• hayatın her alanını cehenneme çeviren fobidir. ciddi anlamda yorucudur ve çevrenizdeki insanlar siz uyarsanız dahi inatla bu fobiyi görmezden gelmeye devam eder. veya abarttığınızı iddia ederler, ben de hiç sevmem sarılmayı, öpüşmeyi gibi saçma yorumlar gelir. aynı şey olmadığına ikna edemezsin.veya size akıl vermeye çalışan, doktor rolüne bürünen garip kişilikler de çıkabilir arada.

    nasıl hissettirdiğini milyar kere anlatmaktan bıktım. ama empati kurulabilmesi açısından burada da bir yazmak istedim. şöyle ki;

    sabah işe gitmek bile büyük bir sıkıntı sebebidir. çünkü kalabalık toplu taşıma araçlarına bineceğini bilmek bile daha evden çıkmadan kalp çarpıntısının başlamasına sebep olur. dokunulmadan binmeyi başarırsan en kuytu köşeye sığınıp yolculuk bitene kadar temasa uğramamak için debelenirsin. bu esnada ufacık bir temas anlık olarak kasılmana neden olur.

    ama daha kötüsü temasın devam ettiği durumlarda yaşanır. örneğin; yanında oturan kişinin kolu, bacağı değiyorsa, önündeki insanın çantası sana değiyorsa yine küçük temasta olduğu gibi önce bir kasılmayla başlar, ardından kalp hızı artar, terleme başlar, nefes sıklaşır. bu rahatsız durumdan hemen kurtuluyorsan pek sorun olmaz ama uzun süre maruz kalırsan indikten sonra vücudunun normale dönmesi neredeyse yarım saati bulur.

    metro veya metrobüs gibi ulaşım alanlarında yaşamadım ama ne yazık ki dolmuşa bindiğimde garip teyzeler yüzünden en ileri boyutunu yaşıyorum bunun. nedendir bilmem, dolmuşa binerken bi anda koluna yapışıp kendini içeri çeken veya sırtına, omzuna elini koyan teyzeler var. işte benim gibi bir hafefobik için kabus o noktada başlar: başka biri direkt olarak eliyle sana dokunuyorsa, kolunu tutuyorsa, omzunu sıkıyorsa bu benim açımdan tam bir kabus. o anda katatonik hale geliyorum, kalp hızım müthiş artıyor, terlemeye başlıyorum ve görüşüm bulanıklaşmaya başlıyor. zaten nefes alamıyormuş gibi hissediyorsun. dah doğrusu yeteri kadar hava soluyamıyormuşsun gibi bir his oluşuyo. sonrası ise yüksek çoğunlukla atak, mehe. yanımda sakinleştirecek biri yoksa çok zorlanıyorum ama biri varsa genelde daha çabuk toparlamam için yardımcı oluyor.

    yakın arkadaşlarıma veya anneme sarılmam, öpmem, el şakası yapmam. asla dokunarak konuşmayı seven insanlarla 2. kez bir araya gelmem. birine dokunmak kaçınılmazsa (el sıkışmak gibi) ilk hamleyi ben yaparım. çünkü dokunan ben olduğumda pek sorun yaşamıyorum, bilinçli ve hazırlıklı olmakla mı alakalı emin değilim.

    nebçim be...
  • dokunulma korkusu.
  • sanırım en iyi şu resimlerle anlatılabilecek psikolojik bozukluk.

    1
    2
  • lokal veya genel olarak ikiye ayırmanın mümkün olduğu fobi çeşidi.

    hiçbir şekilde ve hiçbir yerine temas edilmesinden hoşlanmama ya da bundan korkma durumunda hayat çekilmez bir hâl alacaktır. histeri krizleri ile biten ve silsile yoluyla agorafobi ve en nihayetinde paranoyada sonlanacak sancılı bir çöküş sürecine sürükleyebilecek ciddi bir fobidir.

    lokal olması durumunda ise daha katlanılır bir hâl alır, pratik çözümlerle tolere edilebilir.

    kısmî bir hafefobik olarak söyleyebilirim ki zıt karakterde biriyle zaman geçirmek zorunda kalmadığınız müddetçe sorun olmuyor. iletişime geçtiğiniz an insanlarla aranıza koyduğunuz mesafe, sessiz bir kural rayihası yaratıyor çevrenizde ve siz birilerine dokunmadığınız sürece kimse de size dokunmuyor.

    lakin "dokunsal" denilen ve eline koluna hâkim olamayıp her yanınızda dolaşmak isteyen "samimi" insanlar ile girdiğiniz iletişim tam bir azap yaşatabilir. zira siz kaçmaya çalıştıkça daha çok yanaşır ve mıncıklamadan duramaz bu manyaklar. "tikim var azizim." deseniz de kurtulamazsınız bu tiplerden, hele bir de durumunuzu açıklama gafletinde bulunduğunuz an başınıza psikoterapist kesilip sizi iyileştirmeye çalışırlar.

    velhasıl zor bir durumdur. en makulü, işinde uzman bir terapist ile kurtulmaya çalışmak ya da en azından katlanılır kılmaktır.
  • bu durumu yaşayıp atlatan, herhangi bir yakınında olup tecrübe eden varsa yazabilir mi?
hesabın var mı? giriş yap