önce antalya'yı ziyaret eden seyyahların bahsetmemiş olmasının sebebi, muhtemelen o dönemler kapının etrafının surlarla örülerek kapatılmış olmasıdır. antalya'dan adalia olarak bahseden beaufort, kapının üst katından bahsetmekte ve toplamda 14 sütun saymaktadır. kalenin dışına bakan taraftaki dört sütunun daha büyük olduğundan bahsettiği için ön tarafta iki katı birden kaplayan dört sütun, arkada ise iki kata yayılmış daha kısa 10 sütun bulunuyor olması muhtemel.

    günümüzdeki halinde her iki tarafta dörder sütun olmak üzere toplam sekiz sütunu vardır, ancak bunlardan yalnızca birisi orijinaldir ve kapının kaleiçi tarafındadır. hangisi olduğu dışarıdan bakılarak bile anlaşılabilir. bu sütun örnek alınarak diğer sütunlar restore edilmiştir. örnek alınan sütun kısa olan taraftaki sütunlardan olduğu için bugünkü halinde öndeki sütunlar da arkadaki sütunlar da aynı boydadır. bu restorasyon da ancak 1959 yılında gerçekleştirilmiştir. o güne dek bu sütunlar yerine dikilitaş benzeri destekler yer alıyormuş. 1940'lardan kalma bir fotoğrafta o halini görebiliyoruz.

    iki yanındaki burçlardan biri roma döneminden, diğeri selçuklu döneminden kalmadır. atatürk caddesi'nden baktığınızda sağdaki selçuklu dönemi eseridir. muhtemelen hasar gördüğü için selçuklular bu burcu onarmıştır. kaleiçi'nin etrafını saran diğer surlar ve burçlar da 1900'lerin başlarına kadar ayakta kalmayı başarmıştır, ancak şehir hava alsın diye yıktırılmıştır (bkz: kaleiçi/#161859372).

    kapının üzerinde bronz harflerle hadrianus’un unvanları ve adının yazıldığı yazıt günümüzde yerinde değildir. yerlerinden sökülen orjinal bronz harflerden bazıları ashmolean müzesi’nde (oxford) sergilenmektedir. kapıların iç kısmındaki tavanda (tonozların altında) üç eşit 66 parçada olmak üzere antalya'ya özgü toplam 198 çiçeğin motifi bulunmaktadır.

    20. yüzyılın ortasına kadar kapının karşısında kalenin dışında kalan alan bir mezarlıkmış. eski bir haritada medresenin karşısında islam mezarlığı olarak adlandırıldığını görüyoruz.
  • hıdırlık kulesi'nın adının da hadrianus*'tan gelme olasılığı kenarda tutulmalıdır.
  • antalya'ya gelen misafirlerin önünde fotoğraf çektirmeden gitmediği tarihi yapı. kapıdan girdikten sonra restore edilmiş eski antalya evlerinin olduğu sokaklarda gezebilirsiniz, yolların sonu da denize çıkar.
  • 3 kapısı olan ve gelen turistlere sizce kral hangi kapıdan geçmiştir diye sorulan sonrasında; halk bir kapıdan askerler bir kapıdan kral bir kapıdan girip çıkarmış. ama hangisi sence diye küçük ipuçları ile turisti dumura uğratan ama cevabın olmadığı sorudur.
hesabın var mı? giriş yap